Cumhurbaşkanımız Sayın Erdoğan, tahıl koridoru ve esir takasının ardından yaralıların Türkiye’de tedavi edilmesine yönelik ‘Yaralı Koridoru’nun açılacağını açıkladı ve Paris’te PKK yandaşlarının düzenlediği saldırıları örnek göstererek “Türkiye’nin terör mücadelesine şaşı bakanlar artık bu gerçeği görmeli. Avrupa’da yuvalanan terör yandaşlarına karşı tedbir almakta geç kaldıkları her gün tehlike daha da büyüyecektir.” dedi ve devam etti, “PKK militanları Avrupa’nın göbeğinde protesto düzenleyip vatandaşlarımıza saldırabiliyor. İyi terörist kötü terörist ayrımının yanlışlığını gösteren bu olayların, terörle mücadele yeni bir dönemi başlatacağını düşünüyorum.
Karadeniz üzerinden tahıl koridorunu ve esir takası anlaşmasını hayata geçirmek suretiyle milyarlarca insanın hayatını etkileyen gıda ve enerji krizinin çözümüne katkı sağlıyoruz. Rusya-Ukrayna savaşında yaralılar için de bir koridor açılmasına gerek vardır. Sadece Rusya-Ukrayna değil, aynı şekilde Suriye’den, Azerbaycan’dan, Libya’dan, yaralıları hastanelere getirip tedavilerini yaptırıp geri döndürüyoruz. Bundan sonraki süreçte de bunları yapmaya devam edeceğiz.
Kıyafet meselesini kesin ve kalıcı bir çözüme kavuşturmayı hedefliyoruz. Bu önemli teklif konusunda meclisimizin gerekli adımı atacağına inanıyorum. Meclis gereğini yapmazsa son sözü milli irade söyleyecek, son kararı milletimizin kendisi verecektir. Hangi siyasi partiden olursa olsun hiçbir milletvekilimizin sorumluluktan kaçarak böyle bir vebalin altına girmeyeceğini düşünüyorum.
Salgının da etkisiyle kültürel ırkçılık, yabancı karşıtlığı ve İslam düşmanlığı gibi nefret suçları korkunç boyutlara ulaştı. Milyonlarca müslümanın temel özgürlükleri ayaklar altına alındı. Göçmenlere ve yabancılara yönelik nefret suçları ya görmezden geliniyor ya da örtbas ediliyor. Kendi güvenlik ve refahları dışında hiçbir şeyi önemsemeyenlerin çifte standartları artık örtülemeyecek hale gelmiştir. Gerek insan haysiyetini korumakla görevli kuruluşlar, gerek insan hakları veren kimi ülkeler bu hak ihlalleri karşısında derin suskunluk içerisinde. Biz insan haklarını sözde değil, elimizi taşın altına koyarak savunmaya devam ediyoruz ve devam edeceğiz. Türkiye, Rusya ve Suriye olarak yürüttüğümüz diplomatik temaslar meyvesini veriyor. Suriye’ye geri dönenlerin sayısı daha da artacaktır” dedi.