Kenevir üzerine yıllardır önemli çalışmalar yürüten Doç. Dr. Selim Aytaç, Cumhurbaşkanı’nın açıklamasının kenevirdeki kötü algıyı da yıkacağına dikkat çekti. Aytaç, “Tarım ve Orman Bakanlığı ile OMÜ olarak yaklaşık beş yıllık çalışmalardan seleksiyon yöntemiyle elde ettiğimiz genotiplerin iki tanesinin tescili için bu ay Tarım Bakanlığına başvuruda bulunacağız” dedi.
Doç. Dr. Selim Aytaç tarafından kenevir bitkisindeki ’esrar’ miktarının azaltılmasını sağlamak için yürütülen ıslah projesi sonucunda Türkiye’de kenevir tarımının yaygınlaştırılması hedefleniyor.
2013 yılında Türkiye’de kenevir üretiminin iyice azalması üzerine harekete geçen OMÜ Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Selim Aytaç, TÜBİTAK tarafından da desteklenen esrar miktarı azaltılmış kenevir ıslah projesini hayata geçirdi. Bu yıl ikinci yılına giren projenin olumlu yönde sonuçlanması halinde gerekli yasal düzenlemelerin yapılmasıyla birlikte Türkiye’de kenevir üretiminin artırılması hedefleniyor. Kenevirin konfeksiyondan izolasyon malzemesine kadar en az 3 bin maddeyle birlikte değerlendirilebileceğini belirten Doç. Dr. Selim Aytaç, kenevir tarımından birim başına elde edilen gelirin birçok tarım ürününe göre daha karlı bir ürün olduğunu belirtti. Esrar maddesi yüzünden kenevirin dışlanmaması gerektiğini vurgulayan Aytaç, kullanım alanına göre bunun değerlendirilmesi gerektiğini söyledi.
"Kenevir Anadolu’nun eski bitkilerindendir"
Kenevirin lif bitkisi olduğunu belirten Aytaç, "Sapının kenarında bulunan kabuklarından lif elde edilmektedir. Amerika ve Afrika pamukları Anadolu’ya gelmeden önce; Anadolu’da bütün kıyafetler kenevir ve keten esaslı yapılmaktaydı. Kenevir Anadolu’nun eski bitkilerindendir. Kenevirin tohumlarında yağ bulunur. Tohumundaki yağ çeşitli amaçlarla kullanılmaktadır. Aynı zamanda dişi kenevir bitkilerinin çiçekli kısımlarından esrar da elde edilmektedir. Bu nedenle uyuşturucu bitki kapsamındadır ve kontrole tabi bir bitkidir. Bu özelliğinden dolayı zaman zaman dışlanmış bir bitkidir. 1990’lı yıllardan itibaren esrar baskısı yüzünden tarımı azalmıştır. Bir zamanlar Türkiye’de 140 bin dekar kenevir tarımı yapılmaktaydı. Bu günkü kenevir tarımı 200 dekar alanda yapılmaktadır. Hatta 2013 yılında 10 dekara kadar düşmüştür. 2013 yılından bu yana bir takım farkındalık oluşturacak faaliyetlerle kenevir tarımını artırmaya başlamış olduk" bilgilerini verdi.
"Kenevirden yapılan ilaçların kansere karşı etkisi araştırılıyor"
Kenevirin sadece lif ve yağ bitkisi olmakla kalmadığını ifade eden Aytaç, "Bugün kullanılan 3 bin üründe işe yaramaktadır. Örneğin saplarından her türlü izolasyon malzemesi yapılabilir. Kenevir elyafından polyester yapılabilir. Kenevirin tohumlarından çeşitli gıdalar, çeşitli çerezle yapılabilir. Kenevirin son 10 yılda ilaç yapımında kullanılmasında ciddi çalışmalar yapılmakta. Özellikle kanserle ilgili birçok çalışma var. Belki önümüzdeki 10 yılda bir takım kanser ilaçlarında kenevirden elde edilen kanominoitler bu konuda ön plana çıkacaktır. Esrarı azaltılmış ya da yok edilmiş endüstriyel kenevirlerden hayvan yemi yapılabilecek. Endüstriyel kenevirlerin üst kısımları Avrupa’da hayvan yemi olarak kullanılmaktadır. 1933 yılında çıkartılan kanunla birlikte Türkiye’de kenevirin tarımı ancak sapları ve tohumu için yapılabilmektedir. İlaçların yapılabildiği çiçekli bitki kısımları için herhangi bir üretim tarzı söz konusu değildir. İleride kanunlar buna müsaade ederse Türkiye’de kenevirin ilaç olarak değerlendirilmesi de gündeme gelebilir. Bu gün sadece bu konuda ar-ge çalışmaları yapılabilir. Üretim çalışmalarının yapılması mümkün değildir. Üretim sadece sapları ve tohumları konusunda yapılabilir. Çiçekli bitkileri ve yaprakları kullanılamıyor. Hayvan yiyeceği için de kullanılamaz. Biz çalışmalarımızdan sonra asitle yakarak bunları imha ediyoruz" diye konuştu.
"Türkiye için kenevir önemli, çevre dostu bir bitkidir"
Esrarı azaltılmış kenevir üzerinde çalıştıklarını dile getiren Aytaç, "İkinci sezonumuzu yaptık. Üç sezon daha çalışma yapacağız. Ümitvar sonuçlar elde ediyoruz. Esrar içermeyen Türkiye kenevir tiplerini ortaya koyacağız. Yakın gelecekte esrar maddesi olmayan kenevir çeşitlerimiz çıkacaktır. O zaman daha temiz bir üretimle, üretimini yaygınlaştıracağız. Avrupa’da ve Türkiye’de kenevir üretiminin artmasının sebebi; kenevirin sadece ip olarak değil konfeksiyon ve kıyafetlerin yapımıyla ilgili tekniklerin gelişimidir. Eskiden üretim ve hasat tamamen insan gücü ile yapılmaktaydı. Fakat son yıllarda kenevir hasadı makineler yardımı ile yapılabilmekte. Mekanizasyon geliştikçe kenevir tarımının artacağını düşünüyoruz. Birçok tarım ürününe göre kenevirin birim alanından daha fazla gelir elde edilmektedir. Tabii kenevirin katma değerini artıracak tesislerin yapılması gerekiyor. Türkiye için kenevir önemli bir bitkidir. Kenevir birçok tarım ürününe göre daha temiz bir üretimle üretilebilmektedir. Kenevir, tarım ilacı kullanılmasını fazla gerektirmez. Bu önemli bir faktördür. Yabancı ot ilaçları kullanılmasına gerek yoktur. Kendi gücüyle yabancı otları baskılayarak kendisinden sonra ekilecek bitkilere temiz bir tarla bırakır. Oksijen üretiminin bol olması bakımından çevre dostu bir bitkidir" şeklinde konuştu.
"2 bin 999 tane faydası, 1 tane zararı var"
Kenevirin faydalı bir bitki olduğunu belirten Doç. Dr. Selim Aytaç açıklamasını şöyle tamamladı:
"Araştırmalarımızın sonuçlarını yayınladıktan Türkiye’de kenevir tarımı, esrarı olmayan çeşitlerle yapılırsa masum bir üretim tarzına girmiş olacaktır. O zaman üretimin daha yaygınlaşacağını düşünmekteyiz. Tabii kanunların da buna müsaade etmesi gerekiyor. Kenevir bitkisi masum bir şekilde burada durmaktadır. İnsanoğlu bunu faydalı işlerde kullanırsa faydalı bir bitkidir. Kenevir en az 3 bin üründe değerlendirilebilir. 2 bin 999 tane faydası, 1 tane zararı var. O zarar yüzünden de keneviri suçlu yapmayalım. Suçlu olan insanlardır. Kenevirin herhangi bir suçu yoktur."
Doç. Dr. Aytaç: "Cumhurbaşkanı’nın ’kenevir’ açıklaması dönüm noktası"
Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Öğretim Üyesi Doç. Dr. Selim Aytaç, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kenevir üretiminin artırılmasına yönelik açıklamasının bir dönüm noktası olduğunu söyledi.