Yazarlığa sosyal medyada yayınladığı yazılarla başladığını, sosyal medyada yazılarına ilgilinin olumlu olması üzerine yakın çevresinin de teşvik etmesi üzerine kitap yazmaya karar verdiğini kaydeden Betül Fırat, "İlk kitabım ‘Mavinin Fecri’ ve ikinci kitabım ‘Mihrinin Hicranı’ ismiyle okuyucularımla buluştu. Mavinin Fecri isimli kitabım deneme türünde bir kitap. Hayat ile ilgili kıstaslar ve aforizmalar bulunmakta. Okurlarımın güzel tepkilerini ve yorumlarını topladı; beğenildi kısacası. Herkes kendinden bir şeyler ve toplumun değerleri ile ilgili bir şeyler bulabildi. Kadınlar, çocuklar, şehitler, bayrak, aile, aşk, yaşamak gibi konulara atıflar bulunmakta. İkinci kitabım Mihrinin Hicranın ise şiir ağırlıklı olmakla birlikte, son bölümü deneme ve aforizmalara ayrılmış bulunmakta. Şiirlerin konusu çeşitli olmakla birlikte ayrılık üzerine. Genelde kitapla ilgili güzel dönüşler alıyorum. Birkaç kişiyi de ağlatmışım; yani o şekilde bir dönüş oldu. Okur tarafından beğeni topladı" dedi.
İyi bir yazar olmak için iyi bir okuyucu olmak gerektiğini kaydeden Fırat, iyi bir yazar olabilmenin en önemli sırrının insanın hisleriyle yazması gerektiğini vurgulayarak, " İnsanların hayatını dönem dönem bölmek gibi gün gün an an da bölmek mümkün. Odaklanamadığım zamanlar oldu. Kimse başında bir ağırlıkla gezmek istemez sonuçta. Sürekli yazasım var ama bazen bir şeyler size dur diyor ya yazıtlarınız olgunlaşmadı ya da henüz yazılmaya hazır değiller diye düşünüyorum. Sonuçta herkes en iyisini yapmak ister. Sanırım beynimizde buna hizmet ediyor. En güzel nüansı bulana kadar ortaya çıkarmıyor. Başka konularla ilgilenmek, aynı konuya kendimi sabitlememek ve kitap okumak beni bu anlamda rahatlatır. Beyin öyle bir mekanizma ki siz neyle uğraşırsanız uğraşın o arka tarafta çalışmalarına devam eder. Siz oyalanırken en azından fazla başınız ağrımadan çıkar ortaya yazılarınız. İyi bir okuyucu olduğumu düşünüyorum. İyi bir yazar olmanın sırrının çok okumak olduğu görüşündeyim" diye konuştu.
Cemal Süreya, Halide Edip Adıvar, Sabahattin Ali, Cemil Meriç, Can Yücel gibi isimlerin kendisi için idol olduğunu kaydeden Fırat, "Bizden önceki yazarların naifliğini, topluma ve olaylara bakışlarını seviyorum. Onları okumakla da anlatmakla da bitiremem herhalde. Her şeye dönemin yazarları gibi kolay ulaşamamışlar ve dönemlerinin zorluklarıyla nasıl baş ettiklerini düşünürsek biz hazıra konduk diyebilirim. Günümüz yazarlarını popüler olmak isteyenler ve edebiyata gönül verenler diye ayırabilirim. Son zamanlarda nicesiyle tanıştım. İster istemez kendinize yakın olanı seçiyorsunuz. İsim vermemek şu an için daha makul geliyor" diye belirtti.
azarken ilham veya motivasyon kaynağının duygular olduğuna işaret eden Fırat, "Duygularım yönlendiriyor genelde beni. Toplumsal olaylar, kanayan yaralarımız tetikliyor duygularımı. Çok okumak, çok müzik ve şiir dinlemek ayrıca motive ediyor; duygu ve düşüncelerimi değiştirmese de teşvik edebilen kaynaklar. Motive olmak gerekiyor ortaya bir eser çıkartacağınız zaman elbette. Biraz sakinlik ve kendinizle baş başa kalmanız gerekiyor. Yalnızlık alışkanlığım değil ama kendimi motive etmek için sıkça başvurduğum bir yöntem. Bazen kulaklığı takıp dünyayı sessize almak gerekiyor" diye kaydetti.
Yıllardır düşüncelerini kaleme aldığını ama düşüncelerinin kitap olarak esere dönüşmesinin insan ruhunda verdiği hazzın tarif edilemeyecek bir duygu olduğuna işaret eden Fırat, "Ortaya bir eser çıkartmak istediğiniz zaman bir düzenleme ve yayınlama süreci bekliyor yazarları. Bu süreçleri yaşadık hep beraber. Çalışacağınız yayınevine karar vermek önemli bir aşama. Sonuçta yazara maliyeti olan bir durum. Biraz da bütçenize göre davranıyorsunuz. Kitap yazmanın zahmetli ve maliyetli bir iş olmasının yanında, verdiğimiz emekler neticesinde yayınlanan kitabınızın okuyucuyla buluştuğu anı yaşamanın verdiği mutluluk tüm yorgunluğunuzu alıyor" diye vurguladı.
Yazarken akıcı bir dil kullanmak çok önemli olduğunu, çokça okumak ve çokça düşünce, duygu ve kurguları olgunlaştırmak gerektiğine işaret eden Fırat, "Şu anda bir roman üzerine çalışmaktayım. Hazırlığını sürdürdüğüm romanımızın konusu cinayet üzerine kurgulanmış bir roman olacak. Yayınlanan iki kitabıma gösterilen ilginin ilk roman denememde de okuyucunun beğeneceğini umut ediyorum. Edebiyata düşkünüm ve yazmayı seviyorum. Aşkla yapılan her işin sonunda verilen emeğin karşılık bulduğu inancına sahibim" şeklinde konuştu.
HABER-FOTO: Berat GONCA – Nurhan GÜZEL