Önce Kuş oldu Ülkemize girdi ve KUŞ GRİBİ ÖLDÜRÜYOR denildi…
Sonra baktılar uçan bir başka yere uçup gidince hiçbir şey kalmıyor,
Bu defa oturdular en pis hayvanın hastalığı yaydığını ve dikkat edilmesi gerektiğini göstermek ve adı gibi inat olduğunu anlatabilmek için
DOMUZ GRİBİ dediler.
Halk arasında GEYİK’ler başladı.
İsimler takılmaya başladı, dalga geçilmeye başladı ki;
Bu sene ki gelen isim inat mı inat.
Adına EŞEK deselerdi belki de çoğu insan kızacaktı. Darılacaktı her ne ise sorun adı başka bir inat hayvandan alınarak lanseye başlandı.
KEÇİ GRİBİ…
Grip 7 gün, Keçi Gribi 27 gün yatırıyor denilmeye başlandı.
Bu millet grip aşısı oluyor hastalanıyor,
Kuş gribi aşıları yok sattı hastalandı.
Domuz Gribi aşısı bulunana kadar neler olmadı ki.
Şimdi de KEÇİ ler gibi inat grip için bir aşı bulunmalı.
ACİL, ACİL, ACİL…
Yoksa maazallah hepimizi öldürür.
Kışın bunları yaşıyoruz yaşamasına da.
Yaz aylarının yüz yıllardır KENE si bir anda oldu KKKA.
Yani Kırım Kongo Kanamalı Ateşi hastalığımızı da unutmadık.
Hiçbir konuya dikkat ettiniz mi?
Bütün bu hastalıklarda her nedense birkaç ilaç firması zengin oluyor.
Ben Ülkemizde bu yaratılıyor demiyorum.
Bu dünya ekonomileri içinde ki çalkantılar ve bana göre oyunlar oynanarak insanların kafasına yerleştiriliyor.
Mevsimler değişirken hastalıklar da elbette ki değişecektir.
Bunu kimse göz ardı etmiyor.
Teknoloji, dünya değiştikçe her şey diyor.
Bakın KIŞ mevsimi nerede ise bitiyor hala kış yok.
Yazlar eskisi gibi yaz değil.
Dünyanın çivisi çıkmışken neden yararlanmasınlar ki.
Hele ki kaynağı, madeni insan olan bir olayda insanların kafalarına panik yerleştirilince, korku salınınca isteyen ilaç firması istediği kadar kazanıyor.
Değil mi?
***
Şimdi hastalıktan sonra moda YASEMİN, TURUNCU bilmem ne devrimleri.
Dünya kaynıyor.
Hatırlarsanız geçmiş yıllarda Rusya’ ya bağlı ve özgürlüklerini alan Ülkelerde Turuncu, bilmem ne devrimleri, ayaklanmaları oluyordu, oldu.
İstedikleri liderler gitti yeni yeni gıcır gıcır liderler getirildi.
Adı koyuldu. HALK İSTEDİ OLDU.
Kimse arka fonlarda ki oyunları sorgulamadı.
Dikkat edin şimdi yazacaklarıma:
Amacımız bizim milleti korkutmak telaşlandırmak falan değil.
Dikkatli olmalarını istemektir.
Çember daralıyor deniliyor.
Neden?
Önce Trakya cephemizde oyunlar oynandı bitti. Bosna, Macaristan, Bulgaristan, Romanya…
Sonra Kafkaslar, yani Rusya ve özerk Cumhuriyetleri ile bu bölgede ki ülkelerde ayaklanmalar değişimler.
Peşine bunu beceremedikleri IRAK savaşı.. Bu gün Irak’ ın geldiği nokta ortada. Bölünmüş bir IRAK haline getirildi. Halk hala dert, sıkıntı ve korku içinde yaşıyor.
Son birkaç haftadır aşağımızda olanlar. Tunus, Mısır kaosu. Halkın ayaklanması değişim istemesi.
Şimdi bizimkiler TÜRKİYE’ ye sıçramasın diyor ve korkuyorlar.
Bir kısım bizim Ülkemiz onlara benzemez diyor.
Doğru da diyor demesi ne de.
Kuş’ tu, Domuz’du, Keçi’ydi derken..
Birden Turuncu, Yasemin devrimlerine geçildi.
Ayar aynı ayar.
Mesele aynı mesele…
Kısacası ayak oyunlarına dikkat etmeliyiz ki,
Bir kere daha kandırılmayalım.
Sonuç olarak sanırım sahne, oyun, aktörler aynı, sahne yerleri farklı ama fark ettiyseniz değişmeyen sadece;
BU OYUNLARIN YAPIMCILARI…
HİÇ DEĞİŞMİYOR DEĞİL Mİ?