Ege’nin vazgeçilmezi mavi yolculuk, onun da vazgeçilmez durağı Bodrum koylarıdır.
Dünyanın her yanında mavi düşlerinin peşlerinden gelenlerin varış noktası burasıdır. Dönerlerken sanki bir kutsal yolculuktan dönermişçesine içlerine nüfus eden huzuru yanlarına alıp, kalplerini geride bıraktıkları yerdir aynı zamanda. Bodrum’da el sanatları da çok gelişmiştir. Bodrum zanaatkârlarının camdan değişik modellerle ürettiği nazar boncukları, diğer küçük süs ve takı eşyaları, dokumaları, iğne oyaları, çeşitli dekoratif malzemeler ve daha pek çok hediyelik eşya ilgi çekicidir.
Bodrum yarımadasındaki Turgut Reis ve Akyarlar Koyları gözde sörf alanlarındandır. Ege’nin ünlü meltemi bu kıyılardan eksik olmamaktadır. Bodrum Yarımadasının en geniş kumsallarından Bitez Koyu’da sörf malzemesi bulmak mümkündür. Bodrum Yarımadasında ayrıca Orta Kent Yahşi Beldesinde de sörf alanı bulunmaktadır.
Yapım, bakım, onarım ve işletmeciliği kapsayan yat turizminin merkezi Bodrum’dur. Yörede yapılan geleneksel yat yarışlarına da ilgi her yıl büyük olmaktadır. Bodrum, önemli dalış noktalarıyla dalış turizminde kendisinden söz ettirmeye başlamıştır.
Bodrum tarihi zenginlikleri yanında, doğası ve denizi ile de ir turizm cennetidir. Özellikle dalış, yelken, su kayağı gibi su sporlarını yapabileceğiniz Bodrum’da aynı zamanda dağ yürüyüşü, kamp, bisiklet gibi doğa sporları da yapma şansınız vardır.
Geleneksel Bodrum evleri: Bodrum mimarisinin ortak özellikleri, penceresiz giriş katları, ikinci kat kapıları, içeriye çekme merdiven ya da köprülerle girilmesidir. Yasayla koruma altına alınan bu evler merkezde ve köylerde yoğun olarak gözlemlenebilir.
Yel Değirmenleri: Bodrum’un tarihi kalıntıları arasında yel değirmenleri de önemli yer tutmaktadır. Bu yapılar Bodrum ve Gümbet Koyları’nın tepesinde yer alır. Buradaki yel değirmenleri 18. Yüzyılda inşa edilmiş olup 1970’li yıllara kadar aktif olarak kullanılmıştır. Günümüzde çok iyi durumda olmayan yel değirmenleri yine de sahip oldukları deniz manzarasıyla görülmeye değerdir.
Bodrum Kalesi: Tarihi Bodrum Kalesi 15. Yüzyılda Rodos Şövalyeleri tarafından yaptırılmış, daha sonraki yıllarda onarılmış ve kelerle güçlendirilmiştir. Halikarnas Mozolesinin taşlarıyla yapılan kaleyi 1523’de Kanuni Sultan Süleyman almış, onarmıştır. 1595’de hapishane olarak kullanılan yapı bugün müze şeklinde düzenlenmiştir. İki girişi olan Kale, iç içe üç surdan oluşmaktadır. Kulelerle güçlendirilen yapının duvarlarında azize kabartmaları, haçlar ve şövalye armaları vardır. Dar bir kapıyla geçilen geniş alandaki kuleler Alman, İtalyan, İngiliz, Fransız ve yılanlı kule adlarıyla bilinir. Fransız ve İtalyan Kuleleri bir bölme ile birleştirilmiştir. Osmanlı zamanında kale içindeki kiliseye bir minare ilave edilerek cami haline getirilmiştir. Ayrıca birde küçük Türk Hamamı inşa edilmiştir.
Bodrum Su Altı Arkeoloji Müzesi: Bodrum Kalesi içerisinde yer alan müze Türkiye’de konusunda tek ve dünyada sayılı müzeler arasındadır. Kalenin tüm kuleleri bugün bir sergileme alanı olarak hizmettedir. Bunun yanında Serçe Limanı Batığı, Ulu Burun Batığı gibi bazı özel sergilemeler için yapının atmosferini bozmayacak yeni bölümler kale içine eklenerek sergileme alanları muhtelif tarihlerde genişletilmiştir. Ayrıca 33,5 dönüm genişliğindeki bir arazi üzerine kurulmuş olan kalede açık mekânlarda eser sergilenmektedir. Pazartesi hariç haftanın her günü gezilmeye açık olan müze içerisinde dünyanın bilinen en eski batığı Ulu Burun başta olmak üzere Dünya Su Altı Arkeolojisinin temellerinin atıldığı kazılarda ortaya çıkarılan binlerce eşi bulunmaz eser sergilenmektedir. Müze, 1995 yılında Avrupa’da yılın müzesi yarışmasında “ Özel Övgü” ödülü almıştır.
Bordum Bir Düş Bahçesi: Sizlerde, Su Altı Arkeoloji Müzesini görmeden, dünyanın yedi harikasından biri olan Halikarnas Mozolesini ve tekne turu ile eşsiz koyları ziyaret etmeden, acı ot kavurması, kabak çiçeği dolması ve Gümüşlükte balık yemeden, Salı Pazarı’na ya da Turgut Reis Pazarındaki el sanatları sokağına uğramadan ve Patik Dokuması almadan bu düş bahçesinden ayrılmayın.