ÇARŞAMBA DESTANI

Hasan TOPUZ

 

                   I

Karadeniz Bölgesinin tam ortasındayız

Kuzeyin münbit, yeşil cennet, ovasındayız.

Malazgirt’ten sonra Anadolu’ya yol açtık .

Saruşeyhlerle Yeşilırmağa ulaştık

 

Tacettin oğlu Hasan Beydir, ulu beyimiz.

Baş başa bağlı, başta başa bağlıdır deriz.

Bu düsturu biliriz, o yoldan ayrılmayız!

Canikli Türkleriz, tevhid yoludur yolumuz

 

Arımlı, Ökseli, Termeli, Ayvacıklıyız!

Selçuklu, Osmanlı, Serhat akıncılarıyız!

Bin yıldır vatan için akan kanlar bizimdir!

Zilliyet bizde, tapu bizde, devlet bizimdir!

 

Bize Çarşambalı derler!

Namdar Çarşambalıyız!

 

Tarlalarımıza buğday, çeltik, kendir ektik.

Ordularımıza zahire ambarı olduk!

Barbarosların kalyonlarına halat büktük

Leventler olduk, açık denizlerde savaştık.

 

Kafkas muhacirleriyle harman olmuşuz.

Çerkezlerle gürcüler ile hemhal olmuşuz,

Ezanlarla çanlar aynı gökte yankılanmış

Agoplarla Mehmetler barış içinde yaşamış

 

Milli mücadele ateşi, Samsun’da yakıldı.

Millet Mustafa Kemal’e şevkle katıldı!

Caniklinin savaşmadığı cephe kalmadı.

Şehidi, Gazisi olmayan hane kalmadı 

 

Bize Çarşambalı derler!

Namdar Çarşambalıyız!

 

 

Göğceli camimiz, eşsiz tarih hazinesi!

Yaşayan en eski ahşap mimarisi

Müminler huzur içinde namaz kılıyor

Sekizyüz yaşında dimdik ayakta duruyor.

 

 

Medreseler şehri ulemalar çerağ gibi.

Kitaplar yazıldı, ilim, irfan derya gibi

Müellif alim, Sofuzade Hasan Efendi.

Müftü, Semizzade Mustafa Hilmi Efendi.

 

Müderris Mahmut Naim, son halka Cafer Hoca.

Adı dillere destan Müftü İskender Hoca.

Beş Kütüphaneden, bir tane kitap kalmamış

Yazık olmuş, kültür hazineleri yok olmuş!

 

Haznedar Seyit Süleyman Paşadır ağamız,

Trabzon valisi, medar-ı iftiharımız!

Çarşamba Şehrini kendi eliyle kuruyor!

Paşa, Rahtvanın haziresinde yatıyor.

 

Bize Çarşambalı derler!

Namdar Çarşambalıyız!

 

Topuzoğlu derki:

Ey canı gönülden sevdiğim hemşerilerim!

Hurafelere yalanlara inanmayalım.

Atalarımızı kitaplardan tanıyalım

Onlar için, dua etmeyi unutmayalım.

 

***                  ***                  ***

 

II

 

Bereketlidir topraklarımız, boldur aşımız!

Minnetimiz yok, muhanete diktir başımız!

Hoyratsınız diyorlar ama merhametliyiz,

Mazlumun yanında, zalimin karşısındayız.

 

Zora gelmeyiz, kimseyi de yolda koymayız!

Kuru gürültüye zinhar, pabuç bırakmayız

Atarsa kafamızın tası: Yoldan çıkarız

Öfkeyle kalkar, zararla otururuz!

 

Bize Çarşambalı derler!

Namdar Çarşambalıyız!

 

Arım ve Ökse bitirim külhanbeyler demek.

Yazmakla olmaz ki, onları tanımak gerek!

İngiliz kilot pantolon ve lacivert ceket

Şapka sekiz köşe, aciska ve beyaz gömlek!

 

Delikanlının öküzleri de yiğit olmalı!

Atı fiyakalı, doru ve rahvan olmalı.

Arımlıyım diyen genç, attığını vurmalı

Köyün en güzel kızı ona vurulmalı

 

Tabanca büyük polis, aşağısı olur mu!?

Kafayı da çekince kaç mermi sayılır mı!?

Şişede durduğu gibi durmuyor meret

Silahlar konuşur, sonrası ise nedamet!

 

Bize Çarşambalı derler!

Namdar Çarşambalıyız!

 

Aylar geçmiyor ki, aynı meydanda tak tak tak!

Film değil ki, hakikat gene aynı nakarat!

Biri uzanmış kaldırımda can çekişiyor

Öbürüde tabanca elinde kaçışıyor!

 

Değişmeyen akıbet; geride yetimler ve dullar

Husumetler, kan davaları yıkılan yuvalar

Cahilane cinayetler canları yakıyor!

Eşelersen altından tefeciler çıkıyor.

 

İnsan öldürmeyi KUR’AN’da lanetliyor.

Öldüren ALLAH’a şirk koşandır diyor.

Öğünülecek değil, utanılacak haldir,

Eğip bükmeden diyelim kara cahilliktir!

 

 Bize Çarşambalı derler!

Namdar Çarşambalıyız!

 

   III   

Yollarınız gurbet ellere düşmeyi versin!

Başınızda kavak yelleri esmeyi versin

Gönlünüz coşarda gözleriniz buğulanır

İçinizi ısıtır, Çarşamba ezgileri!

 

Çarşamba köprü başı, ırmakta çakıl taşı,

Ben sevdim eller aldı, akar gözümün yaşı!

Vur davulcu çal zurnacı kabaceviz olsun

Hasretlik çeken şu yaralı gönlüm şen olsun.

 

Bize Çarşambalı derler!

Namdar Çarşambalıyız!

 

Efkar bastığında, alır başımı giderim!

Uzanırım ırmak boyunca , devran eylerim

Yaslanırım bir köprüye, seyran eylerim!

Yeşillikler arasında yüzüyor Çarşamba!

 

Karşımda Canikler ve cennet gibi Adapark

Zümrüt gerdanlık olmuş süzülür Yeşilırmak!

Üzerinde inci gibi dizilmiş köprüler,

Tüm şehir canlı yollarda cıvıl cıvıl gençler!

 

Rahtvan, Abdullah Paşa, Irmak, Göğceli.

Her yanda ihtişamla yükselen minareler!

Sizler, bu şehrin manevi mühürlerisiniz

Biliniz; Dünya durdukça var olacaksınız!

 

Topuzoğlu derki:

Ey cani gönülden sevdiğim hemşerilerim!

Darılmayın, tatlı söyledim acı söyledim.

Atamın, dedemin yurdu, candan kardeşlerim!

Son günümde, sizinle helalleşmek isterim!

Bize Çarşambalı derler!

Namdar Çarşambalıyız!

 

HASAN TOPUZ   10/05/2010

 

 

 

 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.