Ülkemizde her kesin ve her kesimin uzmanlık alanına giren ve otorite olduğu Futbol adına felsefi değerlendirmelerde bulunmak istiyorum birkaç yazıyı kapsayacak .
Tüm Türkiye’de her sene Eylül Ekim aylarında başlayan Futbol hengamesi sezon bitimin de 25-30 takımın sevinç çığlıkları ile neticelenirken bir o kadar takımın üzüntüsüne sebep olmakta.
Milyonlarca insanda üzülmekte ve sevinmekte bir o kadarda boş ve malayani kırılan bir yaklaşım sergilenmektedir sezon sonlarında.
Hakaret,küfür,yalan dolan vb bir takım hadiselerde cabası.
Seyredenler açısından baktığımızda Futbola insan stada niye gider ? maça baktığına ne düşünür ?
Yada ekran karşısında niye bu kadar yoğunlaşır ?
Ülkelerin ekonomik gelişmişlikleri ,sosyo kültürel yapıları arasındaki farklılıklar futbolseverlerin arasındaki seyirci profilini ve davranışını değiştirir.
Öncelikle Futbolu bir seyir zevkimi, gücün bir ispat vasıtası mı, ülkeler arasında üstün olmanın bir simgesel şeklimi olarak algılanıp algılanmadığından başlanarak onlarca açılım getirebiliriz.
Bu fikrimiz her neyse yeni kuşaklara aktardığımızda verdiğimiz mesajda geleceğe bakış açımızı ortaya çıkartır ve onu yaşatırız, kurgularız gelecek adına .
Her kes kendine sorabilir ben sahada yada televizyon karşısında tuttuğum takımı (Bu konuda ayrıca bir yazı konusu olabilecek genişlikte, niye takım tutulur, yada niye o takım ve de o takımdan vazgeçilebilir mi ?) seyrederken ne bekliyorum ?
Bu iki komşu şehir takımı arasında olacağı gibi iki ülke takımı arasında da olabilir.??
Her kes kendi cevabını bulmalı ve düzgün bir yere oturtmalıdır fikirlerini.
Bundan 20-30 yıl önceki yerde değildir bu bakış açısı ve 25-30 yıl yerde de aynı olmayacaktır. Değişir ve tekamül eder ve bu değişime direnmek nafiledir, direnenler aynı fasit dairede, labirentte dönüp duracaktır vesselam.
Kendi bakışımızla bir sonraki yazımızda devam edeceğiz inşallah, sağlıklı ve spor dolu günler diliyorum.