ÇARŞAMBA DESTANI I
Karadeniz Bölgesinin tam ortasındayız
Kuzeyin münbit, yeşil cennet, ovasındayız.
Malazgirt’ten sonra Anadolu’ya yol açtık .
Saruşeyhlerle Yeşilırmağa ulaştık
Tacettin oğlu Hasan Beydir, ulu beyimiz.
Baş başa bağlı, başta başa bağlıdır deriz.
Bu düsturu biliriz, o yoldan ayrılmayız!
Canikli Türkleriz, tevhid yoludur yolumuz
Arımlı, Ökseli, Termeli, Ayvacıklıyız!
Selçuklu, Osmanlı, Serhat akıncılarıyız!
Bin yıldır vatan için akan kanlar bizimdir!
Zilliyet bizde, tapu bizde, devlet bizimdir!
Bize Çarşambalı derler!
Namdar Çarşambalıyız!
Tarlalarımıza buğday, çeltik, kendir ektik.
Ordularımıza zahire ambarı olduk!
Barbarosların kalyonlarına halat büktük
Leventler olduk, açık denizlerde savaştık.
Kafkas muhacirleriyle harman olmuşuz.
Çerkezlerle gürcüler ile hemhal olmuşuz,
Ezanlarla çanlar aynı gökte yankılanmış
Agoplarla Mehmetler barış içinde yaşamış
Milli mücadele ateşi, Samsun’da yakıldı.
Millet Mustafa Kemal’e şevkle katıldı!
Caniklinin savaşmadığı cephe kalmadı.
Şehidi, Gazisi olmayan hane kalmadı
Bize Çarşambalı derler!
Namdar Çarşambalıyız!
Göğceli camimiz, eşsiz tarih hazinesi!
Yaşayan en eski ahşap mimarisi
Müminler huzur içinde namaz kılıyor
Sekizyüz yaşında dimdik ayakta duruyor.
Medreseler şehri ulemalar çerağ gibi.
Kitaplar yazıldı, ilim, irfan derya gibi
Müellif alim, Sofuzade Hasan Efendi.
Müftü, Semizzade Mustafa Hilmi Efendi.
Müderris Mahmut Naim, son halka Cafer Hoca.
Adı dillere destan Müftü İskender Hoca.
Beş Kütüphaneden, bir tane kitap kalmamış
Yazık olmuş, kültür hazineleri yok olmuş!
Haznedar Seyit Süleyman Paşadır ağamız,
Trabzon valisi, medar-ı iftiharımız!
Çarşamba Şehrini kendi eliyle kuruyor!
Paşa, Rahtvanın haziresinde yatıyor.
Bize Çarşambalı derler!
Namdar Çarşambalıyız!
Topuzoğlu derki:
Ey canı gönülden sevdiğim hemşerilerim!
Hurafelere yalanlara inanmayalım.
Atalarımızı kitaplardan tanıyalım
Onlar için, dua etmeyi unutmayalım.
*** *** ***
ÇARŞAMBA DESTANI II
Bereketlidir topraklarımız, boldur aşımız!
Minnetimiz yok, muhanete diktir başımız!
Biraz hoyratız ama açıktır elimiz,
Hayır işine gelince, açıktır kesemiz!
Zora gelmeyiz, kimseyi de yolda koymayız!
Kuru gürültüye zinhar, pabuç bırakmayız
Atarsa kafamızın tası: Yoldan çıkarız
Öfkeyle kalkar, zararla otururuz!
Bize Çarşambalı derler!
Namdar Çarşambalıyız!
Arım ve Ökse bitirim külhanbeyler demek.
Yazmakla olmaz ki, onları tanımak gerek!
İngiliz kilot pantolon ve lacivert ceket
Şapka sekiz köşe, aciska ve beyaz gömlek!
Delikanlının öküzleri de yiğit olmalı!
Atı fiyakalı, doru ve rahvan olmalı.
Arımlıyım diyen genç, attığını vurmalı
Köyün en güzel kızı ona vurulmalı
Tabanca büyük polis, aşağısı olur mu!?
Kafayı da çekince kaç mermi sayılır mı!?
Şişede durduğu gibi durmuyor meret
Silahlar konuşur, sonrası ise nedamet!
Bize Çarşambalı derler!
Namdar Çarşambalıyız!
Aylar geçmiyor ki, aynı meydanda tak tak tak!
Film değil ki, hakikat gene aynı nakarat!
Biri uzanmış kaldırımda can çekişiyor
Öbürüde tabanca elinde kaçışıyor!
Değişmeyen akıbet; geride yetimler ve dullar
Husumetler, kan davaları yıkılan yuvalar
Cahilane cinayetler canları yakıyor!
Eşelersen altından tefeciler çıkıyor.
İnsan öldürmeyi KUR’AN’da lanetliyor.
Öldüren ALLAH’a şirk koşandır diyor.
Öğünülecek değil, utanılacak haldir,
Eğip bükmeden diyelim kara cahilliktir!
Bize Çarşambalı derler!
Namdar Çarşambalıyız!
ÇARŞAMBA DESTANI III
Yollarınız gurbet ellere düşmeyi versin!
Başınızda kavak yelleri esmeyi versin
Gönlünüz coşarda gözleriniz buğulanır
İçinizi ısıtır, Çarşamba ezgileri!
Çarşamba köprü başı, ırmakta çakıl taşı,
Ben sevdim eller aldı, akar gözümün yaşı!
Vur davulcu çal zurnacı kabaceviz olsun
Hasretlik çeken şu yaralı gönlüm şen olsun.
Bize Çarşambalı derler!
Namdar Çarşambalıyız!
Efkar bastığında, alır başımı giderim!
Uzanırım ırmak boyunca , devran eylerim
Yaslanırım bir köprüye, seyran eylerim!
Yeşillikler arasında yüzüyor Çarşamba!
Karşımda Canikler ve cennet gibi Adapark
Zümrüt gerdanlık olmuş süzülür Yeşilırmak!
Üzerinde inci gibi dizilmiş köprüler,
Tüm şehir canlı yollarda cıvıl cıvıl gençler!
Rahtvan, Abdullah Paşa, Irmak, Göğceli.
Her yanda ihtişamla yükselen minareler!
Sizler, bu şehrin manevi mühürlerisiniz
Biliniz; Dünya durdukça var olacaksınız!
Topuzoğlu derki:
Ey cani gönülden sevdiğim hemşerilerim!
Darılmayın, tatlı söyledim acı söyledim.
Atamın, dedemin yurdu, candan kardeşlerim!
Son günümde, sizinle helalleşmek isterim!
Bize Çarşambalı derler!
Namdar Çarşambalıyız!
HASAN TOPUZ 10/05/2010