Dün haber için gezerken öyle akla gelmez işler öğrendim ki…
Belediye’ de bir kere daha sevkiyat var. Yani norm kadro şişkinliği var azaltılıyor. Belediyenin gazı bir kere daha indirilecekmiş…
Bir an aklıma 2008 yılı ve sonrasında yaşananlar geldi ister istemez. Hatırlarsanız 2008 yılında Çarşamba Belediyesinden 126 işçi SENDİKALI OLDUKLARI İÇİN ve buna ilaveten başka nedenlerle görevlerine son verilmişti. Günlerce değil aylarca protesto yürüyüşleri, tepkiler olmuştu.
O günkü tepkileri yerel medya olarak elimizden geldiğince tarafsız ve piyasayı sulh ederek haber yapmıştık. O günlerin en son protestosunu ise 29 Mart yerel seçimlerinin ilk gününde yaşananlarla kopmuştu.
Seçim çalışması için ilk gün yapılan eylemlerde işten atılan işçiler bir sürü iddialarda bulunmuştu. Bunlara kimse o gün cevap vermemiş ama başka yolları tercih etmişlerdi. O günün sabahında ise SUÇLU biz ilan edilmiştik. Neden mi?
İşçilerin sözlerini haber yaptığımız için…
Gün geldi geçti. 2008 yılbaşından bu güne yaklaşık 3 yıl geçti ki yeniden aynı korkuyu yaşamaya ilçede başlayacağız diyerek endişem artmaya başladı.
Çünkü gelen haberde ÇARŞAMBA BELEDİYESİ 120 ye yakın işçiyi bir kere daha başka kurumlara yollamaya hazırlanıyormuş… Bu defa olay biraz daha farklı... Senaryo aynı ama… Yani gönderileceklerin senaryosu...
O kadar dedikodu var ki: Mesela;
- İşten atılacak pardon başka kamu kurumlarında görevlendirilecek personellerin yerine başkaları alınacakmış.
- İşçiler gönderildikten sonra belediyede sayılı personel kalacak ve özelleştirme yapılacak ama özel firmaya şu şu personelleri belediye AL diyecek onlar alacakmış vs, vs, vs...
Şartlar arasında bunlar olacakmış. Biz değil bunlar halk arasında alttan alta dillendirilmeye başlanan senaryolar. İşte şimdi bizde bu noktada yine korku başlıyor.
HAKLI iken HAKSIZLIĞA UĞRAMA KORKUSU. Malum bir kere yaşadık ya!.
Yaşanan senaryo tekrarlanır mı? Bu defa araya KEDİ, MEDİ, BİRLEŞTİRİCİ, BİLMEM İKİLİ İLİŞKİLER UZMANI falan filan girmesini engelleyerek, haberde isnatlara cevap vermek isteyen kendisi arayana kadar gördüğümüz haberi yapmaya devam edeceğiz.
Bu nokta da Belediye bu konuda gazetemize açıklama yollarsa noktasına dokunmadan yayınlarız. Küslükler unutulup, yasaklar kaldırılırsa elbette ki. Malum yasaklar ülkede kalktı ama bizim demokratik, özgür (!) belediyemizde sürüyor.
Bu arada merak etmiyorum dersem yalan konuşurum. Mesela kimler norm kadro fazlası çıkacak. Şimdi dedikodu ve konuşulanlar ortada. Bakalım belediye ne açıklama yapacak. Gerçi bu kanunu hükümet çıkarttı belediye uyguluyor. Bu noktada sorun ve sıkıntı yok.
Ama Hükümet Çarşamba Belediyesi, şu veya bu Belediye gönderecek demiyor. İsteyen gönderecek diyor.
İlçenin nüfusu habire arttırılırken, Köyler bile Belediye sınırına alınarak merkez nüfusu arttırılırken böyle bir norm düşüşüne anlam veremiyorum. Siz anlam verebiliyor musunuz?.
Bu neyin indirimi?.
İlçe nüfusunu yükseltirken norm kadro indiriliyor. Neyin yeri açılıyor ya da neyin harcaması azaltılıyor?.
Millet kaldırımlarımız ve yollarımız yapılmıyor diye bağırırken, kaldırım yapacak personel kalmayınca, İtfaiyeden 10 kişi çıkartmaya hazırlanırken, ilçede 5. kattan yüksek binalar türemiş, 3 bilemediniz 4 kata çıkan yangın merdivenli itfaiyen varken, itfaiyenin malzemesi çürük, çarıkken neyin düzeltmesidir bu anlamadım.
Dedim ya, Bir kabus daha yeniden başlıyor.
Ama bu defa yemezler. O günlerde İlçe Emniyet Müdürü Tahir Arslan, Kaymakam Nusret Şahin gibi aklıselim ve piyasanın gazını alan iki yönetici, idareci vardı. Şimdi durum farklı ancak, piyasanın gazını alacak kim olacak bilemiyorum. Bizler de aklıselim ve tarafsız haberlerimizle o günleri güzel atlatmıştık. Sıkıntıyı tek atılan işçi aileleri çekmişti. Ama onlarda mutlu sona ulaştılar. Tek canı yanan biz olduk. Buna da şükür yine de dimdik ayaktayız.
Bu defa ise sorun çok yok sıkıntı yok. Çünkü devlet dairesinden başka devlet dairesine gidiliyor. Yani sevkiyat var.
Tek sorun istekli gitmek. Yada sicilinde kötü şeyler yazılmadan gitmek. Yada sendikalı olma suçundan gitmemek. Gerisini siz anlayın. Biz şimdiden dillendirelim dedikodudan çıksın.
Gerisini Allah hayr eylesin.
Bekleyip göreceğiz.