Çarşamba'yı sel almadı ama, Çarşamba çiftçisini sel vurdu. Sözün tam anlamı ÇİFTÇİLER VURULDU...
Önceki gün sağnak yağmur malum, özellikle sahil bölgesinde ki çiftçilerin, tarım arazilerini vurdu. Çiftçiler iki yıl üst üste, öylesine büyük maddi ve manevi zarara uğradı ki...
Neden sonuç ilişkisi önce DSİ Bölge ve ilçe Müdürüne ardından Samsun Siyasetçilerine kesildi. Çiftçiler sabah saatlerinde DSİ Çarşamba Şubesinde toplandı. Olay yerin de Çarşamba Muhtarlar Odası Başkanı, Ziraat Odası yeni- eski Başkanları, Mahallelerin Muhtarlarıyla birlikte, Muhtar ve Başkanlar çiftçilere ne dediyse sakinleşmediler.
Çiftçiler o kadar yıkılmışlar ki; Başkan ve Muhtarlara "Bizi her yıl aldatıyorsunuz" dediler. Biz kendi göbeğimizi kendimiz keseceğiz dediler ve, Lafı uzatmayalım Samsun Ordu Karayoluna çıkarak, Karayolunu Trafiğe kapattılar.
Olayları biz de hem facebook'tan canlı yayınladık, hem de haber için gerekli konuşmaları aldık. Yaşananlar hiç hoş değildi. Ama çiftçiler mecburdu. Çünkü eski Müdür onların hiç bir derdine çare olmamış artı işi daha da vahim boyuta taşımış.
Bu arada DSİ Bölge Müdürü bizim köşe yazısından sonra sessiz sedasız görevden alınıp yerine yeni Müdür atanmış. Kimsenin haberi yok. O nedenle mevcut Müdüre şimdilik tepki ve laf yok... Tabi o da duyarlı olmazsa tepkilere hazır olmak zorunda kalacaktır.
Her neyse. Çiftçiler hiç suçu olmayan karayolunda ki seyahat eden insanlara da istemeseler de zarar verdiler ama çareleri yoktu. Çünkü Çiftçilerin önceki gün su altında kalan sebze- meyveleri bu gün oluşan aşırı sıcakta yandı bitti. Adamlar haklı olarak zararı bırakın iflas ettik ama bizden oy almaya gelirken gülücüklerle, şirinliklerle gelenler, bizi unuttular. Siyasetçiler, Müdürler buraya gelecek dediler. Olaylar, ortam gerildikçe gerildi.
Ve sonunda ne Bölge Müdürü gelmedi ancak, AK Parti Samsun Milletvekili Fuat Köktaş olay yerine geldi. O çiftçilere anlattı, çare olmak için çalışacağız, sizin yanınızdayız, evrakları hazırlayıp İlgili bakanlıklara gönderip en yakın takipçisi ben olacağım dedi demesine ama... Çiftçilerin canı öylesine yanmıştı ki, Milletvekili, Belediye Başkanı falan tanımadılar.
Vekil Köktaş' a sınırı aşan cimleler, sözler bile söylendi ancak vekil Köktaş tepki verse de olgunluğunu, sakinliğini kaybetmedi. İyi de yaptı. Gergin ortamı germeden olay yerinden ayrıldı.
Neden sonuçlara bakacak olursak;
DSİ'in vurdum duymazlığı mı, yanlış kararlar mı, Çiftçilerin kendi yanlışları ile birleşince olan vatandaşa, çiftçilere oldu. Çiftçiler milyarlarca lira zarardayız evimize götürmeye en ufak bir sebze- meyvemiz kalmadı isyanındaydılar.
Velhasıl sonuç, "SAMSUN'DA SİYASETİN GELECEĞİ ÇOK KARANLIK..."
Çiftçi mağdur, ilçe merkezinde esnaf, vatandaş mağdur, tepkiler her geçen gün artıyor.
Ve çiftçiler de esnaf ve vatandaş gibi CUMHURBAŞKANINA seslenerek dedi ki:
Cumhurbaşkanım duy sesimizi... Sen ki Uzaya bile istesen yol yaparsın. Bizim halimizi gör, bize el uzat, emir ver biz öldük, bittik. Bize kimse sahip çıkmıyor siz duyun bizi" dediler.
Bakalım DSİ dolayısı ile Çarşamba'nın makyajlı halini beğenip hayran kalan Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, Maliye Bakanı, Samsun'un 6 AK Partili Milletvekili, Büyükşehir, İlçe belediyeleri, DSİ Samsun Bölge Müdürü Cumhurbaşkanından önce sesleri duyup el uzatacaklar mı?
Uzanmayan her el siyaseti bitiriyor, çiftçinin, esnafın kanayan yarasına tuz basılmış misali tepki olarak geliyor. Başımız da FETÖ belasının sonrasında bir de vatandaş mağduriyetlerine sessiz kalışı çok endişeli boyutta.
Karayoluna oturan Çiftçi ne diye bağırdı son cümle iyi bakın:
Sayın Cumhurbaşkanı, Bakanlarım sahip çıkın sahip. AK Partiliyim. CHP'liler adalet diye yola çıktılar. Niye bizim işimiz görülmüyor ya niye suda hep seralarım niye? Hayvanlarım suda yapmayın böyle ya!?"
Eh ne diyelim.
Yerel siyaset, bürokrasi tavanı memnun edip, tabanı ezdiği bir ortam da Cumhur başka Recep Tayyip Erdoğan'ın çıkıp, "Eyyy, siyasetçilerim, eyyy bürokratlarım siz yapmadınız çekilin bende sizi istemiyorum. Benimle, Türkiye ile yağan yağmurda yürüyen, 15 Temmuz' da bizler için tank önüne yatan, şehit, gazi ve yaralanan halkıma yardım etmeyeni ben de o makamlarda görmek istemiyorum. Samsun' a acil şu hizmetleri yapan şu isimler gelsin derse" işler belki düzelecektir.
Aksi takdirde bu memlekete gelen gideni aratmaya devam edeceği aşikar. Samsun siyasetçilerinin görmediği, giden DSİ Bölge Müdürünün bitmek bilmeyen Amasya, Tokat gibi il toplantılarından kaynaklı Çarşamba'ya gelmek bilmeyen hizmetlerden oluşan isyan ve tepkiler gibi tepkiler artmadan.
Sonuç; Sandıklardan önce Su çiftçiyi, çiftçiler karayolunu kapattı. Mesaj daha iyi nasıl verilir ki?
Mutlu ve (sağ)-lıcakla kalın...