5. Din Şurası’nda konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Osmanlı dersi konusundaki eleştirilere yanıt verdi.
Tartışmalara son noktayı koyan Erdoğan, "İsteseler de istemeseler de bu ülkede Osmanlıca da öğrenilecek ve öğretilecek. Bu dinin bir sahibi var. Sahibi bu dini dünya var oldukça muhafaza edecektir" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 5. Din Şurası’nda konuştu. İşte Erdoğan’ın konuşmasından satır başları:
Konuşmasında tarihten örnekler veren Erdoğan, "Bu topraklar Kuran-ın okunması öğretilmesi hatta bir dönem ezanın aslıyla dahi okunması yasaklanmıştır. Başörütüsü yasaklandı. Camiler kapatıldı. Sakal bırakanlar başörtüsü takanlar selam verenler namaz kılanlar horlanmış ve bazı imkanlardan da mahrum bırakılmıştır. Dindarların en tabi haklarını savunan yani normalleşmeyi savunanlar gerici olarak anılmıştır. Sahte hocaların sahte dindarların toplumu zehirlemek için yaptıkları mücadele desteklenmiştir. Dini özünden ruhundan kopartmaya çalışanlara dini menfaatleri için kullananlara ekranlarda imkanlar sağlanmıştır. Bugün hala ulusal ya da uluslararası ölçekte bu operasyonlar devam ediyor. Biz bu millete özgüven aşılamanın mücadelesini verdik ve vermeye devam ediyoruz. Hedef yapılıyorsak boşuna yapılmıyoruz. Darbeyle iş başına gelmiş bir zat çıkıyor İnterpole talimat veriyor. İslam Alimler Birliği Başkanı Yusuf El Kardavi hakkında kırmızı bülten çıkartıyor. Bu nasıl bir iştir. İlim siyasetin emrinde olmaz. Siyaset ilmin hizmetkarı olur. Fark budur. İşler tersine dönmüş vaziyette. Bütün bu gelişmeler dünyanın iyiye değil kötüye gittiğinin alametidir. Dünya ekonomi sistemine eleştiriler getirdiğimiz için rahatsız olanlar var. Geçenlerde Afrika’da bir açıklama yaptım. Rahatsız oldular.
Onlar susmamızı istiyorlar Biz ısrarla Filistin diyoruz, Mısır’da demokrasi diyoruz Suriye diyoruz. BM’ye diyoruz ki dünya 5’ten büyüktür diyoruz. Bu onların işine gelmez. Ellerindeki her türlü araçla bugün de yarın da üzerimize gelmeye devam edecekler. Orada İslam adına temsil edilen bir tane ülke yok. Bunu kendileriyle konuştuğumuzda cevap veremiyorlar. Bu mücadele normalleşme mücadelesidir. İslam dinine ve onun kamusal alandaki görünümüne karşı büyük husumet besleyenler, kendi elleriyle kendi dinlerini icat ettiklerini farkında değildirler. Din ve devlet işleri ayrı olsun diyerek dine yönelik her saldırıyı meşru kıldıklarının bilincinde değiller. Osmanlıca’nın bu ülkenin evlatlarınca öğrenmesinden rahatsız olanlar var. Bu eskimez Türkçedir. Sıkıntı burada. O mezar taşlarında bir medeniyet yatıyor. Bu bizim şah damarlarımızın koparılmasıydı. O eserleri okuyamayan bir milletin ne durumda olduğunu düşünün. Yüzbinlerce eserlerimizin yıkılıp yıkılması her halde sıradan bir olay değil. Bunun öğrenilmesini ve öğretilmesini istemeyenler var. Bu ülkede Osmanlıca da öğrenilecek ve öğretilecek" dedi.