Emekli bir subaydan üniversite hocasına, kalem savaşçısına dönüşen sıra dışı bir hayat hikayesi...

Dr. Saffet AKKAYA Haber Expres TV'ye özel açıklamalarda bulundu

Bu haftaki röportajımızda Adana’ya uzanıyoruz. Ortadoğu uzmanı, yazar, şair ve gönüllü bir çevreci olan Dr. Saffet Akkaya ile yaptığımız söyleşi hem akademik dünyanın derinliklerine iniyor hem de toplumun nabzını tutuyor. Kuleli Askerî Lisesi'nden mezun olup, Türk Silahlı Kuvvetleri'nde önemli görevler üstlenen Akkaya, daha sonra akademik kariyerine yönelerek Ortadoğu siyaseti üzerine önemli çalışmalara imza atmış. Ancak onun hikayesi sadece bunlarla sınırlı değil. Şiirleri, romanları ve güncel konular üzerine yazdığı yazılarıyla da edebiyat dünyasında önemli bir yer edinmiş. Bu söyleşide, Akkaya'nın hayat hikayesini, akademik çalışmalarını, edebiyat dünyasındaki yerini ve toplumsal sorumluluk projelerini konuştuk.

Remzi ÖZKAN: Öncelikle röportajımıza hoş geldiniz değerli hocam. Sorularıma geçmeden önce kısaca kendinizi tanıtır mısınız bizlere?

Saffet AKKAYA: Teşekkür ederim Remzi Bey.1960 yılında Erbaa’nın Ezebağı köyünde doğdum. Annem beni Sakarat yaylasında koyun sağmadan dönerken bir çam ağacının altında doğurmuş. Belki de bundandır doğaya ve çevreye olan saygım.Babamın memuriyeti nedeniyle ilk ve ortaokulu Adana-Kozan, Muş-Malazgirt ve Bartın-Kurucaşile’de tamamladım. Liseyi Kuleli Askerî Lisesinde bitirdikten sonra, 1983 yılında Kara Harp Okulundan Topçu Teğmen rütbesiyle mezun oldum. 1983-1993 yılları arasında Babaeski, Aşkale, Kandilli, Uzunköprü ilçelerimizde takım ve bölük komutanlığı görevlerinde bulundum.

1995 yılında Kara Harp Akademisinden Kurmay Yüzbaşı olarak mezun oldum. 1995-2006 yılları arasında Mamak, Zaho, Rheindahlen, Sofya, Şanlıurfa, Saraybosna, Tampa, Ankara şehirlerinde Türk Ordusunun ve NATO’nun çeşitli kademelerinde karargâh subaylığı ve

komutanlık görevlerinde bulundum. 2006 yılında kendi isteğimle emekli oldum. Ortadoğu Teknik Üniversitesi’nde Uluslararası İlişkiler dalında doktora eğitimimi tamamlamayı müteakip üniversitelerde akademik görevler aldım. Şu anda Mersin Çağ Üniversitesinde Dr. Öğretim Üyesi olarak çalışıyorum.

Remzi ÖZKAN: Hocam, araştırmacı yazar olmanızın dışında edebiyatın farklı konularında da eserlerinize rastlıyoruz. Araştırma dışında hangi konularda yazdığınızı sizden duymak isteriz.

Saffet AKKAYA: Üniversitedeki akademik görevlerimiz kapsamında yazdığımız makale ve kitapların dışında zaman zaman farklı konularda da yazmaya çalışıyorum. Mesela şiir yazıyorum. “Sönmüş Yıldızlar”isimli bir şiir kitabım var. İkincisini baskıya hazırlıyorum.

Bunun yanında “Gerçeği Aramak” isimli bir güncel deneme kitabım var. Bu daha çok sosyal medyadaki yazılarımın derlendiği bir kitap olarak ortaya çıktı. Bir de en son basımı yapılan “Son İnsan, Mahşer, Ulu Divan” isimli bir kitabım var. Bu kitap bir kurgu olarak ortaya çıktı. Çevre sorunlarına sebep olan insanoğlunun kaçınılmaz sonunu ve yine aynı insanın mahşer günü ulu divanda Hakkın huzurundaki savunmasını kurguladım.

Remzi ÖZKAN:Araştırma bulgularınızı nasıl yorumluyorsunuz ve bunları okura nasıl anlatıyorsunuz?

Saffet AKKAYA: Akademik araştırmalarımız tabi ki kendi alanımızda yaptığımız analitik değerlendirme ve analizler ile olası sonuçları üzerinde yoğunlaşıyor. Ortadoğu coğrafyası benim uzmanlık alanım. Bu çalışmalarımıza görev yaptığımız yerlerdeki tecrübe ve izlenimlerimizi de ilave ediyoruz doğal olarak. Bunun dışında, güncel olaylar hakkında da değerlendirmelerimiz oluyor. Dış siyaset dinamikleri ve çevre sorunları benim ilgi alanıma daha çok giriyor. Özellikle kimyasal madenciliğe karşı yapılan hukuki mücadelelere aktif olarak katılıyorum. Yeşil Erbaa Çevre Platformu’na 2 yıl boyunca başkanlık yapmak benim hayatımdaki en onurlu vazife olmuştur.

Remzi ÖZKAN: Size göre bilimsel bir kitap yazmak ile popüler bir kitap yazmak arasındaki farklar nelerdir?

Saffet AKKAYA: Bilimsel kitapta akademik ve etik sorumluluk daha ağırdır. Bilim dili ve bilimsel referanslar önem kazanır. Uzun ve yorucudur, sabır ister. Popüler kitap daha rahat bir lisan ve kendi ilgi alanı jargonu ile kaleme alınabilir. Ama hangisi olursa olsun, bir kitap yazan mutlaka saygıyı ve daha önemlisi okunmayı hak ediyor demektir.

Remzi ÖZKAN: Araştırma konunuzun günümüz dünyası için önemi nedir? Bu konunun toplum, bilim veya politika üzerindeki etkileri neler olabilir?

Saffet AKKAYA: Alanım Ortadoğu. Ortadoğu bizim 400 sene hükmettiğimiz bir coğrafya. Bu bölgeyi en iyi bizim bilmemiz gerekir ama Ortadoğu konusunda esaslı kaynakların çoğu maalesef Anglo-Sakson dünyanın araştırmacı ve akademisyenlerine ait. Ortadoğu dünya siyaseti için çok önemli bir bölge. Ortadoğu bizim hem kültürümüzü hem inanç dünyamızı hem ekonomimizi hem diplomasimizi hem de güvenliğimizi yakından ilgilendiren bir bölge. Türk devlet adamlarının bu bölge hakkında dış siyasetlerini kurgularken son derece dikkatli davranmaları gereken bir bölgedir Ortadoğu.

Remzi ÖZKAN: Kitaplarınızdan da söz eder misiniz hocam?

Saffet AKKAYA: Akademik çalışmalarımdan en son olanı ABD’nin Ortadoğu Politikalarını ve İsrail-Hamas ilişkilerini incelediğim kitabımdır. Bu kitapta ABD’nin Ortadoğu siyasetini tarihi akışı içinde detaylı olarak inceledim. Bunun yanında İsrail-Filistin ilişkilerini ve Arap-İsrail çatışmalarını mercek altına aldım. Ve tabi Türkiye’nin Arap-İsrail sorununa olan yaklaşımlarını analiz ettim.

Remzi ÖZKAN:Peki hocam, müzikle aranız nasıl diye sorsam?

Saffet AKKAYA: İyi bir dinleyiciyim. Türk Halk müziğimizi, yani türkülerimizi çok seviyorum. Anadolu ozanlarının deyişlerini severek dinliyorum. Ozanların öğütlerinin barış ve sevgi adına evrensel bir görevi yerine getirdiğine inanıyorum. Anadolu hoşgörüsünün bir okul olduğunu görüyorum. Hiçbir iddiam olmadan da kısa sap bağlamamla amatörce bazı deyişleri dillendirmeye çalışıyorum. Bunu yaparken mutlu oluyorum ve iç sesime kulak vermeye çalışıyorum.

Remzi ÖZKAN:Kitaplarınızın tüm gelirini ihtiyaç sahibi öğrencilere bağışladığınızı biliyoruz. Bu konuyu biraz açalım mı hocam?

Saffet AKKAYA: Bu soru için çok teşekkür ederim. Kuleli Askeri Lisesi’nde 1975-79 yılları arasında yatılı olarak okuyan bir grup arkadaş bir araya gelerek eğitime destek derneğimizi kurduk. Derneğimizin adı KALMEDDER. Bu dernek vasıtasıyla, maddi imkânları yetersiz olan, ailelerinin sınırlı desteği ile okumaya çalışan ve derslerinde başarılı olan üniversiteli gençlere aylık burs veriyoruz. Bize destek olan 200 civarında bağışçımızın desteği ile bugün itibariyle çoğunluğu kızlarımız olmak üzere 59 öğrencimize destek oluyoruz. Gençlerimizle gurur duyuyoruz. Değerli vatandaşlarımızın www.kalmedder.org kanalından desteklerini bekliyoruz. Benim kitaplarımın geliri de öğrencilerimize verdiğimiz yardım bursuna gitmektedir.

Remzi ÖZKAN:Yazarlığa adım atmak isteyen gençlerimize neler tavsiye edersiniz?

Saffet AKKAYA: Efendim, beni en çok etkileyen resim ya da görüntü, okuyan bir insanın resim ya da görüntüsüdür. İnsanın en asil hali okurken takındığı haldir. Gençlerimize sadece okumalarını değil, yazmalarını da hararetle tavsiye ediyorum. Okumak insanı olgunlaştıran en kutsal davranıştır. Okumak zor bir eylemdir, yazmak daha da zordur, ancak okur-yazar bir kimlik insana huzurun ve dünyevi mutluluğun en yücesini bahşeder. Gençlerimizin okuyacakları her kitap zihinlerinde bir aydınlık pencere açacaktır. Gençlerimiz için en büyük tehlike dogma ve sloganlara hapsolmuş bir hayat anlayışıdır. En çileli hapis bedensel değil, zihinsel hapistir. Okumak ve yazmak gençlerimize zihinsel özgürlüğün de kapılarını açacaktır. Gençlerimiz okudukça önce kendidünyalarını sonra da dış dünyayı keşfedeceklerdir.

Remzi ÖZKAN: Okurlarınızdan gelen geri bildirimleri nasıl değerlendiriyorsunuz? Onlarla nasıl bir iletişim kuruyorsunuz, son soruydu. Değerli hocam, renk kattınız. Röportajımıza katıldığınız için çok teşekkür ediyorum. Çalışmalarınızda üstün başarılar diliyorum.

Saffet AKKAYA: Okurlarımla çok boyutlu bir iletişim içindeyiz. Sosyal medyada çok yoğun olarak görüşüyoruz. Yılda birkaç tane kitap imza günümüz oluyor. İmza günlerinde okurlarımla söyleşiler yapıp, kitaplarım üzerinde fikir alış-verişi yapıyoruz. Okurlarımın ilgisi, dostluğu, eleştirileri, talepleri benim için bir enerji kaynağı oluyor. Kitaplarımı asla bir kazanç kapısı olarak görmüyorum. Benim için asıl kazanç insanlarımızın zihinlerine ve yüreklerine hitap edebilmektir.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

RÖPORTAJ Haberleri