Deseler ki; o münbit Çarşamba ovasındaki biber, patlıcan, domates tarlalarının içerisine, “Termik Santral” yapılacak, inanmazdım… Basın haberini düşürünce, yine de akıl-sır erdiremedim. Ben çağın çok gerisinde kalmışım, besbelli… Uzaya çıkmışız, ayda tarımsal faaliyetlerde bulunuyormuşuz, Merih-Dünya hattında tarifeli uçak seferleri başlamış, oysa ben hala babaannemin margarinini kullanıyormuşum!!! Kendi adıma üzüldüm…!
Çarşamba’ya Termik Santral kurulur mu? Hala düşünemiyorum, Çarşamba’yı karpuz gibi ikiye ayıran Yeşilırmak nehrinin oluşturduğu deltamızın, alüvyon toprakları üzerinde kurulu bir TERMİK SANTRALİ… Hiç inandırıcı gelmiyor değil mi?
Maalesef, doğru.. Bu santral inşaatı için her adım atılmış. Gerekli izinler çıkmış. En hazin olanı da, santralin Çarşamba’ya kurulacağını bilen bölgenin yetiştirdiği milletvekilleri, belediye başkanları, Ticaret Odası, Ziraat Borsası, Tarım müdürleri ve diğer STK başkanlarından en ufak bir sesin çıkmıyor olması.
Siyasetin içerisinde olan herkes bilir ki, bir yere yatırım çekildiği zaman, yetkili kişilerce piyango bileti kendi numarasına vurmuşçasına bir sevinçle açıklanırdı. Medya, basın ve kamuoyu toplantılarıyla şova dönüştürülür, yapılacak olan yatırımın bölgeye ne büyük faydalar vereceği ballandıra ballandıra anlatılırdı. Bu Termik Santrali için bunları göremedik.. Anlaşılan, iyi bir yatırım olmadığı siyasilerce de bilinmekte. Bunu açıklarsak kendimizi halka anlatamayız, tepki alırız düşüncesi hakim olmalı.. Oysa ki, nihayetinde eninde sonunda bilinecekti. O zaman daha mutlu mu olunacaktı?
Halkın, kendi geleceğine yapılacak yatırımlar için eğriyi-doğruyu tartışmaya hakkı olmalıdır. Yoksa, ben yaptım oldu mantığıyla geleceğimizi güvenilir kılamayız.
Bakın, sizlere TERMİK SANTRALİ’nin kendi ÇED raporundan bir bahis okuyayım. Siz sanmayın, siyasi kararlarla yürüyen kurumlarda halkın sağlığına zararlı bir karar alınamaz. Yok öyle bir şey. Ticaretin ve sermayenin eli her zaman güçlüdür ve halk sağlığı pek de umursanmaz. İşte önünüzde Tekel Fabrikaları örneği var. Sigara sağlığa zararlı ve yasalarla kullanım alanları sınırlanmış olsa da sigara fabrikaları çalışıyor..
Diyor ki, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ÇED raporları için düzenlediği kılavuzda;
“Termik santraller yakıt türüne göre farklılık göstermekte ve yenilenebilir enerjiye dayalı santrallerle kıyaslandığında daha yüksek enerji üretimi sağlamakta fakat çözülmesi daha karmaşık ve yüksek maliyetli çevresel sorunlara neden olabilmektedirler”
Termik santrallerin çevre üzerindeki etkilerini minimize etmenin temel adımı yakıt seçimiyle ilgilidir. Kömür gibi düşük kalorili fakat yüksek kükürt ve azot oksit içerikli yakıtlar yerine doğal gaz kullanımı daha temiz bir proses sunmaktadır.
Yüksek miktarda soğutma suyuna duyulan ihtiyaç dolayısıyla denizel ekosistemlere bitişik olan termik santrallerin deniz canlıları üzerindeki etkilerini kontrol altına almak ve izlemek büyük önem taşımaktadır.
Sera gazı emisyonlarının %67,8’nin fosil yakıtlı enerji üretiminden kaynaklı olduğu düşünüldüğünde sera gazı emisyonlarının ÇED raporlarında dikkate alınması önemlidir. Ülkemiz, Paris Anlaşması’nı, 22 Nisan 2016 tarihinde New York’ta düzenlenen Yüksek Düzeyli İmza Töreni’nde 175 ülke temsilcisiyle birlikte imzalamış ve Ulusal Beyanımızda Anlaşmayı gelişmekte olan bir ülke olarak imzaladığımız vurgulanmıştır.”
Devamı var/…