FETÖ/UYUŞTURUCU VE NECDET UZUN

Berat GONCA

Bilindiği gibi, uyuşturucu terör örgütlerinin finansmanı için olmazsa olmaz zehirli bir araçtır.

Neredeyse dünyadaki tüm ülkelere kök salan FETÖ isimli terör örgütünün, uyuşturucu pazarındaki kanlı paradan uzak durması beklenemez...

FETÖ ismi verilen terör örgütünün hücre tipi yapılandığı bilinmekte...

Bu hücre yapılanmalarının 3 en fazla 5 kişilik küçük gruplardan oluştuğu deşifre edilmiş durumda....

Hiçbir hücrenin, diğer hücrelerle bağlantısı olmadığı ve hücreler arasındaki koordinasyonun imam denilen unsurlar tarafından sağlandığı da biliniyor...

FETÖ isimli örgütün yapılanmasının tıpa tıp benzerinin Samsun sokaklarındaki torbacılar üzerinde de uygulandığına şahit olmaktayız...

Geçtiğimiz haftalarda Samsun polisi tarafından gerçekleştirilen başarılı bir operasyon ile ani ölümlere neden olan kimyasal zehir sentetik uyuşturucudan 10 kilo ele geçirilmişti...

Bu uyuşturucu rakamsal olarak ufak görünebilir fakat, miktarın 100 bin gencimizi zehirlenmesi anlamına gelmektedir...

Yani 100 bin içimlik uyuşturucu zehir demektir...

Sözkonusu uyuşturucuyu getiren 3 kişi yakalanmıştır fakat yakalanan 3 kişinin bahsekonu uyuşturucu zincirinin ufak bir halkası olduğu gayet açıktır...

Sözkonusu uyuşturucunun binlerce gence ulaşması için yüzlerce torbacıya ihtiyaç vardır...

Sokakları biraz tanıyanlar, sözkonusu uyuşturucu dağıtım ağının tıpkı FETÖ yapılanmasında olduğu gibi 3 veya en fazla 5 kişilik ekiplerden oluştuğunu bilir ve diğer dağıtım ağlarıyla irtibatları yoktur.

Bu durum; Tıpkı FETÖ ağında olduğu gibi sokaklarda da, hücre tipi yapılanmalarda torbacılara uyuşturucu temin eden bir üst zincir temas etmektedir...

Bir de geçmişte gözaltına alınan bazı torbacıların mahkemelerde verdikleri ifadelerde, yakalattıkları uyuşturucuyu polisten temin ettikleri yönünde ifade verdikleri ve ifadeye binaen hiçbir işlem yapılmadığına şahit olduğumuzda, uyuşturucudaki sır perdesi biraz daha aydınlanmış oluyor...

FETÖ isimli terör örgütünün siyasetten sonra en fazla örgütlendiği kurumların polis teşkilatı ve yargı olduğu gözönüne alındığında, torbacıların polis itirafına rağmen neden işlem yapılmadığı daha iyi anlaşılmakta...

Bu arada, hakkında FETÖ soruşturması yapıldığı iddia edilen ve kendisini MHP'li olarak tanıtıp, paralelci olduğu dillerden düşmeyen eski bakan Suat Kılıç'ın ihale yoluyla finansal anlamda destek sağladığı ileri sürülen Hüseyin Kurt'un, "Samsun'da uyuşturucu yokmuş" gibi köşe yazıları kaleme alması FETÖ ile uyuşturucu ağı arasındaki bağlantıya adeta ışık tutmaktadır...

Samsun'da sokakları ahtapot gibi saran uyuşturucu kabusunu belli bir uyuşturucu ağı değil de bireysel ufak eylemler gibi gösterme çabasına yalnız Hüseyin Kurt mu girişmiştir?

Bu rolü yıllardır başında olduğu gazeteler aracılığı ile Necdet Uzun'un yürüttüğü görülmektedir...

Samsun'da 3-5 gram uyuşturucu ile yakalanan torbacı hücresinin haberini yaparken "Uyuşturucu baronları yakalandı" şeklinde gazetede servis edilen haberlerle, Samsun'da paralel yapının kurmuş olduğu uyuşturucu ağının deşifre olmaması için yapılanı algı operasyonu olarak yorumlamak hata olmaz sanırım...

Geçtiğimiz yıllarda yakalanan birçok torbacının mahkemelerde, "Uyuşturucuyu polislerden temin ettim" itiraflarına rağmen, hiçbir işlemin yapılmadığı yıllar mercek altına alındığında, uyuşturucu ile mücadele eden narkotik polisinin başında 2008 yılından 2015 yılına kadar Polis Amiri Güven K.'nın olduğunu görmekteyiz...

Bahsekonu polis amiri Güven K. iddialara göre; 2012'de Samsun'da gazetecilere operasyon yapıyor ve operasyonda gözaltına aldığı gazeteci Yunus Ayaz'a, "Necdet Uzun'u neden yazıyorsun o bizden!" diyor!

Necdet Uzun polis olmadığına göre ve Güven K. daha sonra FETÖ gerekçesiyle açığa alındığına göre, "bizden" derken ne demek istiyor?

Aynı Necdet Uzun'un, Galip Öztürk'ün yargılandığı Metro Davası'nda da yargılanmasının dikkat çekici olduğuna vurgu yapılıyor.

Sözkonusu davanın kamuoyunda paralel yapının tıpkı Ergenekon ve Balyoz gibi davalarda olduğu gibi kumpas davası olduğu algısı oluşturulmaya çalışıldığına bugün şahit olunuyor.

Polis, savcı ve hakimin işbirliği yaparak, İşadamı Galip Öztürk'e kumpas kurduğunun deklare edildiğine işaret ediliyor.

Yani polis, savcı ve hakim elbirliği ile olmayan suçlar üretip Galip Öztürk ve adamlarına operasyon düzenlemiş!

Necdet Uzun da sözkonusu davanın iddianamesinde yer alırken, mahkeme hakimi Uzun'un kendi köşesinde dile getirdiği şekliyle "Senin ne işin var burada?" diyerek beraat kararı vermiş...

"Bu durumda, ya Metro Davası kumpas değil ya da Necdet Uzun FETÖ adına çalışan bir isim" yorumları yapılıyor.

"Yoksa Necdet Uzun, Galip Öztürk'ün güvenini kazanması için mi davaya dahil edilip, bu elde edildikten sonra dava sürerken beraatına karar verilmiştir?" soruları da gündeme getiriliyor.

"Necdet Uzun, yukarıdaki çelişkiler gözönüne alındığında, FETÖ adına çalışan bir isim olması durumunda, konumu gereği FETÖ'nun basın imamı olma ihtimali akıllara gelmektedir..." de deniliyor.

"Adalet Samsun" isimli internet sitesinde geçtiğimiz günlerde Necdet Uzun'un FETÖ'nün Samsun basın imamı olduğu yönünde haber yayınladığı da dikkate alındığında, taşların yerine oturduğu kaydediliyor.

Eğer Necdet Uzun şüphelerde olduğu gibi FETÖ elemanı ise, milletvekilleri ve belediye basın danışmanlıkları başta olmak üzere birçok önemli ismin yanına adam yerleştirdiğine de işaret ediliyor. Daha önce Haber Gazetesi'nde muhabir olarak çalışan isimlerin çalıştığı yerler incelendiğinde durumun vehameti de gözler önüne seriliyor.

Buna örnek olarak, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Samsun Milletvekili Çiğdem Karaaslan'ın Samsun'daki basın danışmanlığını yürüten Sedat Öksüzoğlu'nun Uzun'un yanında yetiştiği ve Uzun ile yakın ilişkisini bilmeyen yoktur. Aynı Öksüzoğlu'nun Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç'ın teyzesinin oğlu Kooperatif Başkanı Adnan Konaş'ın da basın işlerini yürüttüğü biliniyor...

Samsun Büyükşehir Belediye Başkanlığı için yoğun çalışma içerisinde olan eski Milletvekili Cemal Yılmaz Demir'in basın danışmanlığı görevini de yine Necdet Uzun'un ekibinden Mehmet Ertuğrul yapmakta. Ertuğrul'u, Necdet Uzun'un gazetesinde işe başlatan ismin FETÖ operasyonları çerçevesinde gözaltına alınan bir şahsın olduğu iddia edilmekte...

Yine Uzun'un ekibinden Yaşar Arslan, Samsun Ticaret ve Sanayi Odası basın danışmanlığı görevini yürütmekte...

Uzun'un ekibinden bir diğer isim olan Ahmet Çağdaş Çatoğlu'nun da, Atakum Belediye Başkanı İshak Taşçı'nın basın danışmanı olarak atandığı biliniyor...

Uzun'un yanında çalışan gazetecilerin kilit noktadaki isimlerin yanına basın danışmanı olarak yerleştirildikleri görülmekte...

Yine Necdet Uzun'un, Mehmet Yazıcı gibi birçok gazeteciyi çalıştırmadan sigortalı yaparak maaş ödediği bilinmekte...

Ayrıca Uzun'a devletin önemli kurumlarındaki Özel Kalem Müdürleri'nin bilgi akışı sağladıkları ve bunlar sayesinde kurum amirlerini yönlendirdiği öne sürülmekte...

Necdet Uzun'un; Vali, emniyet müdürü gibi önemli isimlerin katıldığı etkinlerde boy gösterirken, önemli isimlerin katılmadığı etkinliklere asla katılmadığı bilinmekte...

Samsun'da gazetecilerin geçtiğimiz yıl düzenledikleri "Yılın Enleri" isimli etkinliğe devletin tüm bürokratları katılırken, kendiside katılmış fakat bu yıl 2.si düzenlendiğinde kendisine de plaket sunulacakken, hiçbir devlet erkanının katılmaması üzerine kendisinin de katılmadığına şahit olunmuştur...

Aynı Necdet Uzun'un başında bulunduğu Haber Gazetesi'nde, FETÖ'nün bölge avukat imamı olduğu iddiasıyla tutuklu bulunan Fevzi Cem Şenocak'ın köşe yazıları yazdığı ve aynı ismin Uzun'un avukatlığını yürüttüğü biliniyor...

Yine Uzun'un başında bulunduğu Haber Gazetesi'nin FETÖ isimli terör örgütünün darbe girişiminden kısa süre önce gazetenin internet sitesinin ara yüzünde yenilemeye giderek, deşifre olmuş ve henüz olmamış pek çok FETÖ mensubunun haberlerini site arşivinden sildirdiği ileri sürülmekte. Buna örnek olarak Samsun'da Mobese ihalesini alan firma ile ilgili yapılan haber gösterilebilir...

Gazetenin ara yüzünün değişimi için gerçekleştirilen pasta kesme törenine şehrin en önemli bürokratlarından birisininde katıldığı ve bu esnada Necdet Uzun'un bu bürokratın yanında elleri cebinde resimleri haberde kullandığı hatırlanırken, Uzun'un, önemli bu bürokratın yanında ellerini cebine koyma cüretini nereden aldığı hakkında kafalarda şüphelerin oluşmasına neden olmaktadır...

Konunun araştırılması elbette bizim işimiz değil. Bu memleketin dürüst hakimleri, savcıları, dürüst gazetecileri, dürüst polisleri var. Herkes işini yapacak. Yapmayınca ne olduğunu 15 Temmuz'da hep beraber gördük. Uzun Fetöcü ise gereği yapılmalı değilse yine yargı tarafından aklanmalıdır. İsimleri geçen gazeteci arkadaşların çalıştıkları işyerleri ile bağlantılarının Uzun'dan kaynaklanmaması dileğimizdir. Dileyelim ki kendi hür iradeleri ile istifa edip şu an bulundukları işlerde çalışıyor olsunlar...

Konuyla ilgili yazacak daha birçok şey olmasına rağmen yazının oldukça uzaması nedeniyle burada virgül koruyorum...

Bir sonraki yazımda buluşmak umuduyla...

Kaynak: FETÖ/UYUŞTURUCU VE NECDET UZUN

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.