Son günlerde, hatta aylarda Çarşamba' da METRO yada diğer deyimle Galip Öztürk sevgi furyası aldı başını gidiyor...
Onu bilen, biliyor. Onun için karalama kampanyası yapanlardan çok, seveni olduğunu görmemek için kör olmak gerekmez mi? İşin aslı Galip Öztürk'ü 1991-1992 yılarında İstanbul eski Otogarında tanıdım. Mütevazi ve arı gibi çalışkan. O günlerde de o kadar insan sevgisi ve yardım heyecanı vardı ki! Görmeniz gerekirdi...
Çarşambanın bağrından çıkan yağız delikanlı genç adam İstanbul otogarında kurduğu METRO Turizm ile yola koyuldu. Eski İstanbul Anadolu Otogarı malum derme çatma binalardı. Ama o METRO'YU kurar kurmaz o derme çatma bina içinde adeta güller açan bir büro kurdu. Büroda hiç oturmadı. O tam tersine müdürleri ve diğer personelleri içerde sıcak yerde otururken, kendisi gelen yolcularının, gidecek yolcularının bavullarını taşırken çok gördüm...
Tığ gibi delikanlıydım ve yeni göreve başlamıştım. Yanıma geldi neresi diye sorduğunda "Çarşamba" deyince, "Vay toprağım gel yollayım seni memlekete" dedi ve bavulumu bizzat kendisi alarak büroya kadar götürdü. Bu kadar yardım sever, alçak gönüllü, makam mevkiyi sevmeyen bir kişiydi. İçeri girerken giyimime baktı ve mesleğimi sordu. Cevabı alınca beni birisine götürdü. İşte o gün Galip Öztürk ile yollarımız kaderimizin birleşmişti.
Yılar yılı Öztürk hep aynı kaldı ama METRO Turizm onun hayallerinde ki gibi büyüdü gelişti ve ülkenin bir numarasına yerleşti. Olan da ondan sonra oldu. Onun kurduğu firma yıllar sonra devasa bir Holding olunca kem gözler ona çevrildi. O hayalleri için çok bedeller öderken bile memleketini unutmadı. Sonra memleketinin sınırlarını aştı METRO Turizmin gittiği her yere bir eserle adını pekiştirmeye başladı. Bu elbette ki birilerini rahatsız ederken bazılarının da adeta iştahını kabarttı. Çok iyi biliyorum...
Bir ara birileri yılbaşı takvimlerini basmak için, kataloglarını yapmak ve matbu işleri için çok uğraştı. Onu geçin otobüslerde ki çay servislerinde bile Öztürk hep kendi memleketinin insanları kalkınsın diyerek onlardan çay aldı. Başka hiç kimseye kapıyı açmadı. Yıllar geçti ve sonunda o devasa gelir ve aynı orantıda ki yardımları ülke genelinde artınca birileri telaşa kapılarak onun ayağını kaydırma adına olsa gerek tezgahlara başladı.
Sonunda ilk gün ki kurduğu tertemiz firmasına sızan bazıları onun yıkılması için düğmeye bastığı iddia edildi. Ve sonunda tutuklandı. Bu tutuklanma karşısında kanunlar, devlet halıdır orası bizim bilgimiz dışında ama, Onu sevenleri imza kampanyasına başladı. O toplanan imzaları AK Parti Genel Merkezine ulaştırdı. Tutukluluk süresi böylece sona erdi.
Tam yeniden kaldığı yerden yardımlara, eserlerine devam edecek diye beklerken kara haber geldi ve yeniden, bir davadan ceza aldı. Kanun yalan söylemez ama, sevenleri bir türlü bu karara ve iddialara inanmadı ve hala inanamıyor...
Sevenleri bu defa onun kendisinin açıklamalarına da bakınca yeniden yola çıktı ve "Galip Öztürk' e yeniden Adil Yargılanma hakkı istiyoruz" diyerek kampanya başlattı. Öztürk'ün haberi olmadan başlayan bu kampanya 200 bini geçti. Öztürk'ün son mektubunda dile getirdiği gibi kampanyada destek verenlerin sayısı Samsun' dan 2 Milletvekili çıkartacak güce ulaştı. Tam da Milletvekilliğine adının geçtiği döneme denk gelmesi şaşırtıcı değil mi?
Galip Öztürk hakkında bu çalışma sürerken önce sevenlerine desteklerinden dolayı teşekkür mektubu geldi. Ardından son yıllarca fırtınalar içinde savrulan, keşmekeşliğin, birilerinin temliklerinin, alacak, verecek muhabbetlerinin içinde kıvranan ve sonunda sahipsiz kalan Samsunspor takımına destek haberi geldi. Ama şartı vardı. Eski Başkan Erkut Tutu yeniden aday olur ve seçilirse bir buçuk milyon bağış yapacağım. Memleket sevdası böyle bir şey olsa gerek. Memleket onu, o memleketi seviyor. Yeniden Adil Yargı İsteği kampanyası bunun göstergesi.
Bense onun adının 17-25 Aralık Operasyonları sonrasında BANA KUMPAS KURULDU,BENDEN PARA İSTEDİLER, PARALEL ÖRGÜT OYUNLARI BUNLAR gibisine açıklamaların ardından, dönemin Başbakanı, bugün Cumhurbaşkanı olan Recep Tayyip Erdoğan'ın İstanbul ve Samsun gibi mitinglerinde METRO Turizm sahibi ve işadamı Galip Öztürk' e yapılanlar ortadadır açıklamaları ışığında...
Samsun ve Türkiye Galip Öztürk' e yeniden sahip çıkıyor ve "YENİDEN ADİL YARGI İSTİYORUZ" diyorlarsa, bu sevdanın adı koyulmalı....
Samsunspor nasıl bir sevda ise, Galip Öztürk sevdası, sevgisi de gün geçtikçe çığ gibi büyüyor. Bu sevgiyi kim ipotek altına koyabilir ki?
Bence YOLU DOĞRU OLANIN, İŞİ DOĞRU OLANIN, HAYIR HASENAT İŞLEYEN BİR İŞ ADAMININ artık geleceği de, bahtı da, kaderi de karalanamaz. En kısa sürede bu çağrıya birileri kulak verecek ve istekler yerine getirilecektir. Böylelikle de Çarşamba, Samsun ve Türkiye bir değerini daha kazanmış olacaktır.
O nedenle dünkü mektubunda Öztürk'ün dediği gibi UNUTMAYANLAR, UNUTULMUYORMUŞ diyoruz ve devamında ise diyorum ki: HZ. ÖMER ADALETİ GİBİ TÜRK ADALETİ DE GÖREVİNİ YERİNE GETİRECEKTİR. BÖYLECE HAK ADALET YERİNİ BULACAK SEVENLERİNİN İÇİ HUZURA ERDİRİLECEKTİR.
Bu noktada Hz. Ömer ne güzel söylemiş: “Huzuruna gelen herkese hürmet edip, eşit muamele yap. Ta ki zayıf, senin adaletinden ümitsizliğe düşmesin. Kuvvetli de, hak etmediği bir nimeti elde etme hayaline kapılmasın.” Hz. Ömer
O nedenle Abdülkadir Geylani hazretlerinin dediği gibi:
İnanmayan bir gönül, içinde kuş bulunmayan bir kafese benzer.
Mutlu ve (Sağ)-lıcakla kalın...