Önceki gün Okul arkadaşlarımdan birisinin paylaştığı bir yazı çok hoşuma gitti.
Ne de olsa O hem sınıf hem de mahalle arkadaşım! Ben neysem, o da aynı...
Kendisi Antalya' da bir belediyede müdürken,
Sırf bildiği doğrulardan geri adım atmadığı için ayrıldı görevinden.
Sevin ya da sevmeyin. İşte biz böyleyiz. Bizde DOĞRU TEKTİR.
Tek olduğuna inandığımız ALLAH gibi.
Onun emrettiği doğruları haykırmayı da tek yol biliriz.
Neyse işte o yazı:
Evet, belki aksiyim, oldukça dik başlı ve sertim.
Bunlar gurur duyduğum özelliklerim değiller.
Ama en azından samimiyim merdim.
Dilimin kemiği yok söylediklerime pek ayar da veremem.
Ama ben gönül dostlarıma hiç bir zaman ihanet etmem.
Kavgacıymışım, uyumlu değilmişim!
Evet, İtirazım yok.
Çünkü içimdeki yufka merhamet gönlü korumanın başkaca yolu yok.
Aslında ben-mış-miş yapamam. Neyse o.
Şöhret olmak için yaşamam desinler diye de,
Kendimden ödün vermem .... !!!!
***
Efendim Gazeteciliğe başladığımdan bu yana, bazıları nedense Askeriyeden ayrılmış olmamdan aşırı şekilde gocunuyor, tırsıyor.
Bu yüzden de yapmadığı denemediği pislik ve kanunsuz yol kalmadı.
Yeri geldi mafya, yeri geldi kanunu gölgeleyerek üstümüze geldi. Bu mafya tipler, (siyaset, iş dünyasından) 15 Temmuz' dan sonra bile o kadar cesaretlenmiş ki; kapıma kadar gelmeye cüret etti.
Dertleri nedir? Haber Expres Gazetesi kapanmalı, Erol Şeker Samsun'dan dahi gitmelidir. Memleket Babalarının memleketi ya!
Bunlara bu kadar yüz veren, cesaretlendiren bazı devlet erki, siyasetçi kimliği taşıdığı iddia edilen kendini bilmezler...
Devlet ne mi yapıyor?
Devlet önce FETÖ/PDY Terörü ve ardından Fırat Kalkanı ile El-Bab ve Afrin Operasyonu ile mücadele ediyor.
İçimizde ki hain ve mafyaya sıra az kaldı. Merak etmeyin her şeyde bizi sorumlu tutan zağarlar, Çok üzülmeyin sıra çok yakında size geliyor...
Mutlu ve (sağ)-lıcakla kalın...