Tarihten iz bırakan bazı olaylar hüzünlüdür, acılarımızı depreştirir. Fakat Çanakkale, öyle kutlu ve anlamlı ki, ağrısı gurur vermekte, kederi gönüllerde yanık türkülere beste olmaktadır. Andıkça bir o kadar onurlandıran, başımızı dik tutmamıza vesile olan böylesine eşsiz bir destanı, nesillere yeni baştan “bütün bilinmezlerini ortaya çıkararak” tanıtmak gerekir.
Çanakkale, modern çağın buhranlarına umut olabilecek, yeni bir nefes, geçmişten geleceğe kutlu bir köprüdür. Bu yüzden, yediden yetmişe herkesin savaşın geçtiği yerleri gezip görmesi, gerçekleri görmesi, yorumlaması, özümsenmesi, dersler çıkarması ve ibret alması gerekir. Büyük ülkeler, kitleler ilham versin, yol göstersin, örnek teşkil etsin diye, abartılı paralar, büyük emek ve onca zaman harcanarak; etkileyici filmler, eşsiz projeler, ya da kusursuz anıtlar ortaya koymak isterler. Oysa Çanakkale öylesine devasa bir filmdir ki, aynısını değil, benzerinin bile tekrarlanması, her bakımdan asla mümkün değildi.
Sahnelerde dublör kullanılmamış, bilgisayar oyunlarıyla aldatıcı efektler yapılmamıştır. Yapay görünüşler, sahte gülümsemeler, teknolojik gözyaşları akıtılmamıştır. Sahnesi vatan toprakları, başrollerde yer alanda Mehmetçik`tir. Her bölümü prova edilmeden, tekrarı olmadan, kanla icra edilen ve birbirine benzemeyen bir destandır. Akan, bir milletin gerçek kanı, zulmü boğan ise masumiyetin timsali, hakiki gözyaşıdır… Maliyeti 250 bin gencecik, hayatının baharında ana kuzusudur… Istırap çile, dağlanan yürekler , bağrı yanık analar, sönen ocaklardır… O yüzden bu filmin bütçesini hesaplamak bile asla mümkün değildir. Öyle bir film ki, senaryoyu yazanlar ve sponsorları akla hayale gelmeyen en büyük vahşeti üretip, uygulamaya koymuştur.
Fakat Mehmetçik, bu zulme canavarlığa ve her türlü çirkinliğe, merhametini, vefasını, şefkatini, mertliğini, sabrını, tevekkülünü vb. hasletlerini katarak, insani boyut getirmiştir. Çanakkale öylesine muhteşem bir eserdir ki, temelleri vatan toprağı, harcı kan, duvarları şüheda bedenleridir. Devamı yarın.