Ailelerin eğitime önem verirken yaptığı yanlış yönlendirmelerin kötü sonuçlar doğurabileceğini ifade eden uzmanlar, 3 yaş öncesi ve sonrası eğitime dikkat çekti. 3 yaş civarındaki çocukların artık tuvalet eğitimi almış, biberondan ve sütten kesilmiş olmaları durumunda anaokulu ya da okul öncesi kurumlara gidebileceğini belirten Hayat Hastanesi Uzman Psikolog Filiz Yakmaz Basılgan, “Üç yaşından önce bir çocuğun okula başlaması uygun değildir. Bununda sebebi kendine güven duygusunun gelişebilmesi için annesiyle ve kendi evinde geçireceği zamandır. Henüz annesine ve güvenli yer olarak gördüğü kendi evinden ihtiyaç duyacağı durumda ondan kopması demektir. Annenin çalışması durumunda bakıcı ya da kök aile tarafından bakılması da bu süreci olumsuz etkilemez. Önemli olan çocuğun kendi ev ortamında düzenli bakımını yapan kişilerle ilk üç yılını geçirip sonra okul ortamına yönlendirilmesidir. Yine diğer önemli bir konu çocuğun sosyalleşme ihtiyacı üç yaş civarında oluşur. Anne, baba ve çocuk üçgeninden oluşan sosyalleşme üç yaş sonrasında çocuğa yeterli gelmez ve çocuk akran ilişkilerine ihtiyaç duyar” dedi.
Basılgan, "Üç yaşından evvel her çocuk kendi başına oynar, üç yaşından sonra akranlarıyla beraber oynamaya başlar. Bunun için 3 yaş öncesi ve sonrası çocuk eğitimi çok önemlidir. Ailenin yapması gereken okula gidecek çocuğun duyacağı endişeyi azaltmaktır. Çocuğunuzu okula hazırlarken orada karşılaşacağı gerçeklerden söz edin. Ona okula ne zaman gideceğini, okulda neler yapacağını, eve ne zaman ve nasıl döneceğini söylemeniz gerekir. Okulun çok güzel bir yer olduğu, çok eğleneceği ve tanışmak için bekleyen arkadaşları olduğu gibi bilgiler çocuğun beklentilerini artırabilir. Bu, hayal kırıklığı yaşamasına sebep olur” diye konuştu.
ÇOCUK VE AİLE BİRLİKTELİĞİNİN ÖNEMİ
Basılgan, “Okulun ilk günü anne ile geçirmesi ya da çocuğun alışma süreci tamamlanana kadar aşamalı okulda kalış gerekli olabilir. Çocuk bu aşamayı başarı ile kontrol altına alırsa çocuğun kendine güveni artacaktır. Çocuklar okula gitmeyi ‘evden atılma’ olarak görebilirler, eve yeni katılan bir kardeşin ebeveynin tüm ilgi ve şefkatini alacağını düşünür. Bazen öğretmeni ilgisiz bulabilir. Bazen sınıfta korku salan afacan bir çocuğun varlığı da endişe oluşturabilir. Böyle bir durumla karşı karşıya kalınırsa, yapılması gereken en önemli şey onunla okulda birlikte kalmaktır. Anne babalar hastalık durumunda çocuğu okula göndermek konusunda kararsız kalabilirler. Hangi şartlarda evde kalınabileceğini çocuk bilmelidir. Bunlardan biri doktor muayenesidir. Diğeri ise, çocuk sık şikayet ediyorsa evde kalmanın çıkış yolu olmadığını bilmesi gerekir" dedi.