Diş Hekimi Mahmut Genç, "Kliniğe başvuran hastalarımızın bir çoğunda mevcut olan düşünce dişlerin sarardığı ve artık geri dönmeyeceği yönünde. Ancak gelişen teknolojiler ile dişlerdeki ağartma işlemi artık çok basit ve ekonomik boyutlarda" dedi.
Dişlerinden estetik anlamda rahatsız olan hastaların yapması gereken ilk iş diş hekimlerini ziyaret etmeleri ve çözüm için konuşmaları olduğunu kaydeden Genç, "Diş beyazlatma için hekimlerin bir çoğunun kullandığı iki yöntem vardır. Birincisi klinik ortamında yapılan ve lazer ışını ile ağartıcı jelin uygulandığı ofis tipi beyazlatma ve diğeri hastanın diş ölçüleri alınarak ve diş plağı yapılarak hastanın evde kendisinin uyguladığı ev tipi beyazlatma. Etkili ve kalıcı beyazlık için bizim tavsiye ettiğimiz iki yöntemin kombine olarak uygulanması, ofis tipi beyazlatmada dikkat edilmesi gereken diş eti dokularının korunması ve lazer ışığına hastanın maruz kalmaması" diye konuştu.
Hangi Durumlarda Beyazlatma Yapılamaz?
Genç, "Dişin minesinde kalıtsal olarak meydana gelmiş veya sonradan olan kalıcı renk değişikleri beyazlatma ile geçmez. Mesele tetrasiklin renklemeleri veya ileri florozisli dişlere ağartma işlemi başarılı olamayacaktır. İleri derecede grileşmeye başlamış dişlerde yine beyazlatma işleminden yarar alamayabiliriz. Beyazlatma genel olarak 15 yaş üstü her bireye uygulanabilir. Bununla ilgili kanıtlanmış herhangi bir zarar belirlenmemiştir. Her yaşta her insana uygulamak mümkündür" ifadelerini kullandı.
Beyazlatma sırasında ve sonrası iki günde dişte hassasiyetler olabildiğini belirten Genç, "Bu etki kalıcı bir durum değildir ve katlanılmayacak seviye de değildir. Basit ağrı kesiciler ile geçebilen anlık hassasiyetlerdir" şeklinde konuştu.