ÇARŞAMBANIN SUYU MU ÇIKTI?

Erol ŞEKER

KISA BİR NOT:

Dün sizlere köşemde bahsettiğim “O” YİNE YOKTU!.  NEDEN?

Başlıklı yazım nedeni ile dün çok tebrik ve bazı eleştirilerde aldım.

Öncelikle bilinmelidir ki; tebrik edenler de,

Eleştirenlere de çok ama çok teşekkür ediyorum.

Bu tebriklerde ne kadar çok seviniyorsam,

Eleştirilerden de bir o kadar memnun oluyorum.

Çünkü eleştiri bizi daha güzele, mükemmele götürür.

Eleştiri adabında ve dozunda olduğu sürece,

Bizim eksik ya da hatalı bilgileri düzeltmemize neden olur.

Bizlerin daha iyi gazetecilik yapmamızı sağlar.

Her neyse bu günkü konumuza girmeden dünkü köşe yazı sonrasında,

O Özel Anne Havva Kuruçay, hassasiyet gösterdi ve beni aradı.

Önce tebrik etti sonrasında ise bazı konuları bizimle dertleşti.

Ses tonu sevinç ve gururun yanında, hem de çok üzüntülü geldi.

Sevinci; herkese RAM ile birlikte ellerinden geldiğince yardım edebilmekti.

Ancak anladığım kadarı ile kendisi dünkü köşe yazımda ki, konumda bahsettiklerimi “kendisinin siyasete bulaştırdığım” anlamını çıkarması ve hassasiyet göstermesi idi.

Ve o nedenle çok üzgündü…

Evinde engelli bir evlat yetiştirmeye çalışan, yalnız ama bir o kadar da geniş bir ailesi olan kendi yağında kavrulan anne..

Onun çok titiz bir davranış sergileyerek arayıp, bu konuyu aydınlığa kavuşturmamı istemesi benim içinde çok manidar olmuştur.

Özel anne ve RAM’ ın yukarıda da bahsettiğim gibi siyaset veya kurumlarla işi olmadığını herkes gibi bende bildiğim için bu konuyu aydınlığa kavuşturmak için bu açıklamayı onun kalbi bir kere daha kırılmasın diyerek yazıma dökmeye çalıştım.

Hem o açıklamalar ne özel annenin, ne orada ki görevlilerin değil tam tersine geçtiğimiz birkaç aydan bu yana konuşulanların dile getirilmesi idi.

Hiçte üzgün değilim. Yeter ki o üzülmesin, kırılmasın.

Çünkü dün de dile getirdiğim gibi

O ÇOK ÖZEL BİR ANNE…

Onların ilgi ve alakaları olsa olsa sadece ve sadece yardım ve engelli çocuklarımıza eğitim konusunda bir birlikteliği olabilmektedir.

Bunu bende onu ve onları tanıyanlar da çok iyi bilir.

Lakin köşe yazımı sanki kendisini MHP’li olarak lanse ettiğim iması sanırım ki ya kendisinde ya da birileri tarafından yaratılmış ki çok üzülmüş.

Bu konuya gösterdiği hassasiyeti nedeni ile bir kere daha kendisini ve RAM yetkililerini üzdü isem özür diliyor,

Ve bir kere daha o özel annenin ellerinden öpüyorum.

Bu arada biz sadece o gün İlçemizi temsil eden kişilerin, siyasetçilerin orada neden olmadığını sorulmasını gündeme getirdiğimizi bir kere daha hatırlatmak istiyorum.

Bu konunun altından başka mana ve anlam kimsenin aramasına, yada başka düşünceler aramasına, çıkarmaya çalışılmasına neden yoktur.

Bu konuyu da böyle açıkladıktan sonra günün konusuna geçelim.

***   

2011 yılı yine seçim yılı olacak görünüyor.

Seçimleri bazıları alenen, bazıları ise şimdiden kapalı kapılar ardında yapar gibi,

Sessiz sedasız gerçekleştirmenin hesaplarını yapmaya hazırlanıyorlar gibi geliyor bazı işler ve duyumlar.

Mesela bu sene yapılacak seçimlerin başında;

12 Haziran’ da Genel seçimler yani Milletvekili seçileri olacak.

Aşağıda kiler arasında yanlış hatırlamıyorsam ( ki yanlışsa özür diliyorum)

Çarşamba Ticaret ve Sanayi Odası Başkanlığı,

Çarşamba Ticaret Borsa Başkanlığı,

Çarşamba Ziraat Odası Başkanlığı

Gibi çok sayıda oda ve kooperatif, dernek başkanlık ve yönetim kurulu seçimleri olacak.

Bizler de sizler için bunları takip edip yazı, haberlerle bildirmeye çalışacağız.

Çalışmasına da…

Bazı kesimler dedik ya, şimdiden seçimleri nasıl yapacağını düşünmeye başlamışlar bile.  

Mesele; Çarşamba da olan bazı kurumların neden hala Samsun ve diğer illerde ki esnaflarla, medya ile temasta olduklarıdır.

Çarşamba’ da kazanıp, Çarşambanın insanlarından hizmet alıp, onlara hizmet verdiklerini düşünürken,

Samsun’ da, Ankara, İstanbul, Malatya gibi illerde fink atmalarını bir türlü anlayamadık gitti.

Son günlerde bazı Samsun ve yaygın medyada ilanlar, yazılar dikkatimi çekiyor.

Bu konunun neden böylesi ilçeden uzaklaşılarak yapılmaya uğraşıldığı bilinmiyor.

Personel alımları, malzeme alımları, dergi, kitap bilmem ne basım ve alımları…

Artık Çarşamba esnafının ruhu bile duymadan Samsun’ da, İstanbul, Ankaralarda yapılmaya başlanmış.

Peki, bu başkan ya da yöneticilere hiç kimse hiç sormazlar mı?

ÇARŞAMBANIN SUYU MU ÇIKTI?

Çarşamba’lı esnafların ya da insanların oyu ile seçileceksiniz!.

Ama Çarşamba esnafı ile hiç iş yapmayacak, görüşmeyeceksiniz.

Tıpkı geçen gün bir belediyenin birilerine plaket vermesi gibi.

O zaman neden Çarşamba’ da başkan, yönetici oluyorsunuz?

Gidin Samsun’ da, Ankara, İstanbul, Malatya’da, yani iş yaptırdığınız yerlerde başkan olun!.

Şimdi bu yazımızdan sonra kimlerin cephe alacağı malum ama umurumda değil.

Sanki cephe almamışlar gibi…

Biz diyoruz ki; Ya Çarşamba esnafına, halkına sahip çıkın, ya da çekilin piyasadan.

Siyasete giren aynı, başkan olan aynı, işadamı olup buradan kazanan aynı…

Bu Çarşamba’nın oyunu, parasını, havasını, suyunu içeceksiniz,

Burada var olup, buradan kazanacaksınız veeee;

Burada ki insanları görmeyecek, tavır takınacak başka yerlerde iş yapacaksınız.

Başka yerlerde ki esnaf para kazanacak. Burada oy veren insanlar bakacak öyle mi?

Bu ilçe esnafı ve halkı enayi mi?

Yok öyle yağma ya da başka deyişle “Üç köfte yirmi beş kuruşa”

Bunu oy alacakların, başkan, yönetici olacakların, oy vereceklerin, esnafım diyenlerin bir kere daha net düşünmesi dileklerimle…

 

 

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (4)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.