(RTÜK) Radyo ve Televizyon Üst Kurulu, yayıncılık alanını düzenleyen ve denetleyen önemli bir kurum şeklinde açıklamasına bşalayan Çıplak, "Aldığı kararlarla geçmişten bugüne bazen haklı, bazen haksız olarak eleştirilen RTÜK bugünlerde ise bizzat üyeleri tarafından eleştirilen bir kurum haline dönüştü" dedi.
Yaklaşık 5 yıl önce Milliyetçi Hareket Partisi'nin (MHP) kontenjanından seçilerek RTÜK üyesi olan Esat Çıplak, kurumun kamuoyundaki ‘sansürcü' algısı, tarafsızlığını korumaması, iktidar gücünü arkasına alarak yeni mazlumlar oluşturması gibi konularda önemli açıklamalarla dikkat çekerken son yaptığı açıklaması kendi kurumunu eleştirir noktaya gelmesi dikkatlerden kaçmadı.
Çıplak, her dönem eleştirilse de kurumun hiçbir zaman bugünkü gibi kötü olmadığını savunurken, eleştirilerini RTÜK'le sınırlı tutmadı. Çıplak, “RTÜK olsun, TRT olsun, devletin tüm kurumlarının içi boşaltıldı. Devletin çatısı çöktü. Bu dönemde adalet, hak, eşitlik yok edildi. Dinî kavramlar, dinî kurumlar, sosyal kurumlar politize oldu, taraf oldu.”
Yeni mazlumlar üretildi
Gelinen süreci ‘içler acısı' şeklinde nitelendiren Esat Çıplak, ilkeleri, yönetmelikleri ve mevzuatı olan RTÜK'te artık ilke aramaktan vazgeçtiklerini söylüyor. Bu durumun içler acısı olduğunu dile getiren Çıplak, “Eskiden mazlum diye gördüğümüz bu kitle şimdi erki, iktidarı ele geçirince tamamen farklı bir tavra büründü. Geldiğimiz sonuç, yeni mazlumların geçmişin mazlumları tarafından üretilmesi oldu. Eski mazlum bu sefer güç zehirlenmesi yaşayarak, insanlara hakkaniyetle, eşitlikle davranmayı unuttu.” yorumunu yapıyor.
En büyük haksızlık: Kasetler
RTÜK Üyesi Esat Çıplak, 5 yıl içinde yapılan en büyük haksızlıklar arasında Deniz Baykal'ın kaset operasyonu ve MHP'lilerin kasetleri sırasında onların özel hayatları, aileleri görülmedi. O insanlar medya aracılığı ile yerle bir edildi. Çocukları vardı, hayatları vardı. Bunlar görülmedi, kimsenin de vicdanı sızlamadı. RTÜK burada hiçbir şey yapmadı, miting alanlarında anlatıldı, televizyonlar verdi, insanlar aşağılandı. Seçim dönemindeki yayınlar da öyle, hükümeti eleştirirsen hemen ceza alıyorsun, saatlerce hükümet yanlısı yayın yapan kanalları görmüyorsun” dedi.
Türkiye'de 1400 civarında radyo ve televizyon var, bunun 400 küsuru televizyon, sen bunlara eşit mesafede yaklaşırsan, hakkaniyet ve adalet ölçüsünde davranırsan, hem kurumsal kimliğe katkıda bulunursun hem de dışarıdaki algı farklı olur. Bunlara mesafelerini iyi koruyamazsan, iktidar erkinden beslenerek tavır geliştirirsen, dönemsel şartlara göre hareket edersen tabii ki kurumsal kimliğe de zarar verirsin ifadelerini kullanması dikkat çekti.
TRT genel müdürü iktidarın borazanı olmamalı
RTÜK önümüzdeki günlerde İbrahim Şahin’den boşalan TRT Genel Müdürlüğü için üç aday belirleyerek, Başbakanlık’a sunacak. Üç isim de RTÜK üyelerinin oyları ile belirlenecek. Ancak çoğunluk AK Partili üyelerde olduğu için onların oylarını verdiği isimler gidecek. Bu seçimle ilgili de görüşlerini paylaşıyor Çıplak: “Yeni genel müdürün tüm toplumsal değerlerin temsilcisi olması lazım. Hükümetin, yüzde 51’in oyu ile orada bulunmuyor, kamuyu temsil ediyor. Senin bir vazifen var, sen iktidarın borazanı olursan, iktidarı cilalarsan, hak katında vebaldir.”
HABER MERKEZİ