CHP MYK Toplantısı Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığında devam ederken, CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Sözcüsü Koç bir basın toplantısı düzenledi. TBMM’de görüşmeleri devam eden ‘İç Güvenlik Paketi’ne değinen Koç, “Şuana kadar 36-37 maddesi geçebildi. İktidarın ısrarı devam ediyor. Yeni partnerleriyle tutacakları iş sonucunda nasıl bir süreç gelişecek önümüzdeki günlerde göreceğiz” diye konuştu.
Doların yükselişiyle ilgili Koç, “Günlük devalüasyonla tekrar yaşamaya alışan bir Türkiye’de bulunuyoruz. Tayyip Erdoğan’da harikalar diyarında dolaşır gibi ekonomide. Demek ki saraydan bakınca öyle görünüyor demek geliyor insanın içinden. İşsizlik en üst noktasına çıkmış durumda. Fiyatlardaki artış yıllık iki ayda hedeflenen noktayı yakalamış durumda, dolar kuru günlük artıyor ve düşecek denilen faizde tersine yükselmeye devam ediyor. Şuna tanık oluyoruz. ‘Çocukların yattığı odadaki radyatörü açıyorum, diğer tarafları kapatıyorum’ diyen aileler var. Bu süreçte Türkiye’de ciddi bir yönetim dağınıklığı başlamıştır. Eğer konuya sükunet ve sağduyu içinde yaklaşılmazsa toparlaması çok zor olan noktalara gidecek gibi görünüyor bu süreç” ifadelerini kullandı.
“11 YILDA YAPILAN FAİZ ÖDEMESİ 27 YILDA YAPILAN FAİZ ÖDEMESİNİN 1,6 KATIDIR”
Dış dünyanın Türkiye’yi finans boyutunda, ekonomi boyutunda risk algısı yüksek ülkeler sınıfına soktuğunu kaydeden Koç, şöyle konuştu:
“Mutfakta yangın var, çarşıda yangın var, pazarda yangın var. 1975 ile 2002 yılları arasında bütçeden yapılan faiz ödemesi 251 milyar dolardır. 2003-2014 arasında bu rakam 389,4 milyar dolardır. 11 yılda yapılan faiz ödemesi 27 yılda yapılan faiz ödemesinin 1,6 katıdır. Bırakın faizlerin oranında düşmeyi son 1 ayda 2 puan arttı faizler. Türk Lirası dolar karşısında son 2 ayda yüzde 9 değer kaybetti. 2.55’i geçti bugün. Merkez Bankası özerk bir kurum. Merkez Bankası Başkanı, hazineden sorumlu Sayın Bakan ne kadar bu baskıyı bu yükü taşır ve bunun ülke ekonomisine yansıması önümüzdeki süreçte nasıl olur, bir kaos ortamına girdiğimizi görüyoruz. Bundan seviniyor değiliz, bir siyasi çıkar bekliyor değiliz. Tek kişinin inadı, hırsı, saplantıları Türkiye’yi dış politikada olduğu gibi iç politikada olduğu gibi ekonomi alanında da bir çıkmaz sokağa sürüklemiş gözüküyor.”
“KAPININ ÖNÜNDE KAVGA VAR GİBİ GÖZÜKÜYOR AMA”
Çözüm sürecinin bir illüzyona dönüştüğünü söyleyen Koç, “Herkesi kandırmaya devam ediyorlar. Daha açıklanan metnin mürekkebi kurumadan bir de bakıyorsunuz siyaset arenası birbirine girmiş, herkes birbirinin gırtlağına sarılmış. AK Parti-HDP ile arasında kapının önünde kavga var gibi gözüküyor ama kapının arkasında seçim işbirliği de dahil gelecekle ilgili her türlü ittifak şu anda kurulmuş. İç Güvenlik Yasası; siz ne kadar ‘bu toplumsal barışı etkiler’ de deseniz, inadım inat dün geceye kadar direndiler, şimdi İmralı’dan ve HDP’den gelen talepler doğrultusunda bazı düzenlemeler yapabileceklerini ifade ediyorlar. Partnerleriyle iş tutuyorlar. Ecdadının türbesini apar topar kamyona yükleyip kaçanlardan ne beklenir ki” ifadelerini kullandı.
“YAPTIKLARI ASLINDA TAM BİR KAYIKÇI KAVGASI”
Vatandaş üzerinde AK Parti ile PKK arasında çekişme varmış gibi bir algı oluşturulmaya çalışıldığını iddia eden Koç, “Yaptıkları aslında tam bir kayıkçı kavgası. ‘Seçmen bizi sahnede birbirimize laf sokuştururken görsün ama biz kendi amaçlarımıza göre bu süreci kullanalım’. Tam bir cambaza bak oyunu oynanıyor. Nedir, her iki tarafın kafasında varmak istediği hedefler? Hiç kimse kendisini kandırmasın, bir tarafın hedefinde sınırsız, sorunsuz, her türlü yasama-yürütme-yargı gücünü tek elden kontrolüne alacak bir otoriter başkanlık sistemine geçiş hülyası var. İktidardan gitmemek üzere planlanmış tek adam vesayet düzeni var. Beyefendi için çözüm süreci değil, seçim süreci önemli, kafasında bu var. Diğer tarafın hedefinde ne var? Gerçekten eşitlikçi, özgürlükçü, demokrasinin tüm kural ve kurumlarıyla yerleştiği, birlikte yaşama iradesinin tescillendiği bir düzen yok. Diğer tarafından kafasında, PKK’nın elindeki silahla geniş bir coğrafyada kendi statüsünü ve idealini gerçekleştirebileceği bir süreci siyaseten olgunlaştırmak var. Okunan tablo bu. Her seçim öncesinde bu filmi izliyoruz. Bu ve buna benzer havuç dağıtma törenlerini izliyoruz. Bu reklam ve uyutma dönemi seçime kadar sürüyor. Seçimden sonra demokrasi, barış maskesi çıkartılıyor, ondan sonra karşılıklı sopa gösterme süreci başlıyor ve bu işten en çok acıyı da Kürt yurttaşlarımız çekiyor” şeklinde konuştu.