DÜNYA KUPASINI SEYREDERKEN

İBRAHİM FETHİ SEL

Almanya ve İspanya dışında ciddi sürprizlerin yaşanmadığı bir dünya kupası izlemekteyiz.

          32 takımdan 16 takıma inen gruplardan sonra 16 takımdan 8 takımlı çeyrek finale de ulaşıldı.

          Yazılan bir film senaryosu gibi gelişmekte skorlar.

Amerika, Asya ve Afrika’da güçlü ve güçsüzler belli.

          Fas dışında ilk 8 malum takımlardan oluşmakta.

Cuma ve Cumartesi günü sonrasında Yarı finale çıkacak 4 takımda belli olacak.

         Hırvatistan - Brezilya, Hollanda - Arjantin, İngiltere - Fransa, Fas - Portekiz son 8 takım...

          Kısa bir analizle 4 yılda bir oynanan tiyatro oyunu gibi aynı takımlar arasında dönen bir kupa. Final, Yarı final ve Çeyrek finali ve hatta 16 ve 32’si de üç aşağı beş yukarı aynı takımlar arasında dönmekte.

          Güçlünün güçsüze tahakkümü şeklinde seyretmekte Dünya kupasına gelmeden öncesi oynana maçlarda.

          Avrupalı Avrupa’dakilere, Asya, Afrika ve Amerika’dakiler de kendi bölgelerinde aynısı gerçekleştirmekte.

   Dünya kupasına gelindiğinde bile bu değişmemekte Katar’da Dünya kupası yapılmasına onay verenler Türkiye’de yapılamasına izin vermemekte her müracaatımızda…

          Ülkemizde bu kadar gayrete rağmen ilk 8 için girememekte süreklilik arz eden bir şekilde.

          Dünya kupasına katılmamız bile uzun yıllar sonrasında gerçekleşebilmekte.

          Biz ve bizim gibi ülkeler bunun çözüm yolunu bulmak üretmek ve sonuçta sahaya yansıtmak durumundalar diye düşünmekteyim.

          Yoksa 4 yılda bir maç seyreder dururuz.

           Gelelim öngörümüze bakalım ne kadar tutacak, Brezilya ve Arjantin yarı finalde karşılaşır, Fransa ve Portekiz diğer yarı finalistler olur diye düşünüyorum.

Finalde de Brezilya – Fransa olur diye düşünüyorum.

            Gönlüm Fas kupayı alsın ister fakat bunun olması mümkün değil buraya kadar gelmeleri bir başarı zaten.

Fransa’da da kupayı alır öngörümüzle sözü nihayetlendirelim.

            Sağlıklı ve spor dolu günler diliyorum.