Ekmeklik ve makarnalık buğday, pamuk, soya, ayçiçeği, yer fıstığı, nohut, bezelye, fiğ, arı otu, yonca, yer bademi, mısır ve arpa bitkilerinin çeşit geliştirme çalışmaları yapılan enstitüde son olarak ekmeklik buğdayda "Dinçer01", "Ahsen" ile makarnalık buğdayda "Barkın" çeşitleri, arpada da "Kınalı01" ve "Balım01" çeşitleri geliştirildi.
Emsallerine göre verim, hastalık, yağış ve kuraklığa dayanıklılıkla su ve gübreye karşı daha olumlu davranış göstermesiyle öne çıkan çeşitler, Tarım ve Orman Bakanlığına bağlı Tohumluk Tescil ve Sertifikasyon Merkezince tescillenerek Türk çiftçisinin hizmetine sunuldu.
Enstitü müdürü Abdullah Çil, AA muhabirine, Tarım ve Orman Bakanlığı Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğüne bağlı ülkedeki 49 araştırma enstitüsünden biri olarak geçmişlerinin 1924 yılına kadar uzandığını söyledi.
Enstitü bünyesinde geliştirilen tescilli çeşit sayısının buğdayda 23'e, arpada 7'ye ulaştığını ifade eden Çil, "Bölgenin, ülkenin, dünyanın değişen konjonktürüne uygun çeşitlerin geliştirilmesi ve onun Türk tarımına kazandırılması önem arz etmektedir. Bu nedenle yeni çeşitler geliştiriyoruz." dedi.
"Geliştirdiğimiz çeşitler kavanozda kalmıyor"
Çil, enstitü tarafından geliştirilen çeşitlerin kullanım oranının yörede yüzde 80'ne, ülke genelinde ise yüzde 10'a ulaştığını belirtti.
Enstitü olarak özel sektör işbirliğine özel önem verdiklerini ve bu yönde bir politika sürdürdüklerinin aktaran Çil, şöyle devam etti:
"Müşteri bazlı işler yapmak adına çalışıyoruz. O yüzden bizim geliştirdiğimiz çeşitlerin büyük bir kısmının tamamen müşterisi hazır. Hedef kitleye ulaşmakta sorun pek yaşanmıyor. Bu da bizim enstitü olarak Türkiye'de daha öne çıkmamızı ve bu bölgede daha etkili olmamızı sağlıyor. Bu politikamızı devam ettirmekteyiz. Şu anda yaklaşık 85 firma yurt içi ve yurt dışında bizim geliştirdiğimiz çeşitleri satıyor. Ayrıca 20 firma ile çeşit geliştirme programı yürütmekteyiz. Böylece geliştirdiğimiz çeşitler kavanozda kalmıyor. Bu çeşitleri direkt özel sektöre ve oradan da çiftçilerimize aktarmış oluyoruz. Bu da hem zaman hem enerji tasarrufu hem de kamunun yükünün azaltılması anlamına geliyor. Bu konuda gerçekten önemli başarılar elde ediyoruz."
Ekonomiye katma değer
Buğday Islah Birimi çalışanı ziraat mühendisi Ali Alpaslan Ezici de yeni çeşitlerin geliştirilmesinin, 14-15 yılı bulan yoğun emek ve özen isteyen bir çalışma olduğunu dile getirdi.
Küresel ısınma kaynaklı hava değişimi, hastalık etmenlerinin her yıl farklılık göstermesi gibi nedenlerden dolayı ıslah çalışmalarının sürekli olması gerektiğinin altını çizen Ezici, "Tüm amacımız ülke ekonomisine katma değer kazandırmak. Çiftçilerimize yeni, umut veren, verimli, güzel, kaliteli çeşitler sunmak." dedi.
Ezici, yeni geliştirilen çeşitlerin yörenin şartlarına son derece uygun olduğunu söyledi.
Arpa Islah Birimi çalışanı ziraat mühendisi Hasan Ay da yem olarak kullanılan arpanın hayvancılık için olmazsa olmaz besin gruplarından biri olduğuna dikkati çekti.
Verimi yüksek, dayanıklı, kısa sürede gelişen ve yüksek besleyici özelliğe sahip arpa çeşidinin hem üreticisine hem de besiciye büyük katkısı olacağını aktaran Ay, şunları kaydetti:
"Arpa veriminin yüksek olmasıyla çiftçimiz daha ucuz bir maliyetle ürünü elde etmiş olacak. Bu çeşitlerimizin devreye girmesiyle hayvancılığın bir nebze nefes alacağını ve biraz daha ucuza ürün elde edeceğini düşünmekteyiz. Çeşitlerin yaygınlaşması için tohumluk üretimine başladık. En kısa sürede üreticilerimizle bu yeni çeşidimizi buluşturacağız."