EMO Samsun Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Özdağ, Türkiye’de 31 Mart'ta büyük bir elektrik kesintisi yaşandıktan sonra TBMM'de 1 Nisan tarihinde Japonya tarafından Sinop'ta Türkiye'nin ikinci nükleer santralinin yapımını öngören uluslararası anlaşmanın kabul edildiğini söyledi. Özdağ, nükleer serpintinin en çok çocukları, hamile kadınları ve yaşlıları etkilediğini belirterek, "Olumsuz sonuçları yüzlerce, binlerce yıl sürebiliyor, sızıntı için kaza, deprem, tsunami olması gerekmiyor. Almanya örneği, somut bulgulara göre normal çalışma şartların da bile sızıntı olabiliyor. Sınır tanımıyor. Rüzgar nereye eserse, su nereye akarsa. Günümüzden 2 bin 500 yıl önce hüküm sürmeye başlayan Romalılar nükleer santral kurmuş olsalardı biz şimdi bu santrallerin atıkları ile uğraşıyor olacaktık" diye konuştu.
Türkiye’nin Sinop'taki nükleer santral için 20 yılda 85 milyar dolar bedel ödeyeceğini dile getiren EMO Şube Başkanı Mehmet Özdağ, "Nükleer santrallerin çevresel etkileri ve atıkları başlı başına bir sorun oluştururken bir de ekonomi boyutu var. Bu yasa ile kurulacak 4 bin 480 megavatlık nükleer santralın üreteceği elektriğin tümüne 20 yıl boyunca, kilovat saati (kWh) yakıt hariç 10.83 cent alım garantisi verilmiş oluyor. Yakıt maliyeti de eklendiğinde birim fiyat yaklaşık 12 centi buluyor. 20 yılda sadece bu santralin üreteceği elektriğe ödenecek bedel 85 milyar doları buluyor. Ayrıca Türkiye kurulacak şirkette yüzde 49 pay sahibi olacak. Santral kurulum maliyetinin 22 Milyar Dolar civarında olacağı göz önüne alındığında 11 milyar dolar daha ödemiş olacağız. Şimdiden söyleyelim; elektrik faturalarındaki kayıp-kaçak bedeli, perakende hizmet satış badeli, dağıtım bedeli, iletim bedeli diye faturalarımızda uzayıp giden soygun kalemlerine bir de nükleer kullanım bedeli eklenirse şaşırmayalım" dedi.