Hayatımızı 11 Mart’tan beridir KORONA-19 belası mahvetti,
Ne gitmek biliyor ne de ölmek.
Milletin de bu iki yoldan birini tercih etmemesi virüs misali!
Ne korunuyorlar, ne de korkmadan yaşayabiliyor!
Sanırım “Ölümü gösterip, sıtmaya razı etmek” diye buna denir.
Hastalık için zaten sıtma ilacı kullanılması da(!) ayrı bir durum.
Bu durum eğitim düzeyinden kaynaklanıyor desem şaşırmayın?
Şaşırsanız da gerçek şu ki, eğitimde durumumuz çok çok perişan!
En basiti Milli Eğitim Bakanı “okullar bir açılacak diyor, bir açılmayacak”!
O da karar veremiyor ama asıl konu açılsa, ne olacak?
Eğitim camiasında ki bir sıkıntı medyaya düştü.
Çarşamba Endüstri Meslek ve Anadolu Meslek Lisesinde,
Haberin öncesinde yaptığım araştırma sürüyor ancak,
Hedefte ki okul idarecisi, Öğretmenleri virüsten beter, birbirini yiyor, darmadağın.
İddia o ki; eski müdür ve bazı Öğretmenler makam, güç, sendika derken,
Müdür- Öğretmen kavasında anlaşıldı ki iş raydan çıkmış.
Manşete bakın: “Çarşamba’ da Kadın Öğretmen korkutuldu,
Baskı gördü, erken doğuma alındı; Bebek Yoğun Bakımda!”
İşte olayın, kitabın ortası bu? Asıl dert sadece bu olay mı? “HAYIIIIR”.
Koronavirüse gerek yok, hatta bunları görünce COVİD-19 korkudan kaçar…
Bu ortamda; Okulların açıldığını düşünün! AMAN ALLAHIM!..
Eğitimde yangın var ama kimsenin çok fazla umurunda değil sanki?
Kavga eden Müdür ile Öğretmenleri başka yere atadın bitti gitti olay, kolay değil mi?
Müfettişler mi, onlar adeta lay lay lom,
İnanın her seferinde adeta “AKLAMA” makamı!?
Derdin aslı iddia; Müdür, sendika, cemaat, makam, güç iddiaları…
Fakat asıl dert Bayan bir Öğretmeni korkutanlar olmalı değil mi!?
Şimdi bütün bu rezaletin cezasını kim çekecek!?
İl Milli Eğitimin yıllardır saçma sapan bir vakfın projelerinin yanı sıra,
Kendilerine münhasır atamaları düşünülünce…
İl’in de, ilçelerinde eğitimde çok başarılı olmasını bekleyemezsiniz.
Hele hele Öğrenci güvenliğini, eğitimde başarıyı asla…
Birilerinin derdi o ki; ‘Hangi okulda kantin kaça kiraya verilir, kime taşıma verilmeli,
Ya da makam aracıyla eve şoförlü mü, şoförsüz mü gideyim’ derdi?.
Hangi okulu su bastı, şubelerde, okullarda virüs var mı, ne yapabiliriz?
Eğitim camiasının gözdesi Öğretmene baskı var mı
“KİMİN UMURUNDA?”
Öğretmene baskının olduğu yerde Öğrenci psikolojisini siz düşünün!?
Sonrada bu Milli Eğitimden başarı bekleyin, “YERSENİZ!”
Deli Dumrul hikâyesi bile bu olayın yanında “BELEŞ” kalmıyor mu?
Tek söyleyebileceğimiz;
“Körler sağırlar birbirini ağırlar” dan başka söz kalmıyor.
Öğrencileri bu kadrolara kim nasıl emanet edecek, edebilir!?
Bu kadrolardan “Milleti Allah Korusun”.
Gerçi şimdilik öğrencileri okulları açtırmayan “KORONA VİRÜS” koruyor gibi...
Okullar bu ortamda eğer ki bir açılırsa, genç neslin vay haline!
Sonuç olarak akla takılan soru;
“Müdür ile Öğretmenlerin kavgasının nedeni ne!? Eğitimden daha mı önemliydi?”
Ve final soru:
Bu İl Milli Eğitim Müdürlüğü ile ilçe kadrolarına, Devlet yetkili kadroları ne yapacak!!??
Bizler de merakla bekliyoruz.
Mutlu ve (sağ)lıcakla kalın…