BEN DEĞİLSEM KİM, ŞİMDİ DEĞİLSE NE ZAMAN?

S.M.M.M İLKNUR ÇAKIR

Öncelikle konfor alanı nedir ile başlayalım;  tamamen alışkanlıkların yer aldığı, risk almadığı, kendisini güvende hissettiği, günlük rutinlerden oluşan bir alan. Aynı yoldan işe gitmek, aynı yerde tatil yapmak ve hatta yemek masasında daima aynı sandalyede oturmak…
Konfor alanı içerisinde değişim yoktur o nedenle; her şey yolunda gibi, iyi gibi, keyifli gibi, rahat gibi, güvenli gibi gelmektedir.
Doğamız gereği konfor alanında kalmak daha kolay geliyor fakat geriye doğru baktığımızda ‘ah, keşke’ kelimelerini bir iç çekişle bütün hücrelerimizde hissederiz.
Sürekli erteleyenlere, sürekli bahanelerle sonraya bırakanlara ki o sonralar hiç gelmez, ömür kotasının sınırlı olduğunu unutanlara bakın Paulo Coelho ne diyor; “Bir gün uyandığında, yapmayı isteyip de yapmadığın şeyler için zamanın kalmadığını fark edeceksin.”
Gözlemlerime göre çok az insan hayatının her yönüyle memnun. Çok insanın da hayatının gidişatından memnun olmadığı halde sürekli şikayet halinde olup onu değiştirmek için herhangi bir  çabası yok.
 Oysaki kural çok basit; bir şeyden memnun değilsen, onu değiştirmek için yeni ve farklı şeyler yapmaya cesaret edersin. İşte insanın hayatta belki de en zorlandığı şey budur. Yeni şeyler denemekten, konfor alanından çıkmaktan, değişimden ödü kopar ve güvensiz hisseder.
 Bilinçaltımız malisef ki “hayır değişme, bu tehlikeli” der. Geçmişte yaşadıklarımız neler ise şu anda da ona göre yaşamamızı ister. Yeni şeyler denendiğinde biraz panik moduna geçer. Çünkü bilmediği şeyler vardır orda. Dolayısıyla güvensiz hissetmemize sebep olur ve konfor alanında kalmamız için var gücüyle çalışır. O nedenledir ki yeni bir girişimde, yeni bir ortamda, kariyer değişikliğinde stresli oluruz. Bu durum gayet doğaldır. Kendimizle bir süre mücadele etmeye razı olmakla ilk adımı atabiliriz.
Bilinmeyen o gelecek biraz sisli biraz endişeli görünüyor sabit durduğumuzda. Harekete geçtiğimizde o denli kalmıyor kaygılar. Çünkü gidilen yolculukta daha iyileri, daha başarıları, daha heyecanları, daha güzellikleri, daha yenileri buluruz. Bu durumu bir de Aliya İzzetbegoviç’in sözleriyle ifade etmek isterim. “Evet, ben de korkuyorum. Ama yürümemi gerektiren sebepler, korkmamı gerektiren sebeplerden daha fazla.”

Konfor alanından çıkmamanın bedeli konfor alanın dışına çıkmanın bedelinden her zaman daha fazla olur. Konfor alanında kalıp bir ömür sıkıntı çekmektense bir kere cesareti toplayıp konfor alanın dışına çıkmayı göze almak gerekiyor. Çinli Filozof Lao Tzu’nun dediği gibi “Binlerce kilometrelik bir yolculuk bile, tek bir adımla başlar”.

Evet konfor alanın dışına çıkmalıyız. Çünkü;
İnsanın kendisinin en iyi versiyonunu bulma yolcuğudur.
Hayatımıza yararlı rahatsızlıklar eklemektir.
Öğretici ve geliştirici bir alandır.
İçimizdeki enerjiyi, gerçek gücü keşfetmektir.
Amaç ve hedeflerimize ulaşmaktır.
Yeni ufuklara yelken açmaktır.
Yaşamın bize sunduğu nimetlerden daha çok yararlanmaktır.
Fırındaki taze ekmeğin kokusunu aldıktan sonra bayat ekmeğin artık eski lezzetini vermemesidir.
O halde denemeye değmez mi?
Konfor alanından çıkmak isteyenlere kendi deneyimlediğim yöntemden bahsedecek olursam; birinci sihirli söz; “konfor alanımın dışına çıktığım için, kaygılarım var fakat bu durum bana gelecekte daha çok fayda sağlayacak”. Bir diğer sihirli söz ise; “ ben değilsem kim, şimdi değilse ne zaman?”
Bir işyerinde sadece sana verilen işleri doğru yapmaya çalışıyorsan işte orası konfor alanı. Ama söylenmediği halde doğru işleri arayıp bulup onları da yapıyorsan konfor alanın dışına çıkmış oluyorsun.
Sabah kalk işe git akşam eve dön, 4-5 saat dizi izle uyu. Tekrar sabah kalk işe git akşam dön, 4-5 saat dizi izle uyu. Böyle böyle döngü tekrar etsin. Ama buna müsaade etmeyip her anını dolu geçirmeye çalışmak adına yapılan her eylem, her adım konfor alanın dışına çıkmaktır. Bu kitap okumak olabilir, farklı projeler üzerinde çalışmak olabilir, spor yapmak olabilir, el becerileri olabilir, faydaya yönelik her şey olabilir.
Gözden kaçırmamamız gereken önemli husus;  gereksiz düzeyde sınırları zorlamamak, fazla ileriye gitmemek gerekir. Çünkü panik yaşatır, kaygıya boğar ve performansımızı düşürür. Hayatımızın her alanında en önemli anlam içeren kelimelerinden biridir ÖLÇÜ.
Eğer biz büyür ve gelişirsek o konfor alanın sınırları dar gelir bize. O halde bir gün kelebek olmak dileğiyle…
Sağlıcakla kalın...

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.