Biliyorsunuz ara sıra spor dan da dem vuruyoruz. Çoğu spor dan ne anlarsın der ama ne hikmettir ki bizim yazılar sonrasında o lafı dile getirenler bile ÇOK HAKLI VE GÜZEL YAZMIŞSIN KALEMİNE VE YÜREĞİNE SAĞLIK der. İşte o neden ve bir de sevdiğim birisinin günlerden beridir ısrarı sonrasında bu gün spor dan dem vurma ihtiyacı duydum.
Her yazıma başlarken BAL liginde ki 9 yılı anlatırım. Bu defa direk 3. Lig serüveni ile başlayalım. 3. Lige bu takımı çıkarttık ama İsa Turan’ın deyimi ile PROFESYONEL Yönetim yapamadık. Bu yıl ki 3. Lig serüveni başlarken bu takımın amiyane tabirle başı da kıçı da belli değildi. Bu konuda kimi Ahmet Yılmaz başkanlığa aday olmadığı için suçlu o der, kimisi Hüseyin Özcan der, kimisi ise daha ileri giderek Belediye Başkanını suçlar. Bana göre sevseniz de sevmeseniz de bu takıma BAL veya 3. Ligde belediye başkanı maddi destek vermese kimse başkan da olmaz bu takıma katkı da vermez. Neden derseniz?
İşte orasını karıştırmayın. İsteyen gidip başkandan öğrenir. Yani başkan yoksa takım yok. Bu mantığı da sevmiyorum aslına bakarsanız. Neyse 3. Lige başlarken takımda hiçbir şey belli olmadığı için yerden yere vurduğumuz İbrahim Hancı ile yola çıktık. Sonra Hancı’nın 5 lig maçı sonrasında adeta içinde bizde dahil AFOROZ ettik. Haklı mıydık? EVET.
Sonra İsa Turan’la yola çıktık. İsa Turan’la ayaküstü yaptığım bir görüşme sonrasında onu hep savundum. Hala da savunacağım. Onun bu takımı düşürmede suçları yok mu?. Hancı ve yöneticiler kadar var. Ama kel başa şimşir tarak diye bu takımın gidişatına derim. O istifa etti gri getirdi bazı aydın yöneticilerimiz sonra geri gitti. O şimdi Lüleburgazspor takım hocası. Bakalım burada ki gibi mi yoksa ligde takım kalacak mı?. Göreceğiz.
Her neyse bir yönetim oluşturuldu. Bu yönetimde 50 kişi vardı. Tam sayı değil ama sayı aşağı yukarı bu kadardı. Ama gelin görün ki bu kadar yöneticiden bir elin parmakları kadar isim takımın başında çalıştı. Ama ne çalışma. Onlarda ben yoksa o olmasın, ben filanca hoca ile çalışmam, bu hoca olursa çalışırım. Bazılarının dediği oldu.
Sonra baktılar ki ikinci yarıda işler kötü gidecek. Hemen geçen yılın vefakârı Esat Akkaya yönetimde aktif hale getirildi. Günah keçisi hazırlanıyordu. Akkaya geldi ama o da bir türlü işi bitiremedi. Çünkü transferler hatalı ve daha kötüsü berattı. Kimse alınan oyuncunun oynayıp oynamadığını, sakat mı, takıma katkısı olur mu bakmadı ve ilk önce 6 sonra 8 kişi gönderildi yerine BABALAR GİBİ 7 OYUNCU ALINDI. Olan ondan sonra oldu ve takım Erzurumspor maçında BABALARA GELDİ. Suçlu kimdi, sadece İsa Turan mı? HAYIR. Tüm yönetim ve oyunculardı. İçinde ki halis duygularla oynayanlar hariç
Sonra Akkaya Noterden bastı imzayı. Onun kadar bu takımı sevip kendini feda eden ve yeri geldiğinde de başaramadık diyerek istifa eden başka yöneticiyi hala göremedik. Kaldı ki bırakın istifayı MERTÇE BİZ BAŞARAMADIK deyip istifa edeni de bulamadık. Bu gidişle de bulamayacağız. Ama onlar yönetici olsun başka hiçbir şey olmaya gerek yok. Başkası da olamaz. Sen, sen gel yöneticisin diyorlar oluyorlar. Sanki pazarda inşaat işçisi seçiyorlar. Tıpkı Kemal Sunal filmlerinde ki gibi.
Komik ama ÇARŞAMBNASPOR için acı bir tablo. Gelecek yıl mı veya kalan maçlarda ne mi olacak. Olacağı belli.
Taraftarın dediği gibi Protokolde oturanlar takım düşerken gülmeye, oyuncular nasıl olsa paramızı aldık takım düştü bana ne diyerek oynamaya, yöneticiler düştük nasılsa sonuna kadar kalalım havamız olsun demeye devam edecek. Taraftar ise kendi kendini yemeye devam edecektir. İstifa müessesesi bizimkilere çok uzak… Çünkü istifa et diyen yok. Onların da keyfi yerinde. Neden istifa etsinler ki. Gelecek yıl ne mi olur? Bu zihniyetle gidilirse bu defa 19 yıl sonra döneriz. Yılların rakibi BAFRASPOR kadar bile olamayız bu mantıkla.
Daha çok yazacak var ama anlayacak olur mu işte onu bilmem.
Siz ne dersiniz?
Mutlu ve (sağ)-lıcakla kalın.