Giresun Ticaret ve Sanayi Odası (GTSO) Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Çakırmelikoğlu, yaptığı açıklamada, 29 ve 30 Mart tarihlerinde Orta ve Doğu Karadeniz'de fındık ürününde zirai donun etkili olduğunu anımsattı.
Zirai donun özellikle Türkiye'nin fındık üretiminin yüzde 60'lık bölümünü karşılayan Giresun, Ordu ve Trabzon illerinde etkisinin çok daha fazla hissedildiğine işaret eden Çakırmelikoğlu, "Bu üç ilde 100 rakımından itibaren kısmen, 250 rakımın üzerinde yüzde 100 hasar oluşumları yaşandı. Üç ilde yaptığımız hesaplamalara göre 2013 ürününe oranla bu yılki mahsulde zirai don nedeniyle yaşanan rekolte kaybı 200 bin ton" dedi.
Çakırmelikoğlu, rekolte kaybının bugünkü serbest piyasa karşılığının 2 milyar lira olduğunu vurgulayarak, şöyle konuştu:
"Bu, bölge ekonomisi için çok ciddi kayıptır ki adeta afet olarak nitelendirebiliriz. Oluşan zarar üç ilin ekonomisi açısından derin kırılmaları da beraberinde getirmeye başladı. Her geçen gün piyasalar daha da daralmakta, piyasalar ikaz vermekte. Giresun, Ordu ve Trabzon'da 2014 fındık ürününde zirai don nedeniyle oluşan ekonomik kayıp 2 milyar lira. Fındıkta yaşanan bu olumsuz durum bu üç ilin ekonomisinde ciddi daralmaya yol açacağından, devlet tarafından bölge esnafı ile sanayicisine yönelik mutlaka kredi desteği imkanları sunulmalı."
Bölgenin sosyo-ekonomik yapısı dikkate alındığında, fındıktaki ekonomik kaybın üretici mağduriyeti kadar bölge esnafı ve sanayicisinin de direkt zarar göreceğine dikkati çeken Çakırmelikoğlu, "Rekoltedeki büyük kayıp bölge ekonomilerinde daralmaya yol açmaktadır. Bunu, yaşanan ekonomik gelişmeler en iyi şekilde ortaya koymakta. Son altı ayda üç ilde kredilerin geri dönüşlerinde yaşanan sorun üst seviyeye ulaşmış, istihdam oranlarında bir önceki yıla göre yüzde 5 dolaylarında bir düşüş yaşanmıştır" ifadelerini kullandı.
Esnaf Desteklenmeli
Hasan Çakırmelikoğlu, fındık nedeniyle piyasada yaşanan olumsuzlukların giderilmesi için esnaf ve sanayicisinin kredilerle desteklenmesini isteyerek, şunları kaydetti:
"Üretici mağduriyeti kadar yaşanan talep daralmasıyla bölge iş dünyası, tacir ve esnafının da direkt zarar göreceği bir gerçektir. Bu bakımdan çiftçinin desteklenmesi öncelikli olmak kaydı ile bölge esnafının da mevcut ticari kredilerinin ertelenmesi, KOSGEB başta olmak üzere Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu gibi aracı kuruluşlar vasıtasıyla düşük faizli kredi ya da hibe programlarının devreye girmesi gündeme alınmalıdır."
Bu desteklemelerin yanında bölge üreticisinin bu tür doğal felaketler karşısında mağduriyetlerini asgariye çekebilecek kalıcı tedbirler planlanması gerektiğine işaret eden Çakırmelikoğlu, "Öncelikle bahçelerin sigortalanma uygulaması ile destekleme politikasının birbirini tamamlayıcı hale getirilmesi stratejisi esas alınmalıdır" diye konuştu.