Dün biraz çıkalım bakalım neler konuşuluyor dedik. Ramazan Bayramı öncesinde ortaya attığımız E.A. ismi maşallah pek dikkat çekmiş. Hani biz boşa kürek çekmeyiz. Mutlaka bildiğimiz konudur ki yazıyoruz. Birilerinin dediği gibi boşa kürek çekip gündemde olalım davası değil.
E.A adı AK Partiyi baya baya sıkıntıya soktu. İlk önceleri "Olabilir neden olmasın. Bak iyi isim" diyenler. Son anda her nedense OLMAZ diyerek tepki göstermeye başladılar. Bu olmazların nedenleri çok.
Nedenlerini şimdilik yazmayalım ama, E.A'nın kendisi benim adımı ortaya atmışlar haberim yok diyor.
Ben şahsen kendisine inanıyorum. En azından konuşmamızda ki sıcaklığa göre elbette ki. Ne kadar tanırım orasını geçin.
Ama siyaset çevresi de der ki; "İSTEMEM YAN CEBİME KOYUN"
Mantık bu diyorlar. Hatta işi uzatıp derler ki: Bu işi aslında arka fondan pompalayanlar AK Parti Samsun il teşkilatına yakın isimler pompalıyor.
Ne Hüseyin Dündar olsun, ne de Mehmet Köse. Samsun'u feth ettik şimdi sıra Çarşamba'da. Kadromuz ilçeleri de sarsın.
Her neyse AK Parti kendi içini temizlemeye, aralarında ki bu savaşı sindirmeye uğraşadursun.
Birileri yine arkamızdan ahkam kesip duruyormuş.
Bey sıfatında gezinen ne idüğü belirsiz adam kılığına girmeye çalışan dalkavuklaradır sözüm: ve bu son çağrımdır:
Bizim tükürdüğümüzü yaladığımız görülmemiş, aynı şekilde bu memlekette kavgalı tek bir Allah kulu da yoktur. Bunu beyinsiz kafanıza iyice kazıyın. Kimse ile kavga etmedim, küs değilim.
Mesleğimi de kimseye üç beş kuruşa peşkeş çekmedim. Gazetecilik mesleğini en azından şahsım kadar yapabilseydiniz bu gün bu meslek bu hallere düşmezdi.
Bir çorbaya, 10 tl ye mesleğini, kendini satanların karşıma geçemediği gibi sokak köşelerinde, köşe sayfalarında, siyasilerin yanında ağzından salyaları aka aka laf ebeliği yapmasına gerek yok. Ham erik yemedik ki karnımız ağrısın. Birileri gibi Kemik peşine koşmadık. Hala ısrarla devam ve diyorsanız bu muhabbetlere söyleyeyim.
Belediye Başkanı ne benim ne babamın kanlı düşmanı değil. O konuşmuyor ben değil. Başkanla kavgalı da değilim ama sıkıntı çok. Barıştık mı?
Adam gibi ya gelin bana sorun ya da gidin yüreğiniz, cesaretiniz ve adamlığınız varsa Dündar'a onu sorun. Köşe başı karıları gibi dedikodu yapmayın yeter.
Anladınız değil mi?
Mutlu ve (sağ)-lıcakla kalın...