Dün biraz sokaklarda dolaşayım dedim. Çıkmaz olaydım.
Siyasi Partilerin Genel Başkanı benmişim, haberim yok.
Önüne gelen yanıma geldi, karşıma dikildi:
“Erol Bey İktidar Partisinde, MHP de Çarşambalı aday yok. Neden Çarşambalı bir adayımız listelerde yok. MHP de adayımız var onu da 5. sıraya koymuşlar. Bizleri neden dinlemiyorsunuz?”
Haydaaaa…
Gelin buradan yakın.
Hele bir büyüğüm tanıyorum ama adını hatırlayamadım sokakta yanıma kadar koşarak gelip:
“Yaktın bizi Erol bey kime oy vereceğiz”lafı acayip şaşırttı.
Ne zaman Genel Başkan veya Başbakan olursam o zamandedim.
Ne diyeyim ki.
Trabzon’ dan bilmem nerelerden adaylar gösterildiğinde çılgınca oy verip seçenler geçen yıllar içinde bekledikleri iş ve istihdam alanlarını göremeyince ayağına basmışlar gibi sağa sola sataşmaya başladılar. Şimdide Diyarbakırlı adaya mı oy vereceğiz.
Haydaaa. Gelin buradan yakın bir kere daha.
Ver verme canım bana ne!..
Şimdi mi Çarşambanın özevlatlarını hatırladınız.
Sonra aynı büyüğüm:
Tersanede 50 bin kişi çalışıyor. Arı gibiler maşallah. Milleti uyuttular, kandırdılar şimdi 50 bin işçi bu kadar parayı nereye koyacaklarını bilemiyor!? Deyince anladım ki vatandaşlar artık kararsız.
Tiye alıyor da kimi beni mi kendini aldığını bilmiyor ya da halkın ne kadar bilinçsiz olduğunu anlamıyor. Son olarak artık halkın bilinçlendiğini anlatıyor sanırım…
Baktım olacak gibi değil…
Bende “Çarşambalı olan parti varsa ona verin” dedim.
Ne yapayım.
Genel Başkan ben değilim ya!.
Hoş benim tek oyum var giderim onu veririm çıkarım.
Ama bunu halkın iyi bilmesi lazım. Seçimden sonra ağlamaktansa, şimdiden iyi düşünüp yola girmek var.
****
Bu sözlerden sonra büroya girdiğimde bomba haber geldi.
Sağından yazsan olmaz, solundan yazsan olmaz. Yazmasan hiç olmaz.
Yazınca İktidar kızar, yazmasan muhalefet darılır.
Bomba haberin aslında konusu su gibi temiz çalışmanın açılışının birileri tarafından bir anda siyasi ranta çevirmesi olmuş. Tepkiler almış yürümüş. Hatta olayın savcılığa intikal edeceği bile söylenmiş. Birde bu konuya bağlı olarak bunu yazsak diyorum,
Hani 50 bin tersane işçisinin birazı da bizde ya. Farkında bile değil kimse oysa.
Ama o tersane işçilerinin maaşını ve SSK sını Haber Expres Gazetesi ödüyor. Kimse farkında bile değil. Anlayana..
Netice olarak; Yazsak iktidar da ki birileri göbeğini kaşıyıp, sırıtarak bahsedilen vekile koşacak veeee:
“Baaaak biliyordum bu adam bizden değil. Bizimle uğraşıyor”diyerek ekmeğimizle oynamaya devam edecek.
Devam edecek; “Bak, bak, baaaak. Sen bu adamı durma hala savun, bu adam bize vuruyor diyordum inanmıyordun. Bunun yanında bana demediklerini bırakmamıştın” diyecek havasından geçilmeyecek.
Oysa o adam yani kendisi dahi onların yanında zoraki geziyor. İnanmamasına rağmen…
Onların da nedenini vakti gelince açıklarız.
Her neyse haberle alakalı yine de kesin emareler elimize geçsin size aktarırız.
Şimdilik bekliyorum.
****
Şimdi durup dururken kimse ile dalaşmaya niyetim yok.
Korkumdan falan değil. Korkmadım ki hiç.
Ama Havacı askerlerin bir deyimi vardır.
“İT DALAŞI”. Tıpkı bende onlar gibi bu aralar hiçbir alanda “ İT DALAŞI YAPMAYA NİYETİM YOK”
Oy verecek halk için Saadet Partisi Milletvekili adayı hem de öz evlatlarından Salih Şen ne demişti geçen akşam Cemil Şensoy Kültür Merkezinde…
“Çarşambalılar oy ağacı değil. 4-5 yılda bir gelip oyları ( meyveleri) toplayıp gidiyorlar bir daha ki seçime kadar halkı unutuyorlar. Halkımız Meyve ağacı olmasın. O nedenle diyorum ki Saadet azınlıkların değil halkın herkesin hakkıdır” demişti.
Anlayana bu laf cuuuk oturması lazım.
Kendini oy çuvalı gören, meyve ağacı gibi gören, sağılmalık görenlere lafım yok. Kim ne karar verir ve onu uygularsa herkes saygı göstermelidir.
****
Sonuç olarak: Türkiye’ de seçimlerin vakti yaklaştıkça tepede süren kirli söylemlerin dalaşı akabinde bu şimdi Çarşamba’ya kadar sirayet etti.
Bunların nedeni kimilerine göre “KASET furyası ile aile mahremlerine kadar girilmesi, kimine göre işsizlik, kimine göre evlatlarına sahip çıkılmaması”
Kim kime ne yaparsa yapsın.
Biz şimdilik kenardan seyrediyoruz.
Beklediğim 12 Haziran da bu halk ne yapacak.
Şimdilik ibreler gösteriyor ki: 13 HAZİRAN’ DA SÜRPRİZ BİR SABAHA UYANACAĞIZ”.
Hazır olun…
Bunun adı da sanırım ki bu defa da “HALKIN SANDIK DARBESİ” olacak.