Hiç bir zaman bu Milliyetçi Hareket Partisini seven ve dava dedikleri uğurda mücadele edenlerin çektiği kadar hiç bir parti ve dava adamı sıkıntı, acı çekmemiştir. Gazetemiz de dün yayınladığımız haber aylardır konuşulan konuların sonunda gelinen sondu. Çarşamba' da Milliyetçi Hareket Partisi halk arasında ki yapılan muhabbetler de AK Parti'nin en güçlü rakibi olarak görülüyor. Halk arasında dile getirilen söz şu: Güçlü ve halkın seveceği, benimseyeceği bir aday çıkartırsa MHP'nin Belediye adayı bu seçimi kesinlikle alır".
Bunu bazıları gaz olarak algılayabilir ama bence görünen tablo bunu doğruluyor. Gerçi Başbakan Erdoğan adını arkasına alacak bir AK Parti adayı adı, kimliği ne ve kim olursa olsun zorlanmaz gibi görünse de halkın büyük kesimi bazı(!?) nedenlerden dolayı MHP'yi bekliyor. Ama gelin görün ki MHP' de durumlar çok karışık. MHP'nin istediği aday isimler MHP'den aday olmak istemiyor, MHP'nin istemediği isimler ise aday olmak için birbirinin ayağına bası duruyor.
MHP de ki en sıkıntılı durum ise çok farklı. İçin için partiyi kemiren ayrışma, bölünmüşlük, birbirini sevmeme, zıt kutuplaşmalar, kısır çekişmeler, aday belirlenmesinde ki ilk sorun. İkinci sorun ise birlik beraberliği çözecek, parti ve dava için çalışacak tüm partililerin dilin de ki Paralı bir aday muhabbeti almış gidiyor. Samsun İl Başkanı Şaban Kılıç'ın halkın bakışına ve kuşların iddialarına göre halktan, teşkilatlardan, partililerin çoğundan uzak "Erzurum havası ve türküleri" dinliyormuş.
Bu konuyu açıklamak durumunda kimse bırakmasın bizi.
Ama yazımın başında dediğim gibi. Her ihtilal de en fazla acıyı çektiklerini, bu ihtilallar kendilerini birbirine daha çok bağladığını dillerinden düşürmeyen MHP'liler sanırım en büyük şoklarını Rahmetli Başbuğ Alpaslan Türkeş'i kaybettikleri gün yaşadılar. Hala da o şoku atlatamadılar.
Son zamanlar da Dr. Devlet Bahçeli'nin Partinin başında olduğu sürece bu davaya destek olmam, oy vermem diyenler her ne kadar çoğunluğu kapsasa dahi görünüyor ki boşta durmuyorlar. MHP'nin Çarşamba' da ki duayenleri parça pörçük olunca İl yönetimi ve Samsun' da ki sözüm ona böyyük Ülkücü, Milliyetçiler de Çarşamba'yı avuçlarında hop hop hoplatıyor.
Davul zurnalı kongre yapacağını dillendiren ama bir türlü 8-10 yıl kongreye mahkum bırakan eski Başkandan sonra gelen Karapıçak başkan, Çarşambalı birisi olarak toparlamış göründü ama kısır çekişmeler ve alttan alta yaşanan hizipleşmeler ortaya Şaban Kılıç başkanlığını getirdi.
Şaban Kılıç'ın performansını çok heyecanla bekleyen partililer sukutu hayal içindelermiş. Kılıç ise partilileri soyadı gibi kılıç gibi kesip atıyormuş. Kendisinin emekli öğretmenlere yani meslektaşlarına olan bağlılığı ve sevgisi davanın ve partinin önüne geçtiği belirtiliyor. Velhasıl MHP de işler arap saçı olmuş halde. Burayı uzak gözlüğünden göremeyen MHP Genel Merkezi sözüm ona bazılarının deyimi ile tombaladan çıkan Milletvekilleri adı bile unutulmuş onun gözünden görmeye çalışıyor ama nafile.
Sonuç: MHP artık tabela partisi olmaya gidiyor. Ama o tabela çok net değil. Son zamanlarda parti tabelası üstüne önce FISTIK FM yazısı asılmıştı. Halk arasında anılırken hiç hoş okunmuyordu. Şimdi ise TERAS CAFE tabelası ile oldu TERAS cafe ve MHP. Yani dinlenme partisi oldu çıktı deniliyor artık bu davanın partisine. İlçedekiler, İl yönetimindekiler teraslarda dinleniyorlarmış. Genel Merkez uyuyormuş. Uyaran uyandıran olmadıkça bu MHP Çarşamba'da bırakın AK Partinin rakibi olmasını, diğer partilerin bile rakibi olamayacak gibi görünüyor. MHP tabelasının çok yakında ANAP tabelası gibi görülmeyecek deniliyor. Bunu da Çarşamba ve Samsun'da ki MHP'liler gerçekleştiriyor farkında değiller.Tabelayı da indirtecek misiniz, yoksa toparlanıp rekabete, davaya, ülküye, sizin deyiminizle 1970-80 ler de kalan 9 ışık doktrini ve Kızıl Elma hülyanıza sahip çıkıp yeniden CHP'li İnce'nin dediği gibi: "Yiğit düştüğü yerden ayağa kalkar" misali Çarşamba' da düştüğünüz yerden yeniden ayağa kalkabilecek misiniz halk görecek mi merakla bekliyor.
Kızacakları şu sözüm belki uyandırır. Bana kızacağınıza içinizde ki Bizanslıları ve Bizans oyunlarını bitirin ondan sonra kendinize gelin. Kendinize gelin ki MHP'nin davası olan Ülkücü ve Milliyetçiliği dilinize pelesenk edin. Yoksa hiç biriniz MHP'li, Ülkücü ve Milliyetçi bile olamayacaksınız. Bizden söylemesi.
Mutlu ve (sağ)-lıcakla kalın...