Beşikçi, "SATAN değil, YAPAN zihniyet geliyor"

Beşikçi, "SATAN değil, YAPAN zihniyet geliyor"

Haberin videosu için tıklayınız...

Saadet Partisi Çarşamba Belediye Meclis Üyesi Adayı Sultan Necip Beşikçi, 30 Mart’ta yapılacak Belediye Seçimleri öncesi planladıkları projelerini çarpıcı dille Haber Expres Gazetesi ve www.sekerhaber.web.tv'ye açık yüreklilikle anlattı. Beşikçi; " Biz her zaman SATAN değil, YAPAN bir iktidar olmuşuz. O gömlek her ne pahasına olursa olsun benim ülkemin esas olduğu bizim sembolümüz olan kefen o dur" diyerek iktidarı da muhalefeti de adeta topa tuttu.


İşte Haber Expres Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Erol Şeker’in tüm sorularını açık yüreklilikle yanıtlayan Saadet Partisi Çarşamba Belediye Meclis Üyesi Adayı Sultan Necip Beşikçi kendine ve Milli Görüş’e dair her türlü konuya değindi. Soruları yanıtlayan Beşikçinin tüm konuşmasını siz okurlarımıza sunuyoruz;
HABER EXPRES GAZETESİ: Öncelikle bizlerin sorularını yanıtlayacak olmanızla bizleri onurlandırdınız. Sizlere Neden Saadet Partisi’ni ve neden Belediye Meclis Üyeliği adaylığını tercih ettiniz?
S.NECİP BEŞİKÇİ: Geçmiş dönemlerde, azalık, Muhtarlar Derneği başkanlığı ve İl Genel Meclis Üyeliği’nden başlayan süreçten bugüne gelerek Belediye Meclis Üyeliği adaylığına geldik. Amacımız Çarşamba’ya neler kazandırabiliriz, ne derece faydalı olabiliriz? Bunları düşünüyoruz. Düşündüklerimizin bir kısmını İl Encümeni olarak yapmayı hedefliyorduk fakat az bir oyla bu hedefimizi gerçekleştiremedik. Bu düşünceler içinde arkadaşlarımızın da teveccühü ile Belediye Meclis Üyeliği adaylığına seçildik. Öncelikle tabiî ki de davamızdır. Vatandaşa hizmeti esas alırız. Yeniden büyük Türkiye’yi gerçekleştirebilmek için çalışmalarımızı yapıyoruz. Bugün baktığımızda bir yığın dert içindeyiz. Bu halde de ben artık istirahat edeyim diyemedim.
HABER EXPRES GAZETESİ: Sizleri Çarşamba Muhtarlar Derneği Başkanlığı Döneminden Tanımıştık. O zamanlarda Ziraat Odası ve birçok siyasetçilerle de çok sıkı bir işbirliği içinde oldunuz. Muhtarlar Derneği’nde olmanıza rağmen tarım üzerine birçok çalışmanız oldu. Tarım konusunda ne kadar yol kat ettiniz? Muhtarlar Derneği’nde ki başkanlık görevini bıraktıktan sonra dernek aynı yerde mi yoksa daha geriledi mi?
S.NECİP BEŞİKÇİ: O günlerde tarım ile alakalı söylemlerim halen devam etmekte. Çünkü o zamanki Muhtarlar Derneği Başkanlığı görevimde Çarşamba’nın eksiklerini gördüğüm için çabam ve azmim buradan kaynaklandı. Öncelikle düşündüm Çarşamba’nın tarımına hizmet etmeyen kesinlikle Çarşamba’ya hizmet etmiş sayılmaz. En elit insanların yani halk diliyle sosyetenin alışveriş ettiği bir işyerinin kasasını çektiğimizde 100 TL’nin 90 TL’si çiftçinin parası oluğunu görüyoruz. Bu memlekette fabrikatör yoktur. İşçi neredeyse yok denecek kadar az. Onun için bu memleket tarımla yatıp, tarımla kalkmalı. Siyasette hizmet ettim diyebilmek için mutlaka tarıma ve tarımcıya hizmet etmesi gerekir. O günlerde Çarşamba’da kurduğum Organik Fındık Üreticileri Birliğini organik tarıma taşıyarak o gün ki söylemlerimle Çarşamba’ya neler getirebiliriz düşüncesi ile İl Genel Meclis Üyesi Adaylığı süresinde 6 sayfalık bir projemin bir sayfasına yakını Samsun’a temiz bir içme suyu getirmekti. Yaşadığım yer bir içme suyu havzasında olduğu için ilk burayı düşünmüştüm. Biz suyu temiz tutarsak,  sağlıklı bir su içerler dedik. Bu dediklerimizi adım adım takip ediyoruz. Şuanda 600 üyesi olan Organik Fındık Üreticileri Birliği’nin kurulmasına vesile olduk. Çarşamba’da ise Özel İdare bütçesi ile neler yapılmalıydı? Neler yapılmamıştır? Yetkililerden bu konularda oturup halkın karşısında konuşmaya davet ediyorum.
HABER EXPRES GAZETESİ: Temiz bir içme suyu projesi derken sizin içme suyunu temiz olmadığını mı ima ediyorsunuz. Siz içilebilir bir su mu getireceksiniz Çarşamba'ya?

S.NECİP BEŞİKÇİ: Kesinlikle içilebilir değil. Ve en kısa sürede içilebilir kimyasal atık olmayan içme suyu ile halkımızın sağlığına değer katacak bir hale getireceğiz. Şimdi bu gün içme suyu diye verdikleri su temiz değildir. Gidin temiz mi değil mi iyi etüt edin.  Belediyenin kurduğu arıtma tesisinde su içerisinde ki belirli bazı basit mikropları arıtma tesisidir. Ama kimyasal artık olan ilaçların artığını, azotun artığını hiç bir arıtma tesisi ile arıtamazsınız. Bu suyu buharlaştırıp başka yerden bir başka yere alsanız dahi buharlaşıp o yere göndermiş olursunuz ve kimyasal artıkları arıtamazsınız.    Biz yep yeni bir proje ile iktidara geliyoruz. Samsun içme suyu barajının etrafında ki alanda 100-200 haneye varan tüm çiftçilerimizi bir yıl için de organik üretime yönlendirerek bu alanda ki kimyasal atıklardan arındırarak temiz su içirmeyi halkımıza taahhüt ediyoruz.


HABER EXPRES GAZETESİ: Mevcut iktidar olsun önceki iktidarlarda olsun seçilene kadar herkes sözler veriyor ve yapmıyor. Sizler de buna tepki gösteriyorsunuz. Buna bir örnek verebilir misiniz?

S.NECİP BEŞİKÇİ:Elbette ki verebilirim. Mesela Muhtarlar Dernek Başkanı iken 100 aşkın aday adaylarının imzalı taahhütleri var. Sorduğum soru şu olmuştu. Eğer aday olursanız ve akabinde Milletvekilliğini kazanırsanız,  akabinde iktidarda olursanız çarşamba ovasında ki arz talep fazlası ve tarlaya gömülen ırağa dökülen sebze ve meyve için konsantre fabrikası kuracak mısınız? İdi. Hepsinin imzalı ve sözlü Evet cevapları var ama hani nerede hangisi yaptı?. Biz Saadet olarak bunları imzalı da imzasız da söz veriyoruz ve yapacağız. Bunun örneklerini 14 aylık iktidarımızda da başlattık zaten.


HABER EXPRES GAZETESİ: Her seçim döneminde Salça Fabrikaları, Konserve fabrikaları gündeme geliyor. Seçimlerin ardından gündemden düşüyor. Birde Şeker Fabrikası zor zahmet, Rahmetli Necmettin Erbakan döneminde temeli atılan ve hizmete girmişti. Ve bugün kapatıldı. Siz bu fabrikaların kurulması konusunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
S. NECİP BEŞİKÇİ: Bizler bu konuları seçim zamanı söyleyen değil. Her fırsatta bu dediklerimizi yaptık. Erbakan hocamızın büyük emekleriyle yapılanlar yok sayılamaz. Bugün Erbakan hocamız ölmüş olabilir fakat onun ideolojisine sahip birçok Erbakan ruhu taşıyanlar var. Nasıl çöp yığınları ile aldığımız yerleri ertesi sene gül bahçesine çevirdiysek, bu hizmetleri de rahatlıkla gerçekleştirebiliriz. İki farklı zihniyet görüyorum. Bir zihniyet var. Borçsuz aldıklarını borç yığınıyla bırakıyor. Diğer zihniyet ise borç batağından borçsuz bir şekilde çıkıyor.
 

HABER EXPRES GAZETESİ: Saadet Partisi’nin tabanında son seçimlerde AK Parti’ye ciddi bir teveccüh vardı. Bu seçimde de aynı manzara yaşanır mı? Sizce görsel hizmetler mi yapıldı?
S.NECİP BEŞİKÇİ: Özellikle şunu değerlendirmek isterim. Bir Adapark’ımız var. İnsanlar psikolojik ve maddi olarak bunalsa dahi zaman içerisinde oturmak, gezmek hakkıdır. Adapark konusunda Başkan’ı tebrik ediyorum. Tabi bu projenin yapılış süreci ayrı konudur. İhaleler ne kadara mal olmuştur. Çarşamba’da yerli esnaf para kazanamazken dışarıdan getirilen malzemelerle ilçeye birçok hizmet yapıldı. Olan da bizim inşaat malzemesi satan, nalbur malzemesi satan esnafımıza oldu.  Peki şimdi size soruyorum. Çarşambaspor kaçıncı ligde? Bölgesel amatör lig dediğimiz bal gibi ligde. Çarşambaspor için bu ligdeyken bu kadar tesisin yapımına ihtiyaç var mıydı? Soruyorum size. Stadın yerine salça turşu gibi fabrikalar yapılamaz mıydı?

 HABER EXPRES GAZETESİ: Saadet partisi olarak göreve geldiğinizde Türkiye’de şunları değiştirebiliriz dediğiniz, köklü değişiklikler olarak gördüğünüz, hedeflediğiniz projeler var mı?

S.NECİP BEŞİKÇİ: Tabi ki de var.  Biz her zaman SATAN değil, YAPAN bir iktidar olmuşuz. Öncelikle ağır sanayi dediğimiz hamleleri bıraktığımız yerden başlayarak yeniden yapmayı hedefliyoruz. Milli sanayi, Milli sermaye, Milli ekonomi, Milli Tarım, Milli devlet anlayışını benimsemiş bir farklılığımız var. Bunları takibi büyük eksik görüyoruz. Küresel sermayeye teslim olmak yerine öz kaynaklarımız harekete geçecek. Bunlar yabancı söylemler değil. Biz 20 yıl önce yapmış ve bunları bir havuz kurarak  o gün zarar içinde ki KİT'leri  kara geçirerek on milyon dolarlarca kar yapmış bir iktidar ve zihniyetin temsilcileriyiz.

HABER EXPRES GAZETESİ: Peki Çarşamba'nın her tarafı açık. Kara, deniz, hava, tren yollarımız var. Kargomuz var. Çiftçi ekmiyor, Şeker Fabrikamız kapanıyor siz ne yapabilirsiniz? Bütün bu yoklar için siz ne yapabilirsiniz?

S.NECİP BEŞİKÇİ: Türkiye işçisinin parasını veremez hale gelmiş duruma getirildiği o günler de Derviş Ülkeye Gelmiş. Derviş ekonomisi denilen o gün Türkiye' ye elinde bond çantası ile getirilen Kemal Derviş'in sembolik olarak şöyle demiş: 15 günde 15 proje yapın size IMF' den size  parayı serbest bırakırım ben oradan geldim. Sizi rahata kavuştururum demiş. Ve 15 günde 15 yasa içinde fındık, pancar, tütün yasası, bankalar üst kurulu gibi böyle sayabiliriz.  Biz bunları kesinlikle ret ediyoruz ve iktidara geldiğimizde bunları kaldırıyoruz.

HABER EXPRES GAZETESİ: Peki Şeker Fabrikasını kapattırmayacak mısınız?

S.NECİP BEŞİKÇİ: Buna net cevap vereyim. Eğer Şeker Fabrikasının satışı gerçekleşmeden bu ve 2015'te ki seçimlerde yine halkın teveccühü tecelli ederse iktidar olursak kesinlikle kapattırmayacağız.

HABER EXPRES GAZETESİ: Peki tarımsal alandaki gelişim Çarşamba'ya ne kazandıracak? Çarşambayı ne kadar kalkındıracak?

S.NECİP BEŞİKÇİ: Küresel krizden etkilenmeyen bir ülke var bunu söyleyebilir misiniz?

HABER EXPRES GAZETESİ: Hollanda mevcut.

S.NECİP BEŞİKÇİ: Evet, Dünyada küresel krizden etkilenmeyen tek ülke Hollanda'dır. Hollanda’nın sanayisi bizden çaldığı laleye dayalıdır. Kesme gülle dünya rekoru kırmış bir ülke.  Arazi yapısı deniz seviyesinden 6 metre alçakta ve biz deniz seviyesinden 3 metre yüksekte ki suları kanallara akıtıp şu ovamızda ki her mevsimde tarım yapamayacak kadar müflis bir hale getirilmiş bir tarım politikası izleyen bir ülkeyiz.

HABER EXPRES GAZETESİ: Sadece Tarımı güçlü bir Türkiye dünya da söz sahibi olabilir mi?

S.NECİP BEŞİKÇİ: Tarımı güçlü bir ülke tank yapmaktan da top yapmaktan da daha güçlü bir ülke olur.

HABER EXPRES GAZETESİ: Peki eğer tarımla her şeyi halledebiliyorsak neden hükümetler iktidara gelince öncelikle petrol arayışı içine giriyor?

S.NECİP BEŞİKÇİ: Çok güzel bir soru sordunuz. İşte  Avrupa Birliği hayranlığından, sevdasından kaynaklanan bir olay. Çünkü  Avrupa diyor ki sen Avrupa’ya girmek için senin tarımla iştigal eden nüfus sayın yüzde on olmalı diyor. Arkasında ne var?. Kanada' dan mercimek alacaksın, Fidel Castro'nun Küba'sından şeker kamışı, şıra alacaksın. Sağlığa da uygun olmayacak. 

HABER EXPRES GAZETESİ: Şimdi anladığım kadarıyla tarım milli görüş olarak daha ön planda ama Avrupa birliği yasaları da bizim için kaçınılmaz. Başbakan ve Cumhurbaşkanı Gül'ün geçtiğimiz dönemlerde  Avrupa birliği Hıristiyan kulübüdür derken iktidara gelindiği zaman Avrupa birliğine girme heyecanı başladı. Bu durumda ne düşünüyorsunuz?

S.NECİP BEŞİKÇİ: O kardeşlerimize Allah hidayet versin. Biz milli görüşümüzü onların gömleklerine anlatmışız kendilerine anlatamamışız. Milli Görüşü onlar gömlekleri ile beraber çıkartmışlar demek ki. Bizim Avrupa birliği gibi bir kaygımız yoktur. Biz iktidara geldiğimizde AB'yi dondurucuya koyacağız. Orada duracak.
HABER EXPRES GAZETESİ: Milli görüş gömleği dediğiniz gömlek nasıl bir gömlek? Çok kolay mı değiştirilebiliyor?

S.NECİP BEŞİKÇİ: Milli görüş gömleği. Milli Görüş gömleği dediği gömlek, "Biz kefenimizi giydikte yola çıktık dediği gömlektir". Başbakan sık sık söylüyor söylüyor da o unuttu o gömleği çıkarttığını. O gömlek her ne pahasına olursa olsun benim ülkemin esas olduğu bizim sembolümüz olan kefen o dur. O Milli Görüş gömleğini çıkarttık dediği an demek ki biz onun beynine nakşedememişiz gömleğin yakalarında kalmış, gömlekle birlikte çıkartmış galiba.  

HABER EXPRES GAZETESİ: Milli görüş gömleğinin kefen olduğunu iddia ederek otomatik olarak ülkenin geleceği için tarımsal sanayi ekonomi sosyal yaşam tarzında her türlü alanda biz bir hizmet için çıktık bu yola sonunda kefende olsa biz bu yatırımı yapıp ülkeyi ayağa kaldıracağız diyorsunuz. Başbakanda biz gömleği çıkarttık diyor. Burada bir çelişki mi var ? Yoksa siz hala o gömlekle geziyoruz bizim görüşümüz değişmedi ülkeyi milli görüş kaldıracak mı diyorsunuz ?

S.NECİP BEŞİKÇİ: Evet bizim görüşümüz değişmedi bu ülkeyi milli görüş kaldıracak.  Ariel Şaron’un bir açıklamasında ‘Şu Erbakan yok mu? 11 ayda projelerimizi 14 yıl aksattı’ diyor. Büyük İSRAİL. Onların hesabına göre 2014'te kurulması gerekiyordu. Sözde Büyük İsrail hedeflerine Erbakan hocanın engellemesi nedeniyle ulaşamadılar. Şaron'un iddiasına göre Saadet Partisi yani rahmetli Erbakan İsrail'in projesini 11 ayda 14 yıl geciktirdiyse demek ki İsrail hedefine artık 2028 yıl sonra kavuşabilecek. Rahmetli Erbakan kötü mü yaptı. O nedenle böyle bir beynin iktidarda kalması hiç bir zaman mümkün olmayacak. Yinede bu ülkeyi milli zihniyet milli irade kalkındıracak. Şuan için biz milli vilayete adayız.

HABER EXPRES GAZETESİ:  Milli vilayette belediye seçimini kazanırsanız saadet partisi olarak Çarşamba için en iyi gördüğünüz hizmet yada Çarşamba için tarımdan  başka yapmak istediğiniz bir proje var mi ? Çarşamba’da en büyük eksik olarak ne görüyorsunuz ?

S.NECİP BEŞİKÇİ:Çarşamba’da kenar köşe mahallelerde,akşama kadar evinde oturan zorunda kalmış bayan kardeşlerimize küçük el işi atölyeleri kurmayı hedefliyoruz. Belediye bütçesinden ayıracağımız bütçe ile de bu projeyi desteklemeyi umuyoruz. Hatta gerekirse bunların satışında da yardımcı olmayı düşünüyoruz.
HABER EXPRES GAZETESİ: Herkesin Hüseyin Dündar başkan başarılı. Değişmemesi lazım. Bir 5 yıl daha bu görevde olması lazım diye bir düşünce tarzı yerleştiği iddiaları var. Siz bu konulara nasıl bakıyorsunuz.
S.NECİP BEŞİKÇİ: Başkan Hüseyin Dündar Milli Görüş zihniyetini kabul etmediği için kesinlikle devam etmemelidir. Bu bir ikincisi ise yine mi AK Partiye mi oylar derseniz o üslup ve söylem kesinlikle yanlış. Her şeye rağmen biz yine gitmedik. Ama onların oylarını arttıran, seçmeni katılaştıran başbakanın sürekli şu arkamdan eksik olmasın dediği muhalefet yok mu? Dua ile yad ettiği muhalefet yok mu? Bütün suç muhalefetindir. Buradan söylüyorum. Eğer bunlar merkezi idarede sussalar oyumuz %15 anında geri gelir. Halkı orada katılaştırıp oyları sabitleştiren bu muhalefetin patavatsız, üslup dışı yaptığı muhalefetten kaynaklanmaktadır. Şimdi meydanlarda sık sık karşılaşıyoruz. Ya çalışıp çalışıp oyu AK Partiye vermeyin. Bu sorunun cevabı budur. Oylarımızın orada katılaşıp kalmasının tek nedeni muhalefetin patavatsız ve basiretsiz muhalefet ve söylemlerinden kaynaklanıyor. Zaman zaman şu söyleniyor. Ya bu sizin ürününüz.

MHP'lilere söylüyorum bu bizim değil sizin ürününüzdür.  Geçmiş dönemde Refah yol dönemini beğeniyor musunuz?. İkinci parti olduğunuz da başbakan yardımcısı olacağınıza Başbakanlık teklifi geldiğinde neden kabul etmediniz. Neden o günler de Refah Partisi istirahat etsin dediniz.? Tansu Çiller'den daha mı basiretsiz miydiniz?. Yalım Erez söylemi ile kendi gensorusuna evet diyen insanlardan daha maneviyatçı, milliyetçi ve muhafazakardınız. O zaman neden bu istirahatı bize önerdiniz bu emri size kim verdi. İşte istirahat ederken biz bu sancılı doğumu yaptık.  Eğer MHP siz istirahat edin demeseydi ve memlekette TANSU Çiller ile Refah yol iktidarı devam etseydi memlekette insanların aşı, işi, huzuru olurduk ve bu sancı doğmazdı. Biz çok istirahat ettik ve bu kötü gidişata ancak biz dur deriz. Kimse elini boşuna ovuşturup durmasın AK Parti gider ama yine biz iktidar oluruz.

Diğer tarafta CHP'liler. Bu sizin ürününüz, sizin evladınız diyor duruyorlar. Bu adam bizim değil sizin ürününüz. Bu adam Mahalle muhtarı bile olamaz kanunu varken, Sayın Deniz Baykal'la iki buçuk saat kapalı kapılar ardında emreden Bush emrinden sonra ABD onu kabul etti. ABD onu kabul edip gidip geldikten sonra o günkü AK Partinin sayısı Recep Tayyip Erdoğan'ın yasağının kaldırılmasına yetiyor muydu?. Kimin desteği ile kaldırıldı. Bu bizim kanadı kırık kuşumuzun kanadını tamir ederek yürü git demediniz mi?.

İşte o nedenle hep söylüyoruz zaman zaman eksik doğumlar olabilir. Buda bizim bir eksik doğumumuz. Ama tedavi edip iş başına getirip artı dünya da şampiyon ettiler. Dünya da hiç bir ülke veya siyasetçi var mı ki üç seçim hep oyunu arttırsın iktidar olsun. Yok bu ne demektir arkasında doğru dürüst bir muhalefet yok demek değil midir?. Bu da bunların adam gibi muhalefet yapamamasından kaynaklanmaktadır.

HABER EXPRES GAZETESİ: Son olarak Çarşamba halkına seçim öncesi Saadet Partisi Belediye Meclis üyesi adayı olarak neler söylemek istersiniz?

S.NECİP BEŞİKÇİ: Değerli Halkımıza şunu söylemek İsterim. Umutsuzluk hiç bir zaman Şunu samimiyetimle dile getirmek istiyorum. Biz hayalperest olarak biz çok büyüdük bize oy verin diyerek hiç bir cümle kullanmayız. Biz Müslüman'ın açığını görsek bile örtersek Allah o kusuru örtene yardım ettiğine inanan insanlarız. Kırk gündür saha da çalışıyoruz.  Bir örnekle cevap vereyim. Arıcılık yapanlar şunu iyi bilir. Arı oğul atar. Yanda ki kovan da oğul atmak istediği vakit bazen bunlar birbirine karışabilir. Karıştıktan sonra ya gidip başka bir kovana veya ücra bir köşede ki ağacın dalına konabilir. Ama aynı anda kendi kovanına da çekebilir. Şuna milletin kafası aynı oğul atan arılar gibi vızır vızır. Hangi ağaca, hangi kovana gireceği kesinlikle hiç kimse bilmiyor. Kimsenin garantisinde değil. Yani hiç kimse seçimi şu kazanır bu kazanır kaybeder giyerek ümitlenmesin. Bu noktada biz de dahil, diğer kendini çook güçlü zannedenler de dahil. Ama biz çok zor şartlarla kıt kanaat şartlarla insanların özverisi ile, davasına inançları ile köky köy, mahalle mahalle, kapı kapı dolaşarak zor şartlarda da olsa, hangi şartlarda olursa olsun çalışıyoruz ve Allahın izni ile de başaracağımıza ve seçimi kazanacağımıza inanıyoruz. 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Çarşamba Haber Haberleri