Samsun'un Canik ilçesi Gaziosmanpaşa Mahallesi'nde 13 Kasım 2014 tarihinde meydana gelen olayda, 5 çocuk annesi Bedriye Altun (39), 20 yıllık eşi Erdoğan Altun'u (42) kendisine şiddet uyguladığı sırada karnından bıçakla yaraladı. Hastaneye kaldırılan Erdoğan Altun, acil servisteki tedavisinin ardından aynı gün evine gönderildi. Polis tarafından gözaltına alınan Bedriye Altun ise ifadesinin ardından savcının talimatı doğrultusunda serbest bırakıldı.
Taburcu olduktan bir gün sonra evinde rahatsızlanan Erdoğan Altun, ambulansla yine aynı hastaneye kaldırıldı ancak yapılan müdahalelere rağmen hayatını kaybetti. Eşinin ölmesi üzerine yeniden gözaltına alınan Bedriye Altun, ifadesinden sonra Samsun Adliyesi'ne sevk edildi ve çıkarıldığı nöbetçi mahkeme tarafından tutuklanarak Samsun Kapalı Cezaevi'ne gönderildi. Bedriye Altun cezaevindeyken, bıçakladığı kocasının ölümünden hastanenin kusuru olduğu iddiasıyla avukatı Ata Giritli aracılığıyla Bölge İdare Mahkemesi'ne kendisi ve 5 çocuğu için 260 bin liralık manevi, 25 bin lira da destekten yoksun kılma tazminatı olmak üzere toplam 285 bin lira tazminat dava açtı.
Bedriye Altun hakkında da "ölüme sebebiyet verecek şekilde kasten yaralama" suçundan 8 yıldan 12 yıla kadar hapis cezası istemiyle Samsun 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde dava açıldı. Bugün görülen davanın ilk duruşmasında kendini savunan Bedriye Altun, "Erdoğan Altun ile 20 yıllık evliydik. Bu evlilikten 5 çocuğumuz oldu. 8 yaşında engelli bir çocuğumuz var. Ben engelli çocuğuma hamile iken eşim bana vurmuştu. Bu nedenle yargılanıp ceza almıştı. 2007 yılında da Sevgi adlı bir bayanla da dost hayatı yaşamaya başladı. Bu bayanı bizim eve getirdi. Olay tarihinde alkollü olarak eve geldi. Engelli oğlumu kaldırıp indirdiği için kızım Tuğba'nın kolu şişmişti. Kızım doktora gitmek istedi. Ben de eczaneye borcumuz olduğu için kızımın doktora gitmesini istemedim. Kızım da bu durumu babasına söylemiş. Eşimle bu konuda tartışmamız oldu. Elinde sopa ile 2 kızım ve 1 oğlumu dövmeye başladı. Ben de çocukları dövdüğü için kendisine tepki gösterdim. 'Bana karışamazsın. Bunlar benim çocuklarım' diyerek bana vurmaya başladı. Beni itekleyince mutfaktaki musluğa çarptım. Musluğun üzerinde bıçak vardı. Bıçağı rastgele ona salladım. 'Yaralandım' deyince ambulansı aradık. Eşim ambulansla gitti ve ben de peşinden hastaneye gittim. Emniyette ifadem alındıktan sonra serbest bırakıldım. Ben gece eve geldiğimde eşim de eve gelmişti. Sabaha kadar eşim rahatsızlandı. Sürekli lavaboya gidip geliyordu. Sabah kahvaltı yaptı. Saat 12.00 gibi de lavaboya giderken düştü. Kendisini yeniden hastaneye götürdüm. Hastanede yapılan tetkikte bağırsakta yaralanma olduğunu ve ameliyat olacağını söylediler. Ameliyat oldu. Ameliyat sonrası yoğun bakımda vefat etti. Eşim haftanın 2-3 günü içki içerdi. Çocukları da sürekli dövüyordu. Bana ve çocuklarıma şiddet uyguluyordu" dedi.
Bedriye Altun'un avukatı Ata Giritli ise, "Maktul müvekkilim ile kaldığı eve kadın getirmiştir. Onunla yaşamaya zorlamıştır. Müvekkilim 6 aylık hamileyken kendisi tarafından dövülmüş, karnına tekme atılmış, 15 gün hastanede kalan müvekkilim engelli bir çocuk doğurmuştur. Müvekkilim ve çocuklarına sürekli şiddet uygulanmıştır. Kasıtlı adam öldürme olmadığı açıktır. Meşru müdafaa kapsamında kaldığını düşünüyoruz. Kaldı ki, maktul bıçaklandıktan sonra hastaneye gitmiş, hastanede doktor tarafından usulüne uygun tedavisi yapılmadığı için onların ihmali sonucu ölmüştür. Esas b.u olayda kusurlu olanlar doktorlardır. Müvekkilimin üzerine atılı suçun vasfında değişme ihtimali vardır. Şuanda çocuklarına banacak kimse yoktur. Bu nedenle bilhakkın tahliyesine karar verilmesini, olmadığı takdirde adli kontrol hükümlerinin uygulanmasına karar verilmesini talep ediyoruz" diye konuştu.