Hasan Topuz, "Çarşamba'nın tarih araştırmalarını yapıyorum. Çarşamba'nın 1834 yılının nüfus defterini yazdım. İlçemizin bütün köylerini biliyorum. 'Çarşamba'nın Havalisi' adlı kitabımın baskısı çok yakında bitecek. Belediye tarafından baskısı yapılıyor. Bildiklerim benimle kalsın istemedim. Avukat Sema Temiz ile birlikte yaklaşık 12 yıldır Çarşamba tarihini araştırıyoruz.” dedi.
'Çarşamba'nın Kurucusu, Süleyman Paşa'
Çarşamba'nın tarihini araştıran Hasan Topuz, ilçenin son haline nasıl kavuştuğunu anlatarak, "Çok eskilerde Yeşilırmak etrafında köylüler pazar kurarlarmış. Sonradan büyüyerek bu şehir meydana gelmiş. Daha öncekilere sorarsak çeşitli milletler yaşamış. 1971 yılından sonra Türkler Anadolu'ya geçmeye başladıktan sonra en çokta Türkmenler'in yerleştiği bölge Çarşamba'dır. Çünkü verimli ovadır. Bu yerleşmeler köyleri kurmuştur. Yaklaşık 1200 - 1300 tarihinde Göğceli Camii yapılmış. Burada ki köyler Türkmen köyleridir. Köylerin isimlerine baktığımızda aşiretlerin adı verilmiş. Örneğin; Kabaceviz, Alibeyli, Sığırtmaç, Acıklı köyleri gibi isimler Türklerin kendi aşiretlerinin isimleridir. Bu yerleşimler uzun zaman sürmüş. Çarşamba, Osmanlı ve Selçuklular'ın asker yatağıdır. Çarşamba ikiye ayrılmış. Osmanlı zamanında iki kazadan meydana gelmiştir. Irmağın batı tarafına 'ökse kazası' doğu tarafına ise 'arım kazası' denir." dedi.
'Beni Köyüme Götürün'
Çarşamba'nın kurucusu Olan Süleyman Paşa'nın hayatını anlatan araştırmacı Hasan Topuz, "Çarşamba'nın adı, ilçenin kurucusu olan Haznedaroğlu Süleyman Paşa tarafından 1800'lü yıllarda kuruldu. Mezarının Çarşamba'da olmasının sebebi, burada oturuyor olmasından kaynaklı. Ölüm nedeni ise işi gereği gönderildiği Alanya'ya giderken yolda hastalandıktan sonra 'beni köyüme götürün.' diyor. Çarşamba'da, Süleyman Paşa Camii karşısında ki sarayında 15 gün yatmış. Sonra hayatını kaybetmiş. Ölümünde sonra oğlu Osman Paşa, Trabzon Valisi olarak Paşa'nın yerine geçmiş. Osman Paşa'nın yerine ise Abdullah Paşa Camii'sine adı verilen Abdullah Paşa geçmiş. Haznedaroğlu ailesinin mezarları Çarşamba'nın bir çok köyünde yer alıyor." diye konuştu.
'Rıdvan Değil, Rahtvan'
Çarşamba'nın büyük camiilerinden biri olan Rıdcanpaşa Camii'sinin isminin nereden geldiğini ve yanlış olduğunu kaydeden araştırmacı Topuz, "Rıdvanpaşa diye bilinen caminin ismi yanlıştır. Gerçek ismi Rahtıvan'dır. Rahtıvan'ın anlamı; eskiden Çarşamba'da at malzemeleri satılan bir yerde, atlar koşu yaptıktan sonra terledikleri için üstlerine şal atılırdı. Şalın isminde de Rahtıvan denirdi. Rahtıvan Mehmet Bey, padişahın atlarının şallarını (rahtıvan) atan kişiymiş. Rıdvanpaşa Camii'sini kendisi yaptırmıştır. 1750 yılında, tahta bir camii olarak yapılmış. 1800 yıllarda ise Süleyman Paşa tarafından, ahşap şeklide yeniden dekore edilmiş. En son ki görünümüne ise 1950'li yıllarda kavuşmuş. Adnan Menderes gelip bağış yaptı. Sonrasında gelişerek bugün ki haline geldi." şeklinde konuştu.
Topuz, Sultan Hamit'in kayınpederi olan Osman Bey'in mezarının günümüz şartlarında zarar görerek tahrip olmasından yakınarak, gerekli kişilerle mezarı eski görünümüne kavuşturduğunu aktardı.
HABER: Büşra KOCATAŞ – Yağmur AYAN