Kızılırmak Deltası Sulak Alan ve Kuş Cenneti Etki Alanında Somut Olmayan Kültürel Mirasın Belirlenmesi Projesi’ne önem giderek artıyor. Samsun Büyükşehir Belediyesinin deltanın 2018 yılı UNESCO Dünya Mirası Daimi Listesi’ne alınmasına yönelik çabası, farklı bir boyuta daha ulaştı. Projeye büyük önem veren Somut Olmayan Kültürel Miras Enstitüsü (SOKÜM), yörelerde kaybolan ve yaşayan kültürel birikim ve zenginlikleri, fotoğraf ve videolarla kayıt altına alıyor.
Deltanın dünya mirası daimi üyeliğine ilişkin süreci takip eden UNESCO Türkiye Milli Komisyonu Başkan Vekili ve Ankara Üniversitesi, Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Muhtar Kutlu, sulak ve kültürel mirasıyla ilgili çok güzel gelişmelerin yaşandığını söyledi. Türkiye’nin de taraf olduğu edilen Somut Olmayan Kültürel Mirasın Korunması Sözleşmesi’nin eksik bırakılan ve ıskalanan bir kültürel mirası korumaya talip olduğunu vurguladı.
UNESCO’ya üye 195 ülkeden 176’sının sözleşmeye taraf olduğunu bilgisini veren Prof. Dr. Kutlu, sözleşme hükümlerinin daimi üye adayı Kızılırmak Deltası için de geçerli olduğunun altını çizdi. Bu açıdan Kızılırmak Deltası Sulak Alan ve Kuş Cenneti Etki Alanında Somut Olmayan Kültürel Mirasın Belirlenmesi Projesi’nin, Türkiye için de büyük önem taşıdığını kaydetti.
Alaçam, Bafra ve 19 Mayıs ilçelerinde doğal ve kültürel zenginliklerin görsellerinin toplanmasına yönelik yürütülen çalışmaları değerlendiren Prof. Dr. Muhtar Kutlu, “Doğal mirasın en görünen yüzü görsellerdir. Deltayla ilgili ne kadar çok metin, makale yazarsanız yazın, araştırma yaparsanız yapın, günümüz dünyasında bir fotoğrafın uyandırdığı etkiyi veremiyor. Bu realite, Kızılırmak Deltası somut olmayan kültürel mirası için de geçerli. Alanda görsellere ne kadar ihtiyacımız olduğunu, fotoğrafın önemi ve değerini çok iyi anladık. Şimdi eksik olan görselleri tamamlamaya çalışacağız. Çünkü arka planda çok ciddi görsel, kültürel ve yaşayan bir gelenek zenginliğimiz var” dedi.
Fotoğraf ve videolarla kültürel mirası kayıt altına alarak korunma programına dahil edeceklerini belirten Prof. Dr. Kutlu, “Örneğin proje ile bölgede usta çırak ilişkisine bağlı yapılan bakır kazan imalatının korunarak gelecek kuşaklara aktarılmasını, sonuçtan çok sürecin yaşatılıp korunmasını önemsiyoruz. Bunu yaparken de fotoğraflar ve videolar, temel prensiplerimizin arka planını oluşturuyor. Kültürel miraslarımızın fotoğrafı veya görselleri nasıl olmalıdır. Kültürel mirasın aktarılmasında taşıyıcı işlevi gören dille birlikte sözlü gelenekler ve anlatımları, gösteri sanatlarını, toplumsal uygulamaları, ritüelleri ve şölenleri, doğa ve evrenle ilgili uygulamaları, el sanatları geleneği ve yaşayan insanlar gibi öğeler görsellenebilir” diye konuştu.
Elde edilecek görsel kayıtların, eğitim, tanıtıma yönelik medyada, sunum, müzecilik, sergi ve yarışma projelerinde, araştırmalarda, örnekleme ve karşılaştırmalarda kullanabileceğine de değinen UNESCO Türkiye Milli Komisyonu Başkan Vekili, “Sulak alan daimi üye başvuru dosyamızın yanında deltaya ilişkin bu kültürel birikim kayıtlarını, görsellerini kuruma sunmak zorundayız. Bu fotoğraflar kimlik ve aidiyet bağlamı, gelenekteki köklü yeri, tarihsel gelişimi, yaşayan bir kültür unsuru olduğu ve sürdürülebilirliğini anlatmalıdır. Yani proje ile görsel bellek oluşturmaya çalışıyoruz” ifadelerini kullandı.