Ektiğin her tohumu özenle atmak, beslemek, büyütmek ve o ürünü zihninde, yüreğinde hasat öncesi görebilmek yaşamın özüdür.
Nasıl ki dünkü düşüncelerimiz bugün ki hayatımızı inşa ediyorsa, şu anki düşüncelerimiz de yarın ki hayatımızı inşa edecek.
Istakozların evrimini, olağanüstü gelişen teknoloji karşısında alışılmış rutinlerle hayatlarını devam ettirmeye çalışanlara örnek olmalı diye düşünüyorum.
Şöyle ki; ıstakozlar denizlerin tabanındaki yarıklarda veya oyuklarda yaşayan canlılardır. Sert kabuğunun içinde yaşayan yumuşak hayvanlardır. Istakozların boyları 30-35cm kadar büyüyebilir ve ağırlıkları 4-5kg’a ulaşabilir. Istakozlar büyüdükçe, kabuklarının içine sığmamaya başlarlar. Bu durum ıstakozlara acı verir. Bu aşamada ıstakozlar, en büyük düşmanları olan ahtapotlara görünmeden, kayaların altında küçülen kabuklarını terk edip, kendilerine yeni bir kabuk yaparak, yaşamlarını sürdürmeye çalışırlar. Istakozların yaşadıkları sıkıntılı durum ile geçmiş rutinlerinden kurtulmak isteyen kişilerin zorlukları benzerlik göstermektedir.
Şüphesiz ki içinde bulunduğumuz dönem birçok açıdan bizleri zorluyor. Bu süreçte mümkün olduğunca bakış açımızda farklılık oluşturmak ve kendimize yatırım yapmak en iyi şeylerin başında geliyor. Şems-i Tebrizi o kadar net ve güzel ifade etmiş ki; “Senin gönlün değişirse, dünya değişir.”
Büyüme halkasını; ılık ve durgun bir iklim sağlamaz. Bir ağacın büyüyüp güçlenmesi için zor bir kış geçirmesi gerekir. Bizler de zorluklarla mücadele ederek daha derini görebiliriz. Bernand Shaw’ın dediği gibi; “Eğer yürüdüğünüz yolda güçlük ve engel yoksa bilin ki o yol sizi bir yere ulaştırmaz.”
Kendimize daracık bir alan çiziyoruz. Ve bu daracık alanda sırf kendimizi güvende hissettiğimiz için tüm ömrü geçiriyoruz. İyi hissetmesek dahi oradayız. Oysaki o alandan çıkış; tüm fırsatları önümüze serecek. Tıpkı öğrenci hazır olduğunda öğretmenin de orada olması gibi.
Bir diğer muhteşem etki, yolculuğunuza eşlik edecek insanların karşınıza çıkması.
Daha da önemlisi güzel bir bakış açısıyla hayata değer katacak bir şeyler yaparken bulursunuz kendinizi.
Hepimizin beceri ve yeteneklerinde ustalaşmak için yeterli bir beyin gücü var.
Dışarıda görmeyi arzuladığımız dünyaları önce içimizde oluşturmak zorundayız. Mevlânâ’nın o güzel sözüyle noktalamak istiyorum; “Dün akıllıydım, dünyayı değiştirmek istedim. Bugün bilgeyim, kendimi değiştiriyorum.”
Yeni şeyler deneyimlediğiniz ve rutinlerinizi yeniden inşa ettiğiniz bir hafta dileklerimle
Sağlıcakla!