BUDA BİZE DERS OLSUN ‘ÖZÜR DİLİYORUM’

Erol ŞEKER

Sonbahar kendisini iyiden iyiye hissettirdiği bu günlerde,
Herkesin kendisini daha iyi koruması elzem haldedir.
Çünkü Koronavirüsün tabanı Zatürre yani enfeksiyon hastalığıdır.
Enfeksiyon, üşütme ile aman dikkat hastalığa davetiye çıkartmayalım.
KORONAYA AMAN DİKKAT, TMM’DAN VAZGEÇMEYİN.
Uyarının ardından dün güne hiç iyi başlamadığımı belirtmeliyim.
Çünkü sabahın erken saatlerinde bir haber geldi.
Yeşilırmak Mahallesinde M.A. isimli 24 yaşında bir genç,
Kendi evlerinde gece yarısı kendisini asarak intihar etmiş.
Konuyu hemen araştırmaya başladık.
Haberimizi teyit ettiğimizi düşündüğümüz noktada haberleştirdik.
Ama ne çare!??
Haberciliğin en zor yanı yine geldi bize çattı.
Ülkemizde kişilerin hatta bazen anne- baba adı dahil,
Benzerlikleri baş ağrıtır, yine bize de geldi çattı.
Haberin yayına girmesinden dakikalar sonra
Bir vatandaş gazeteye telefon açtı.
Telefonda ki genç adam isyanlardaydı.
Genç, “Beyefendi ben intihar eden M.A. evet nasılsınız.
Ben intihar ettim öldüm ama sizi arıyorum
” demesin mi?
Şaşırmamak elde değil!!? Sonra bu gerçek mi!!?
Genç, “bana kastınız mı var, nereden benim adım var?
Önce şaka yapılıyor sandım ama karşımda ki genç çıldırmış gibiydi.
Bir an geçmişe gittim, olabilir miydi acaba?
12 Haziran 2006 tarihini hiç unutmam.
Gazeteyi kuralı bir yıl olmuş ve haber peşinde koşturuyorum.
Rahmetli babam aradı, eve gittim bir süre sonra evden çıktım
Şeker Fabrikasını geçtim rahmetli yeniden aradı.
Oğlum neredesin nasılsın?
Şaşkındım çünkü daha babamdan ayrılalı 5 dakika olmamıştı.
İyiyim baba hayırdır şimdi ayrıldım bir durum mu var dedim.
Bana “geri gel göreyim seni” dedi.
Eve döndüm geldim rahmetli şöyle bir baktı, hafif gülümsedi,
OHHHH YARABBİM SANA ŞÜKÜRLER OLSUN” diyebildi.
Sorduğumda, Evlat  “Türkiye’nin her yerinden,
Birden yağmur gibi arayıp, başın sağ olsun Erol ölmüş
” dediler.
Yok daha yeni yanımdan ayrıldı yok öyle şey dediysem de
Kimseyi inandıramadım ama ben şoka girdim.
Çünkü kimse inanmıyor ne diyorsam.
İçime bir kurt düştü, endişe ve korkuya kapıldım
Hemen bilmeme rağmen seni aradım evlat hadi git
” dedi.
Hemen araştırmaya başladığımda işin aslı olay şöyle;
İzmir’ de pazarcı olarak çalışan EROL ŞEKER isimli vatandaş,
15 yaşında husumetlisi olan bir genç tarafından bıçaklanıyor,
Acil hastaneye kaldırılıyor ama genç,şahsın,
Ölmediğini duyunca hastane odasında yeni saldırı ile öldürüyor”

Haberin özü bu ama isim, soy isim ve
Geçmişte İzmir’ de görev yaptığımı bilenler arayınca,
Baba yüreğini alev almış yangın yeri olmuş.
Şimdi aynı durum başıma bir daha geldi ama bu defa olay
Cumhuriyet Mahallesinde yaşayan M.A.’nın başına gelmiş.
Bu da bizim personele iyi ders olsun.
Bir kere daha M.A’ dan ÖZÜR DİLİYORUM .
Diğer M.A’nın ailesine başsağlığı diliyorum.
Şimdi gelin Gazeteciliği çok kolay diyerek suçlayın.
Küçücük bir hatanın nelere sebep olduğunu gördünüz mü?
İşte habercilik bu kadar hassas ve bir o kadar da zor mu zor meslek.
Neden canlı yayınlara karşı olduğumu daha iyi anlaşılması adına.
Mesleğin ciddiyetle yapılmadığı anda insanı “Ya yaşatır ya öldürür.”
Önemli olan doğruyu bulup hatasız habercilik yapmaktır.
Bu da bizim hanemize unutulmayacak bir meslek kazası olarak,
Yazılması ve tekrarlanmaması ümidiyle.
Mutlu ve (sağ)lıcakla kalın…

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.