Dünkü köşe yazımdan sonra Türk Sağlık Sen Şube Başkanı Erdoğan Çakmak AK Parti hükümetinin sağlıkta değiştirdiği sistemlerin faydalı olmadığını ve geçmişe geri döndüğünü belirten açıklamasına rastladım.
Hatta Çakmak, "Bakan Demircan’ın yıllardır devlet hastanesinde çalışmış olması sitemde nerelerin tıkanık olduğunu bilmesi sistemi toparlanmasında büyük etken oluyor” diyerek hemen herkesi şaşırtmış... Hatta hatta hükümet sendikası tabiri kullanılan sendika açıklama yapmamışken Türk Sağlık Sen'den gelen açıklama daha da şaşırtıcı olmuş!..
Türk Sağlık Sen Şube Başkanı Erdoğan Çakmak'ın, görmediği kendi üyeleri tam aksi dertli ve kendilerine hala mobbing uygulandığı iddiaları olsa gerek. Sayın Çakmak üyelerinden habersiz mi? Hayret ettiniz değil mi?
Neyse, konuya devam edecek olursak; hafta sonu MHP Grup Başkanvekili Erhan Usta, Çarşamba Ülkü Ocakları ziyaretinde partili ve ocaklı gençlerle bir araya geldi. Burada Sayın Çakmak'ın sendikasına mensup bazı üyeler de vardı. O buluşmada sağlıkçı sendika üyelerinden bazıları demişti ki; "Sayın Vekilim. Hükümetin sendikası olarak algılanan sendika ve partililer bizlere hala baskı ve mobbing uyguluyor. Baskıya maruz kalıyoruz. Bu konuda yardım bekliyoruz." ifadelerini kullandılar.
Sonra dün yine bir hastanede, yine Türk Sağlık Sendikası üyesi bir dostum dedi ki; "MHP'nin AK Parti hükümetini desteklediğini düşünmüyorum. Ama Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan ile devlete sahip çıkması nedeni ile İYİ'den değil MHP Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli'den yanayım, kendisine inanıyorum. Ama tabana gelindiğinde sağlık alanında hala hükümetin sendikası(!) bizlere müthiş biçim de mobbing uyguluyor" demesin mi?
Şimdi gel buradan yak! Kel başa şimşir tarak!. Kim doğruyu kim yalanı dillendiriyor. Başkan mı, üyeler mi? Ama en vahimi Sayın Çakmak ya rotayı şaşırttı ya da üyeleri!? Ya da bilinçli olarak bir yerlere göz mü kırpıyor! Ne oluyor bilinmez ama Başkan Çakmak, başarılı çalışmalarından kaynaklı Bakanı överken, üyeleri hem il hem ilçelerde kendilerine başka bir sendika tarafından mobing uygulandığını ve bunaldıklarını iddia etmesi çok manidar. Şaşırdınız mı? Hangisine inanırsınız?
Bu mobbing sahi sadece sağlık alanında mı? Elbette ki hayır! Mesela; Yargıda...
ADALET terazisine güvende endişe ve güvensizlik de hala memlekette hakim! Mobbing'i bu aralar kimse itiraf edemese bile Mahkemelerin hala özellikle güçlü yerel siyasetçi hegomanyası altında sıkıntılı olduğu endişeleri çok güçlü. Bu düşünce halk arasında ayyuka çıkmış. Bu sorunun çözümü vatandaşta değil. Adalet Bakanlığındadır.
Unutulmamalıdır ki; Bir Ülkenin Yargı, sağlık ve eğitimi sıhhatli olmadıkça o ülkenin siyasetine de güven sağlıklı olmayacağıdır. Sağlık Bakanı başta olmak üzere Adalet Bakanlığı ve Milli Eğitim Bakanlıklarının halkın güvenini sağlayacak yeni ve kalıcı proje ve alternatif çözümlerini acil bulup hayata geçirmeli, uygulamaya geçmelidir.
Aksi takdirde eğitimi yeteri kadar iyi olmayan toplumların, ilk önce sağlığı bozulacak akabinde o toplumların adaletsiz ortamlara itilmesi kaçınılmaz olacaktır. Bu hassasiyet çok geç olmadan gösterilmelidir.
Özellikle 15 Temmuz sonrasında FETÖ/PDY Terör örgütü için tabandan başlatılan çalışmaların benzeri eğitim- sağlık ve adalet alanlarında koyulmalıdır. Bu kurumların düzene tam oturtulabilmesi için ilk önce yerel siyaset temizlenmelidir. Yeni ekipler bilgili, baskıdan kurtarılmış isimlerden oluşturulmalıdır. Bu konuda hassasiyet o nedenle tabandan başlatıldığı takdirde memlekette sorun kalmayacaktır.
O zaman görülecektir ki; Ülkemiz de siyaset, adalet, sağlık ve Milli Eğitim kısa sürede başarılı olacaktır. Böylelikle bu alanda ki sıçrama ve ilerleme hızının tavan yaptığı görülecektir ki; bu da sağlıklı toplumlar, eğitilmiş insanlarla daha adaletli biçim de iç içe yaşadığı ve adaletli yaşama herkesin bilinçli şekilde katkı sunduğu müşahede edilecektir. O gün insanlar daha mutlu, refah seviyesi yüksek, huzurlu, maddi - manevi yönden itibarlı ve güler yüzlü olacak, Devlet ise dünya ülkeleri karşısında daha baskın ve daha da güçlü olacaktır. İstediğimiz de bu değil mi?
Bunları başardığımız takdirde doğru tek bir hamle ile 3 yanlış silinebilir. Aksi takdirde dikkat etmez önlem almadığımızda 3 yanlış o 1 doğrumuzu götürecektir. Bu en büyük tehlikedir. Bu sonucu kim ister ki!
Mutlu ve (sağ)-lıcakla kalın...