"Haberciliğe Kefenimizi giyerek girdik."
Gazetemizi yayım hayatına başlattığımız 2005 yıllarını hatırlıyorum da, gerçekten hemen her alanda Çarşamba dökülüyordu. Bu yılları hep birlikte yaşadık. Kah üzüntü ile, kah sevinçle. Yani hep beraber güldük, hep beraber AĞLAYAMADIK...
Çünkü gizli bir el veya el(ler) bizim Gazetemizin ayakta kalmasını her nedense hiç istemedi. Geçen yıllar içinde sürekli bu gizli el(ler) üzerimizde baskı unsuru olarak her alanda karşımıza çıktı. Akıllarında hep bu Gazetenin arkasında kim var sorusu vardı. Hala da var.
Rahmetli Babam derdi ki; "Oğlum sen doğru, dürüst, riyasız, yalansız ol, yalan konuşma, yazma ve harama asla el uzatma ki; Çok acı, sıkıntı çekersin ama sonunda mutlaka mükafatını alırsın ve inanıyorum alacaksın." Bunu son nefesini vermeden bir hafta öncesinde de tekrarlamıştı. Rahmetlinin dediklerini yıllardır yaşıyoruz.
Bize sürekli her önüne gelen, "Erol bey her doğru her yerde söylenmez" lafını sokup duruyor. Peki her doğruyu her yerde söylemez isek bizim insanlığımızın, adamlığımızın anlamı ve değeri nerede kalacak!?.
Mesela Gazetecilikte bilgi bizim için çok önemlidir. Şükür rabbime bu güne kadar hiç bir haberde bilerek veya art niyetli olarak tek satır yazı yazmadık. Keyfi, kin ve nefret dolu habercilik asla işlemedik. Bize acı verse dahi bize saldıran, bizi yok etmek isteyenlere gülerek adeta gül uzatarak haberlerini bile bile yaptık. Yapmaya da devam edeceğiz.
Özellikle son zamanlar da yaşadıklarımızı düşününce daha çok emin oldum ki biz doğru yoldayız. Bizim için varsa yoksa DEVLET, BAYRAK VE ELBETTE Kİ MİLLET...
Kimin çıkarına dokunursa dokunsun düşünmem. Bu fikriyatımızla yolumuza gitmeye devam ediyoruz. İlk anda tepki gösterip bağıran, çağıranlar, oturup aklı selim düşündükten sonra bizi haklı gördüklerini dile getirmeleri bizi de daha çok mutlu ediyor.
Velhasıl...
Devlet kaplumbağa gibidir derler ya!. Geçte olsa adalet tecelli edecektir. Her olayda hem de. Bizler de bu memlekette çok gelip görev yapan bürokrat gördük, siyasetçiler gördük. Güzel hizmetleri, görevleri yapıp gidenleri hala Dua ile anıyoruz. Hoş güzel hizmet yapmayanlar zaten ya anılmaz, ya da anılsa bile denilmedik lafı kimse bırakmaz ardından...
Bu veçhile Feyzullah İlker Serdar, İlçe Emniyet Müdürü olarak 2 yıl önce Diyarbakır'dan geldi. Başarılı bürokrat tipi ile iki yıldır başarılı çalışmalara imza atmıştır. Geldiği gün ile gideceği güne kadar da halk ile olsun, bürokrat, siyaset arenasında sevilen, sayılan isim...
O da devlet Çarşamba'ya git dediğinde geldiği gibi devlet şimdi de Samsun' a gel dedi ve gidiyor. Biz bu vesile ile kendisine bundan sonra ki görevinde başarılar diliyoruz. Gelecek yeni Müdürümüze de hayırlı olsun temennilerimizi iletiyoruz. Bizim bu kubbede hoş seda kalması adına son diyeceğimiz şu olabilir:
Kim ki bizim hakkımızda ya da bizim üzerimizden tek harf kötü, kem söz ediyorsa, Allah bildiği gibi yapsın. Kim ki bizi övecek söz söylüyorsa Allah onu amelleri ve söylemlerine göre sevabını versin.
Doğru olanın, Allah hep yanındadır. Biz gidene hakkımızı helal etmesini biliriz. Helal olsun Müdürüm hakkımız. Her ne oldu ve yaşandı ise...
Yolunuz açık olsun.
Mutlu ve (sağ)-lıcakla kalın...