CUMHUR İTTİFAKI

MUSTAFA ALTIKATOĞLU

Uzun iktidarların böyle bir yükleri vardır. İşbaşına geldikleri zamanla bulundukları an arasındaki fark, çok kere unutulur. Her icraatta hatalar da yaşanır, yanlışlar da olur. Her hükümet eksiksiz, yanlışsız olmak mümkün değildir… Mevcut iktidar günleriyle onun işbaşlına gelmeden önceki dönemi kıyaslamak şarttır. İktidar gittiğinde yerine gelecek muhtemel iktidarın vaat ettiği tabloyu da okumak da şarttır.

Ak parti ve daha geniş ifadesiyle cumhur ittifakı iktidarı, geniş bir yorumla izah etmek gerekirse DP- Demokrat Parti, AP- Adalet Partisi, ANAP- Anavatan Partisi, DYP- Doğruyol Partisinin devamı mahiyetindedir. Ak parti öncesi ulaşım berbattı, sağlık hizmetinin sadece adı vardı ve vaziyet felaket. İlaç bulunamıyordu, hekim yetmiyordu. Bu şartlarda bir günde 20-25 öğrenci, işçi, polis katlediliyordu. Ortalık kargaşa içindeydi. Devlet dairelerinde, alışveriş mağazalarında, hava meydanında mescit olması hayal bile edilemezdi. Devlet, maaş ödemekte zorlanıyordu ve maalesef 70 sente muhtaç hallere düşmüştü. Taksit veya gecikmeyle maaş alınınca hemen döviz bürolarına koşulur, TL dövizle değiştirilirdi. Ne yazık ki dünya da irtibatımız çok aşağılardaydı… Bunlar birer misaldir ve on kere, yüz kere çoğaltılabilir.

 Yaşadığımız şu günlerdeki büyük imkânların yüzde biri o günlerde mevcut değildi. Bugün her şehirde en az bir üniversite var, her şehirde hastaneler mevcuttur. İlaç sıkıntısı yok, her şehir yurdun diğer taraflarına geniş yolar, muntazam tünellerle bağlı, her şehirde en az bir havalimanı bulunmakta. Hızlı trenler, metrolar, metrobüsler, tüneller, köprüler devrede. Bugünkü Türkiye ile dünkü Türkiye kıyas kabul etmez…

Bugünkü iktidar 3 kasım 2002’de işbaşına geldiğinde 7 yaşında olan çocuklar, şimdi 30’undalar. Onlar dedelerinden, ninelerinden ekmeğin karne ile verildiği karanlık günleri dinleyemediler. Zannettiler ki Türkiye,  hep bu bolluk ve zenginlik içindeydi, hep bu refah seviyesindeydi. Hayır değildi. Bu bolluk ve zenginlik yolunu açma hamlesi Adanan Menderes’le başladı fakat bedelini hayatıyla ödedi. Süleyman Demirel 1971 ve 1980’de iki kere darbeye maruz kaldı. Turgut Özal, şüpheli bir şekilde öldü. Necmettin Erbakan 28 Şubat 19971’de darbeyle alaşağı edildi. Recep Tayyip Erdoğan, muhtıra ve darbe teşebbüsüne maruz kaldı ama canı pahasına mukavemet etti.

 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.