İsrail saldırılarında ölen Filistinliler için Allah'tan rahmet, mücadele edenlere de başarı dileyen Kurtulmuş, Filistinlilerin kendi onurlarını koruma mücadelesi verdiklerini kaydetti.
Hem Türkiye'nin, hem bölgenin, hem de dünyanın en hassas konusunun İsrail'in Gazze'de devam eden saldırıları olduğunu belirten Kurtulmuş, İsrail'in bunu ilk kez yapmadığını, daha önce de ''Dökme Kurşun Operasyonu'' ve bir çok kere küçük noktasal hedefleri vurarak, suikast teşebbüsleriyle ''Orta Doğu'da dilediği an terör estirdiğini'' ileri sürdü.
Kurtulmuş, İsrail'in sınırlarının olmadığını belirterek, şöyle konuştu:
''Resmi sınırları yoktur. Çünkü, sürekli sınırlarını genişletmek hedefinde olan bir ülkedir. 1948'den bu yana, özellikle de 1967 savaşından bu yana İsrail'in bölgede durdurulması maalesef mümkün olmamıştır. Bunun temel sebeplerinden bir tanesi İsrail'in askeri gücü değildir, İsrail'in ekonomik gücü değildir. Maalesef İsrail'i dünyada durduracak bir diplomatik güç oluşturulamamıştır. Dökme Kurşun Operasyonu'nda da aynı şey yaşandı. Korkarım ki burada da aynı şey yaşanacak. Bir kere, hemen en başında bir takım ülkeler İsrail'in yaptığı bu operasyonların yanında yer aldıklarını ifade ediyorlar. Efendim, sanki burada İsrail değil de, Filistin halkı suçluymuş şeklinde açıklamalar geliyor birçok ülkeden. Bu anlaşılabilir bir şey değildir.''
Bu tür açıklamaların, çok açık bir şekilde İsrail'i daha saldırgan hale getirdiğini ifade eden Kurtulmuş, ''Orta Doğu barışının kurulmasını da fevkalade ciddi şekilde zorlaştırıyor. Bu arada, İslam ülkelerinden de maalesef cılız bir takım tepkilerin dışında tepki ortaya çıkmıyor. Önceki saldırılarda da böyleydi. Dolayısıyla İsrail de elini ovuşturuyor, bakıyor ki tepki yok bir adım daha atıyor, bir kaç adım daha atıyor ve sürekli olarak pozisyonunu güçlendiriyor'' dedi.
''Dünya barışının kilidi Orta Doğu barışıdır''
Numan Kurtulmuş, bölgede adil ve kalıcı bir barış sağlanmadan, dünya barışının sağlanamayacağına inandıklarını vurgulayarak, konuşmasını şöyle sürdürdü:
''Bu çerçevede, İslam Konferansı İşbirliği Teşkilatı'nın, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin, Avrupa Birliği'nin ve başka bir çok ülkenin, bölgenin, bu saldırganlığa dur deme mecburiyeti vardır. Eğer, dünyada gerçekten bir barış isteniyorsa, bu barışın kilidi Orta Doğu barışıdır. Orta Doğu barışın en önemli noktası, Orta Doğu'da bağımsız, hür ve özgür bir Filistin devletinin kurulması, Filistin ile İsrail arasında kalıcı ve adil bir barışın sağlanmasıdır. Türkiye olarak, bu yöndeki tavrımızın ne kadar net olduğunu bütün dünya kamuoyu biliyor.''