Cumhuriyet Halk Partisi Çarşamba İlçe Başkanlığı binasında Kadın Kolları Yönetimi adına Sema Altürk’ün yaptığı basın açıklamasında, “8 Mart Dünya Kadınlar günü, mücadele günüdür, bu mücadele bitmemiştir, devam etmektedir. Bu mücadele, eşit yurttaş olma ve demokrasi mücadelesidir. Birleşmiş Milletler Örgütü, kadınlarda ayrımcılığı, istismarı fark etmiş ve kadın problemlerine dikkat çekmek için 8 Mart 1975'te, 8 Mart gününü Dünya Kadınlar Günü olarak kabul etmiştir. Her sene 8 Mart günü, kadın problemlerine yönelik bir gün olarak ayrılmıştır. Yurdumuzda da 8 Mart günü, kadınlarımızın liderliğinde, kadınlara yönelik çalışmalarla değerlendirilir, Türk erkeği, Atatürk'ün izinde kadına gerekli değeri ve önemi vererek onun haklarını korumada yanında yerini almıştır. Kadınlarımızın da birer yurttaş olarak anayasal haklarından faydalanabilmesi için gereken yasal düzenlemeler yapılmıştır. Kurtuluş savaşını Mustafa Kemal Atatürk, 19 Mayıs 1919'da Samsun'dan başlatmıştı. Cumhuriyeti kurarak, halk iktidarınm halkın kendi kendisini yönetmesinin yolunu açmıştı. Egemenlik, kayıtsız şartsız milletindir, diyerek egemenliğin kaynağını halka vermişti. Bu egemenlik, yasama, yürütme ve yargı organları vasıtası ile kullanılacaktı. Anayasamız; parlamenter sistem denilen kuvvetler ayrılığına dayanır bu, egemenliğin paylaştırmasıdır. Yönetimde keyfiliğin ve tek adam diktatörlüğüne karşı özgürlüğün, eşitliğin ve adaletin güvencesi olarak cumhuriyeti, demokrasiyi benimsedik. Tarih boyunca insanlık, diktatör rejim ve sistemlerden çok çekmiştir. Bugün ülkemizde anayasal kurallardan, demokratik, sosyal hukuk devleti olmaktan çok uzaklaşıldığını görüyoruz.
Temel hak ve özgürlükler baskı altında, İfade ve basın özgürlüğü yok, işçi hak ve özgürlükleri çok kısıtlı, işsizlik had safhada. İş kazalarında ölümler çok arttı, gerekli denetimler yapılmıyor. Kadın cinayetleri ve kadına şiddet çok arttı, kadına yönelik suçlarda hızlı bir artış görülmekte. Eğitim sistemi laiklikten koparıldı.Toplum çok yozlaştırıldı. Savaşa sokulduk, kimse geleceğine güvenle bakamıyor. Tüm bunlar çözüm bekleyen sorunların sadece bir kısmı iken "çok başlılık istemiyoruz" başlığı altında dayatılan bir Anayasa gündemimizi oluşturdu. Belirsizliklerle dolu olan ve bizi nerelere sürükleyeceği belli olmayan bir Anayasa ile toplum susturulmak isteniyor. Bir kişinin iradesi, milli irade diye yutturuluyor. Devletin tepesindeki şiddet rüzgarı toplumun tümünü geriyor. Kendine vazife çıkaranlar oluyor. Diktatörlüğe, tek adam yönetimi ve yönetimde keyfiliğe karşı demokratik kazanımlarımıza, haklarımıza sahip çıkmalıyız. Kendimize, geleceğimize, çocuklarımıza, kardeşliğe ve barışa sahip çıkmanın yolu; bize dayatılan Anayasaya Hayır demekten geçiyor. İşsizliğe, eşitsizliğe, baskılara, istismara, şiddete, ayrımcılığa, sömürüye, haksızlıklara, kutuplaşmaya, düşmanlaştırmaya, kadın üzerinden toplumu dizayn etmeye, hukuksuzluklara, kumpaslara, işten atmalara, denetimsiz güce HAYIR diyerek, Cumhuriyete, değerlerimize, yaşam şeklimize sahip çıkarak geleceğimizin karartılmasına engel olabiliriz bu duygu ve düşüncelerle hepinizi sevgi ve saygıyla selamlıyor, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Gününüzü kutluyorum. Önceki gün sendikacı 7 Kadın trafik kazasında yaşamlarını yitirmişlerdir. Hepsine Allah'tan rahmet,ailelerine, yakınlarına ve sevenlerine baş sağlığı diliyoruz. Ayrıca Kadının emek ve hak mücadelesinde birey olma mücadelesinde rehber olmuş tüm kadınlarımızı, aydınlarımızı saygı, minnet ve şükranla anıyoruz.” Dedi.