Çarşamba İlçesinde Ramazan Bayramı öncesinde yaşanan aşırı sağanak yağışı sonrasında İlçenin sahil bandında ekim- dikim yapan çiftçiler mağdur olmuş ve tepkilerini kendileri ile ilgilenen olmadığı seslerinin duyurulmadığını belirterek Ordu Samsun Karayolunu kapatarak tepki göstermişlerdi.
Gerçekleştirdikleri eylem sırasında sahil Mahallelerde ki hasar gören arazileri Bakan Çağatay Kılıç, Milletvekili Fuat Köktaş, Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Ziya Yılmaz gibi siyasi ve bürokratların gelerek yerinde incelediklerini ve hasarın ana nedeninin DSİ Yetkililerinin yanlış proje ve çalışmalarından kaynaklandığı bu nedenle çiftçilerin hasar tespiti yapılarak zararın karşılanması için çalışmalar yapılacağını belirtmişlerdi.
Hasar tespit çalışmaları için İlçe Tarım Müdürlüğü ve bağlı birimler tespit çalışmalarını yapmış ve çiftçiler yaşadıkları zararın devlet tarafından acil yapılmasını beklediklerini belirtirken bir yandan da hasardan kurtardıkları sebzelerini Çarşamba Sebze ve Meyve Haline getirerek zarar kritikleri ve tepkilerini dile getirdiler.
Çarşamba Sebze ve Meyve Haline 4 dönüm fasulye ekerek kurtardığı 50 kilogram biberini satmaya gelen Karabahçe Mahallesi çiftçilerinden Hasan Ay, devletin yaptığı hasar tespiti sonucunu acil açıklamadığı ve zararı karşılayacak önlemler yapmadıkları sürece çiftçilerin yoğun olduğu bölgelerden büyük şehirlere aşırı göçlerin başlayacağını, göç almadığı takdirde de mağduriyetlerin artacağını iddia etti.
Karabahçe Mahallesi çiftçilerinden Hasan Ay gazetemize yaptığı açıklamasında, "Su baskını olmadan bir, iki ay önce bir gazeteci çağırdım. Geçen yıl yaşanan su baskınlarından yaşadığımız mağduriyeti anlattım. Ama haber sonrasında 'Ya niye haber yaptın, niye ekmeğimizle oynadın…' şeklin de DSİ Bölge Müdürlüğünden olsa gerek şefler geldi. Bana fırça attılar. Bizim ekmeğimizle niye oynuyorsun diye. O fırça ve sesimizi yükseltmemize rağmen dinlemeyenlerle birlikte işin sonucunu aldık. Bu yıl aynı sıkıntıyı bir daha su baskını ile yaşadık. Bu bize reva mıdır? " diyerek devam etti.
Su baskını olduğu gün Bakan, Milletvekili ve diğer yetkililer zarar gören mahallelerde ki arazilere gelerek incelemeler yaptılar. Hepsi de incelemeler neticesinde su baskını olayında projenin yanlış olduğunu ve bu projeye karşı olduklarını söylediler. Yani hatanın devlet yetkilileri tarafından yapıldığını Milletvekilleri, bürokratlar da de kabul etti. Yani hepsi proje hatası ifadelerini kullanan Hasan Ay, "İki seneden beri suyun gitmesinin sebebi proje hatası. Yani şöyle; 500 metre kanal açıp, araya 100 metre açmadığın zaman kanalı devam etsen ne olur?" diyerek devam etti.
Su baskınında herkesin bildiği gibi açılan kanallar suları çekmedi olan vatandaşa oldu. 4 dönüm tarladan normalde 1,5-2 ton mal alırdım ama 50 kilo ürün kurtarabildim ama neye yarar ki ifadelerini kullanan Ay, "Mesele sadece o değil fasulye yaptık. 7-8 bin çangal var onlar gitti. Sadece benim değil 80 - 100 dönüm ürün ekipte bir tane çöpü kalmayan insanlar var. İlçe tarım geldi, tutanak tuttular, tarım tespiti yaptılar ama iki seneden beri sele gidiyor her şey. Geçen yıl da bir kuruş maddi yardım alamadık."
Yani hep şey sadece devlete borcunu öde maddi olarak yardım yok. Onlar geldiler ama geldikten sonrada çalışma yok. Sadece kanal projelerinin yanlış olduğunu ellerinden geleni yapacaklarını söyleyip gittiler. Mesela köprüleri basık yapıyorlar. O yüzden tıkandı yani suları salmadık. Zararımızın karşılanmasını bekliyoruz. 5 yıldır ziyandayız. Kışın da seralarımız yıkıldı. En ufak bir destek Devletten göremedik, göremiyoruz." dedi.
Karabahçe Mahallesinde çiftçilik yapan Hasan Ay, "Bu projeler ve yaşadığımız zarar Devlet Su İşlerinin projeleri, onlar yaptı. Gerekirse DSİ’yi mahkemeye vericeğiz. Sadece şuan ilçe tarımdan çıkacak zarar tespit raporunu bekliyoruz yani tespit raporu çıktıktan sonra mahkemeye gideceğiz. Herkes bildirdi zararını ziyanını." ifadeleri ile açıklamalarını şöyle sürdürdü.
Çiftçi Hasan Ay, "4 çocuk okutuyorum. Arazilerimize güvenerek bir şeyler yapıyoruz. Şu maddi beklenti geçsin de millet biter. Millet dört gözle Devletten maddi yardım bekliyor. Göreceksin yani bu sene Çarşamba ovası aşırı göç verecek. 50 yaşındayım gurbete gitmeyi düşünüyorum. Çocuklar okuyacak. Onları okuldan geri alma şansım var mı yok. Ayrıca millet konuşmaya korkuyor, çekiniyor. Belki devlet yetkilileri bize daha çok zarar ziyan verir diyerek. Ama sanmıyorum devletin çiftçisine zarar vereceğini sanmıyorum. Karabahçe köyünden (mahallesinden) 8-10 aile göç verdi. Bu sene ne olacak Allah bilir. Millet işine bakıyor kış geliyor geri kaçıyor. Dal bahçe köyü (mahallesi) mesela 10 hane 20 hane her sene göç veriyor. Mesele bu ve çok sıkıntılı bir durumdayız. Çiftçi bitti..." ifadeleri ile açıklamasını tamamladı.
Çarşamba Sebze ve Meyve Hali esnaflarından Şerafettin Kocataş ise, seneden seneye bir önceki yılı arar duruma düştük, niye düştük? ifadeleri ile şöyle devam etti. Kocataş, "Geçen yıl da bu yıl da doğal bir afet yaşadık. Bu afeti Cenabı Allah verdi. Allah’tan geldi ama Allah’tan geldi deyip de kendimizi yerden yere vuracak halimiz yok. Ancak öyle işler var ki! Mesela, Yetkililerin yaptığı bazı yanlışlar var. Zaten vatandaşın % 99’u borçlu. İnsanlar o kadar çalışıyor, didiniyor. Hatadan dolayı birde vatandaşın sırtına böyle bir yük veriyorlar." diyerek açıklamasını sürdürdü.
Esnaf Şerafettin Kocataş, "Çarşamba çiftçisi bitmiştir. Çiftçi bittiği zaman otomatikman Çarşamba ovası esnafı da bitiyor. Bunun bakkalcısı, imalatçısı, mobilyacısı, sanayicisi… hepsi zincir halindedir. Çünkü vatandaş kazanacak, ben kazanacağım, bakkalcı kazanacak, sanayici kazanacak, esnaf kazanacak. Geçen seneye oranlama yaparsak geçen seneye oranla bu yıl meyveyi kenara bırakalım sebze açısından % 70 zarar var. Yani geçen sene ki ürünle bu seneki ürün arasında % 70 fark var. Bu durumu hal esnafına % 100 yansıyor. Geçen yıl bu zamanlar bu hal cıvıl cıvıldı. İnce biber 3,5 - 4 lira, fasulye 1.80-2.00 lira. 5 lira olsun önemli değil. Ama adam iki dönüm yerden 1 ton yerine 100 kilo ürün topluyor. Tonajı alamadıktan sonra fiyatı pek de önemli değil. Normal biber 2-2,30 lira, salatalık 60-70 kuruş. Fiyatı yüksek olması bir şey ifade etmiyor. Bu durumdan çiftçide esnafta mutsuz. Aynı zamanda alıcı ve satıcıda mutsuz. Çünkü fiyat yüksek, yiyicide mağdur." dedi.
HABER-FOTO: Selma KAZAN- Elif ÖKMEN - Nurhan GÜZEL