FATİH VE AKŞAMSEDDİN 2

MUSTAFA ALTIKATOĞLU

Artık İstanbul surlarının mühim bir kısmı yıkılmış vaziyettedir. Rumların yıkılan yerleri kapatamamaları için Sultan Mehmed, geceleri dahi atışını devam ettirmektdir. Osmanlı ordusunun her kesiminde yoğun bir hazırlık göze çarpmaktadır. Genç padişah atına binerek surlar boyunca irlikleri dolaşıyor. Görevlilere gerekli tembihlerde bulunuyordu.
Bayrampaşa vadisi Topkapı arasındaki mevzi bizzat genç padişahın komutası altındaydı. Padişahın emrindeki merkez kuvvetlerin sağ kanadına Sadrazam Halil Paşa, sol kanadında ise Sadi Paşa komuta edeceklerdi. Bu kuvvetler, Topkapısı kuzeyindeki surlarda açılan büyük gedik üzerine hücum ederek nihai darbeyi indirmeye çalışacaklardı.
Hücum kolları bir kişilik gruplara ayrılmıştı. Hücum eden birlikler yorulunca veya zayiat dolayısıyla zayıflayınca derhal diğer birlikle değiştirilecek, böylece kesin neticeye ulaşıncaya kadar hücumlar sürdürülecekti. Orduda bulunan alimler ve şeyhler ise hücum esnasında cepheyi gezerek askerleri gayrete getireceklerdi.
Sultan Mehmed, ordu ve donanmanın büyük küçük bütün komutanlarını toplayarak onlara, alınan kararları tebliğ ettikten sonra şöyle konuştu; '' Paşalarım, beylerim,ağalarım, bugünkü savaşta silah arkadaşlarım! Sizi, cesaretinizi bir kat daha artırmak için buraya toplamadım. Bunu daima, hatta lüzumundan fazla gösterdiniz. Fakat benim esas gayem, zaferle neticelenecek hücum vesilesiyle ebedi son ve şerefin sizleri beklediğini hatırlatmaktır. 
Bugün size son derece kalabalık, büyük bir şehri hediye ediyorum. Bu eski Romalıların payitahtı olup güzellik, zenginlik ve şerefin doruğuna vasıl olmuş ve adeta dünyanın merkezi olmuş bir şehirdir.Bunu size bahşediyorum. Şimdi parlak bir muharebe için üç ana şart vardır. İyi niyet, kötü hareketlerden çekilme ve amirlere itaat... Sükunet ve disiplin içinde verilen emirlerin yerine getirilmesi sonucunda başarılamayacak bir iş yoktur. Şimdi yüce bir coşkunluk içinde muharebeye koşunuz.
Bana gelince; sizin başınızda çarpışacağıma yemin ederim. Herkesin ne suretle hareket ettiğini bizzat takip edeceğim. Şimdi herkes kendi mevkiine dönsün, çadırına girsin. Yiyip içiniz ve birkaç saat istirahat ediniz. Maiyetinizdekiler de aynı şekilde hareket etsinler. Her tarafta mutlak bir sükunet hakim olmasını emrediniz. Sonra fecir ile beraber kalkar kalkmaz taburlarınızı tam bir intizam dahilinde tertip ediniz, sakin olunuz. Fakat savaş borusunun çaldığını ve sancakların dalgalandığını görünce, silah elde derhal ileri atılınız!...''
Bu nutuktan sonra yüksek rütbeli kumandanları bir müddet daha alıkoyan padişah, onlarla hücum planlarını son kez gözden geçirdi...

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.