Çiçek, “AP hiçbir hukuk kararına dayanmadan böyle bir karalama kampanyasını kabul edip Türkiye’yi suçladığına göre bundan sonra yarın okullarda, sokaklarda, iş yerlerinde bir nefret söylemine, bir ayrımcılığa ve benzeri bir kısım çağ dışı, hukuk dışı, ahlak dışı kampanyalara muhatap olursa bunun sorumlusu hiç şüpheniz olmasın ki AP’nin, hiç şüphesiz ondan evvel de Papa’nın yaptığı açıklamalardır” dedi.
TBMM’de basın toplantısı düzenleyen TBMM Başkanı Cemil Çiçek, AP’nin Türkiye’yi sözde Ermeni soykırımını tanımaya çağıran tasarıyı kabul etmesini sert bir dille eleştirdi. Sözde Ermeni soykırımı iddialarıyla ilgili TBMM olarak 112 ülkeye görüşlerini anlattıklarını ifade eden Çiçek, Dışişleri Bakanlığı ile yakın bir ilişki içerisinde 40’tan fazla parlamento başkanına sözde Ermeni soykırımı konusunda mektup yazdıklarını aktardı. Kendisini şahsen üzen bir olayı anlatan Çiçek, “AP Başkanı bildiğiniz gibi geçen hafta Türkiye’deydi. Görüştüğümüz konuların çok önemli bir kısmı AP’de böyle bir konunun gündeme geleceğini hesaba katarak, ‘neden parlamentoların bu işe alet olmaması gerektiğini’ uzun uzun anlatmaya çalıştık. Ama netice itibariyle ortaya çıkan bir durum var” dedi.
AP’nin aldığı kararı eleştiren Çiçek, AP’nin almış olduğu kararın ardından dün yayımlanan açıklamayı TBMM Başkanlık Divanı olarak da aynen benimsediklerini ifade etmek istediğini söyledi.
“TALİHSİZ VE İNSAFSIZCA YAPILMIŞ BİR SUÇLAMA”
AP’nin almış olduğu kararın her bakımdan talihsiz ve millete karşı insafsızca yapılmış bir suçlama olduğunun altını çizen Çiçek, şöyle devam etti:
“Ermeniler dışında tarihin en kanlı savaşlarından birisi olan 1. Cihan Harbin’de hayatlarını kaybetmiş 20 milyondan fazla değişik ırklara, değişik milletlere mensup 20 milyon insanın acısını göz ardı ederek haksızca ve insafsızca sadece bu savaşta Ermeniler hayatını kaybetti, sadece onlar acı çekmiş, diğeri açı çekmemiş gibi önyargıya dayalı bir açıklama yapılmıştır. Eğer adalet bir anlam ifade ediyorsa ki AP’de en çok vurgu yaptığı konulardan bir tanesi budur, son derece adaletsiz ve tek yanlı bir tutum ve tavırdır. 20 milyondan fazla insan hayatını kaybetmiştir. Kim olursa olsun biz millet olarak bunların hepsinin acısını paylaşıyoruz. Ölen insandır, ırkı ne olursa olsun, dini inancı ne olursa olsun hepsi hayatını kaybetmiştir ve tarihin en kanlı savaşlarından birisidir.”
“YOK HÜKMÜNDE TELAKKİ EDİYORUZ”
TBMM Başkanı Çiçek, AP’nin almış olduğu kararın tek yanlı ve önyargılı bir karar olduğunu dile getirdi. Hakka, hukuka, adalete sıkça vurgu yapan, Türkiye’nin ilerleme raporunda Türkiye’yi bu kriterler açısından yargılayan AP’nin böyle bir tutum takınmasının ileri sürdüğü kavramlarla, değerlerle çeliştiğini ifade eden Çiçek, “Bunun için hukukla alakası olmayan, hukuk dışı, keyfi, ön yargılı bu kararı biz hiçbir şekilde kabul etmiyoruz ve yok hükmünde telakki ediyoruz. Bu karar uluslararası hukuka da aykırıdır. Ben AP Başkanına bunları çok açık söyledim. Parlamentolar hukuk üreten kurumlardır. Elbette parlamentolar her konuyu konuşur. ‘Parlamentolar şunu konuşsun, bunu konuşmasın’ tarzında bir sınırlama getirilemez. Ama parlamentolar karar alırken hukukun dışına çıkarak, kendi koyduğu kuralların dışına çıkarak hukukun üstünde sorumsuzca kararlar alamaz. AP’nin almış olduğu karar hukukun dışındadır, hukuka karşıdır ve bu manada sorumsuzca bir karardır. Çünkü, parlamentolar dedik ki hukuk üreten kurumların başında geliyor. Bunlar çoğu zaman evrensel hukuk kuralı niteliği de taşıyor. Bunlardan bir tanesi masumiyet karinesidir. Sıkça Türkiye eleştirilirken buraya vurgu yapar. Bir kişi veya bir toplum aksi ispat edilinceye kadar masumdur. Gelişi bir suçlama yapılamaz, kanaatler üzerinden, dedikodular üzerinden siyasi amaçlarla karar verilemez. Verildiği takdirde bu parlamentonun kendisini inkar anlamına gelir. Kendi ürettiği hukuku yok saydığı anlamına gelir” dedi.
“NEFRET SÖYLEMLERİNİN SORUMLUSU AP VE PAPA OLACAKTIR”
“1915 olayların üzerinde verilmiş bir karar var mı?” diyen Çiçek, 1915 olayları ile ilgili verilmiş bir kararın bulunmadığını ve bugüne kadar böyle bir kararın olmadığını söyledi. 1948 sözleşmesindeki şartları bu olayların taşımadığına dikkati çeken Çiçek, “AP bunlar üzerinde durmuyor. Bunları duymaya gerekte görmüyor. Hukuki bir kavramı siyasallaştırarak Türkiye’ye karşı karalama kampanyasına zemin teşkil ediyor. Bunun en vahim yanı şurasıdır; bu kararın doğurabileceği bugün ve gelecekte birçok olumsuz yansımaları olacaktır. Kendileri de kabul ediyor ki en başta Avrupa’da ve tüm dünyada ırkçılık, nefret söylemleri artıyor. AP hiçbir hukuk kararına dayanmadan böyle bir karalama kampanyasını kabul edip Türkiye’yi suçladığına göre bundan sonra nefret söylemlerine milletimizle ilgili, milletimizin çocuklarının ki bunların önemli bir kısmı kendi vatandaşlarıdır, yarın okullarda, sokaklarda, iş yerlerinde bir nefret söylemine, bir ayrımcılığa ve benzeri bir kısım çağ dışı, hukuk dışı, ahlak dışı kampanyalara muhatap olursa bunun sorumlusu hiç şüpheniz olmasın ki AP’nin, hiç şüphesiz ondan evvel de Papa’nın yaptığı açıklamalardır. Bu karar önümüzdeki zaman dilimi içerisinde çok sayıdaki olumsuz gelişmelere de gerekçe olarak kullanılabilecektir” ifadelerini kullandı.
“İŞİ ORTAYA ÇIKARACAK OLAN TARİHÇİLERDİR”
Çiçek, herkesin açısını paylaştıklarının altını çizerek, “1915 olaylarını tüm yönleriyle ortaya çıkarılmasını en çok arzu eden ülke biziz. 1915’te ne olduysa bu işin içinde ne varsa, kim varsa, ne olduysa bunlar bütün yönleriyle ortaya çıksın. Peki bunları kim çıkaracak? Bunu çıkaracak olan parlamentolar değildir. Parlamentoların ne ehliyeti, ne liyakati, ne görevi bunları açığa çıkarmak değildir. Bu işi ortaya çıkaracak olan tarihçilerdir” şeklinde konuştu.
1915 olaylarının araştırılması için arşivleri açtıklarını vurgulayan Çiçek, Ermeniler’in de, Ruslar’ın da, İngilizler’in de arşivleri açmasını istedi.