Hafta sonu oynanan Çarşamba spor - Fatsa Belediye spor maçı sonlarında yaşanan bir olaya kısaca açıklama getirme ihtiyacı duyduk. Çarşamba spor takımına 2003 yılından bu yana nasıl gönül verdiğimi hemen herkes bilir. (Gerçek yönetici ve taraftarlardan bahsediyorum)
Bu takım için kar, yağmur, çamur demeden, hastalık dinlemeden cebimizden belki yönetici olup para vermedik ama Kayseri' den alın, Rize'sine kadar kendi aracımla gidip haber yapmayı zevkle yaşadım ve hala da yaşıyorum. Çarşamba spor takımının yenilgisi üzüntümüz, galibiyeti her daim neşe kaynağımız olmuştur. Bu takımla alakalı en yüksek perdeden yaşanan pislikleri de, güzellikleri de EROL ŞEKER ve Haber Expres Gazetesi olarak en şahane şekli ile hep dile getirdik. Bundan sonra da getireceğim. Bundan kimsenin kuşkusu olmasın.
Mesela geçen yıl taraftarlar ile takım oyuncuları ve bazı yönetici (!) konumunda ki kişilerin olayları şahsileştirerek olayların çıkmasına neden olunan olayları hiç tasvip etmedik. Haksız yere (bize göre çünkü yönetim tam manası ile görevini yapmamış olmasından kaynaklı) bazı taraftarlar ceza almıştı. Haksızlıkları vardı sahaya girmeleri ceza almaları için gerekliydi. Onlar buna itiraz etmediler ama ya yönetim ayağında ki eksikler. Hep üstü kapatıldı. O günlerde ve bu günde Taraftarlarımız ile güzel diyaloglara girdik ve çoğu vakit taraftarlarımızı sağduyulu olmaya davet ettik. Etmeye de bu yıl sezon başında yine devam ettik. Taa ki Pazar günkü maç sonlarına kadar. Maçta durum 3-1 e geldiğinde gazeteye gitmek için ayrılmak üzere iken bazı insanlarla sohbet yapmak durumunda kaldım. (insanlarla güler yüzlü konuşmanın SUÇ ve HATA olduğunu şimdi öğrendik) Onlarla sohbet edip stattan ayrıldım. Ama ne enteresandır ki bazı insanlar bu gülümsememi farklı algılamış veya önyargılı şekilde ÇARŞAMBA SPOR TAKIMININ YENİLMESİNE SEVİNDİĞİME yorumlamış,
Yetmemiş bu olayı sanırım ilk kez adı ile yazacağım için kimse kusura bakmasın. Belediye Başkanı Hüseyin Dündar ile aramızda var olduğu dile getirilen (ki bir dönem bunlar yaşandı ve gerçektir) olaylar nedeni ile Çarşamba spor takımın yenilgisine sevindiğim için statta GÜLDÜĞÜM ve hatta KAHKAHA attığım belirtilerek bazı isimlerce arkamdan hakaret dolu sözlerin söylendiği belirtildi.
Konuyu araştırdım ve bu konu da şimdilik sessiz kalacağım. Tarafımdan da kapanmış olmasına rağmen bazı insanların her nedense sürekli yolda, telefonda ve hatta iş yerime kadar gelerek sulandırmasını anlamıyorum. Olay olmuş ve bitmiştir. Herkes istediği yerde güler kimsenin karışmaya da hakkı yoktur. Hele gazeteciye yakışıksız şekilde hakaretler ve ithamlar, tehditler asla kabullenilemez. Mesleğimizi yaparken herkesle ağlayıp, herkesle gülmek zorunluluğumuz yok. Örneğin biz ağlarken herkesin ağlaması zorunlu mu?. Böyle berbat fikir olabilir mi?
Sonuç olarak beyler; Yaralı olan şahsımdır. Gereken neyse konu araştırılmış olup kapatılmış ya da kapatılmaya çalışılmaktadır. Ancak birileri biz ikna olmamıza rağmen hala ikna olmamış ve ısrarla olayları bizi delirtecek noktaya getirmeye çalışmasına anlam veremiyorum. Cahil adam değilim. Çok badireler atlattık ve çok pislikler yaşadık. Ama sabır diyerek bu güne kadar geldik. Bu konuda da SABIR dedik ve sustuk. Korkudan değil. Bilinmiş ola. Bu memlekette her höyyyt diyene pabuç bıraksaydık burada olmazdık. Bu aradı bu olayı kavga, şiddet boyutuna taşınması adına ellerini ovuşturanların hayal kırıklığına uğrayacakları için de ayrıca sevinçliyim.
Yine de diyorum ki; Bizim suskunluğumuzun nedeni "Dostluklarımızın her şeyin üstünde olması hasebi" ile sustuk. Sonuç olarak konu her yönü ile eleştirilmiş ve gereken yerlerle görüşülmüş sona ermiştir. Artık lütfen bunlar sona erdirilsin.
Ama bizim düşünmemiz tartışmamız gereken konular nedir derseniz?: Takımın yeni hocaları kim olacak, kadroda revizyona gidilecek mi?. Yönetim kendi içinde hesaplaşacak mı?. Çarşamba sporun başarısı bir gazeteciye değil, bir taraftara yüklenmemelidir. Aksine konu hep birlikte masaya yatırılarak karara bağlanıp sona erdirilebilecek mi onu takip etmelisiniz. Biz de bu çalışmaları bekleyip izleyip göreceğiz.
Lütfen herkes aklını başına alıp sadece bu memleket için, bu Çarşamba için çalışsın yeter. Birilerinin dediği gibi "BU MEMLEKETTE KAZANIP, EKMEĞİNİ YİYİP, BU MEMLEKETİN ÇANAĞINA KİMSE PİSLEMESİN". Pisleyenleri en azından biz çok iyi biliyoruz. Makam sahibi olmak geçicidir, yönetici olmak geçicidir. Bu memlekette herkes birbirinin cenazesine, düğününe gidecekse, güler yüzü ve sevgi ile kucaklaşması ile olabilir. O nedenle diyorum ki susarak büyüklüğümüzü göstermemiz gerekiyor ve büyüklüğümüzü yaptık. Benim babam senin babanı döver fikriyatına girmedik girmeyeceğiz.
Ama yine de dile getirmek istediğim net tavır şudur: Susuyorsak sebebi var. Sebebimiz dostluklarımız, ilçede huzur ve yarın sokakta yüz yüze bakacağımız insanların önünde mahcup olup utanmamaktır. Haklıyken haksız konuma düşmemektir. Başka hiç bir nedeni sebebi yok. Bu arada bu güne kadar ve bundan sonra da kimsenin özel kavgasının tuzağına düşmedik, düşmeyeceğiz. Ha bu arada "BU TAKIMIN YENİLMESİNE SEVİNENİN..."
Ama bir daha böyle bir konu olursa ADLİYE (yasal haklar için) ada sahasında ve inanıyorum ki yargı her şeyi düzeltir. Allah bizi başka yola göndermesin yeter. Bizim rehberimiz Allah oldukça da sukut altındır muhabbeti ile susuyor gelecek günlerin hakkımızda hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum.
Mutlu ve (sağ)-lıcakla kalın...