Ulusal Fındık Konseyi, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Tarımsal Destekleme ve Yönlendirme Kurulu’na bir rapor sundu. Fındık sektöründeki tüm yapısal sorunlarının ele alındığı ve çözüm çarelerinin sıralandığı raporda, "Fındık sektörünün sorunlarının sadece fiyat üzerinden tartışılması doğru değildir” ifadesi kullanıldı.
“FINDIK SEKTÖRÜ İSTİKRAR ARIYOR”
1983, 2001 ve 2009 yıllarında üç kez fındık ile ilgili kanun ve yönetmelikler çıkarılmasına rağmen sektörün istikrarlı bir politikaya oturmadığı belirtilen raporda, şu ana konulara yer verildi:
- Birçok yasal düzenlemeye ve kurum ile kuruluşa rağmen istikrarlı bir fındık politikamız yoktur. Sektör çoğu zaman el yordamıyla yönünü bulmaktadır. Sistemsizliğin sistem haline geldiği bir sektör yapısı hakimdir. Bu sistemsizlik hali tek meseleyi ‘fındık fiyatına’ indirgemekte ve sektörle alakalı ya da alakasız herkes bu konuda görüş ortaya koymaktadır. Sektöre yön veren ya da vermesi icap eden kurumlar ve kuruluşlar arasında ahenk, birlikte iş yapma ve dayanışma kültürü yoktur.
- Fındık fiyatları hakkında bir karmaşa ve doyumsuzluk hali vardır. Bu ortam içerisinde sürekli bir spekülasyon eğilimi öne çıkmakta piyasa yapısı zarar görmektedir. Her sezon yaşanan rekolte tartışmalarının ekseninde de fiyata etki etmek yatmaktadır. Rekolte tespit işi Gıda Tarım ve Hayvancılık eliyle yapılmalı ve resmiyet kazanmalıdır.
“ÜRETİCİ PROFİLİ YENİDEN TANIMLANMALIDIR”
- İşletme yönünden küçük ölçekli bir yapı hakim iken kağıt üzerinde üretici sayısı da oldukça fazladır. Kırsal ikametgahı baz almayıp arazi mülkiyetine göre tanımlanmış bir üretici profili, küçük ve çok parçalı işletmelerde, genellikle geleneksel yöntemlerle fındık tarımı yapmaktadır. Öncelikle gerçekçi bir fındık üreticisi tanımı yapılmalı ve fındık üretimiyle direkt ilgili olmayan fındığı bir yan gelir olarak gören kesimin fındık üreticisi olarak tanımlanması ya da kabul edilmesi engellenmelidir.
“ARAZİLER BÖLÜNÜYOR”
- Arazilerin miras yoluyla bölünmüş olması, küçük ölçekli bu arazilerde verimin düşük olması gibi yıllara sari sorunlara artık yapısal bir çözüm üretilmesi gerekmektedir. Son yıllarda konuşulmaya başlanan Sözleşmeli Tarım, Tarım İşletmeciliği, Arazi Toplulaştırması gibi kavramların içi doldurulmalı ve uygulamaya geçmesinin alt yapısı oluşturulmalıdır.
“EMANET USULÜ FINDIK İÇİN LİSANSLI DEPO OLMALIDIR”
- Piyasa teamüllerinden olan ‘Emanet Usulü’ artık miadını doldurmuştur. Şu haliyle piyasaya olumsuz etkisi vardır ve emanet usulünü ortadan kaldıracak yapısal adımlar atılmalıdır. Emanet usulünün orta ve uzun vadede ortadan kaldırılması ve etkilerinin silinmesi Lisanslı Depoculukla mümkündür. Lisanslı Depoculuğunun başarılı uygulama örnekleri çoğaltılmalıdır.Lisanslı Depoculuğun kurgulandığı biçimiyle hayata geçmesi ve piyasa argümanlarından bir haline gelmesi elbette zaman işidir.
“ÜRETİCİ TACİRDEN KURTARILMALIDIR”
Emanet Usulünü gerekli kılan en temel faktör üreticilerin ürünlerini emanet bıraktıkları tacirlerden istedikleri zaman avans alabilmeleridir. Bu finansal rahatlık/kolaylık sistemi bir zombi gibi piyasanın içinde tutmaktadır. Üretici refahının tesisi ve ihtiyacı olan paraya kredi vb. finansal araçlarla ulaşabilir olmasını sağlayacak yapısal adımlar atılmalıdır.”