Gaziantep'te sedef ustaları tarafından satılan kehribar tespihi, eskiden önemli bir geçim kaynağıydı. Osmanlı döneminde önemli bir geçim kaynağı olan kehribar tespihinin o zamanki fiyatı günümüz parası ile kıyaslandığında 5-10 binTL arasındaydı. Altından daha değerli olan kehribar tespihler bugün eski günlerini arıyor.
Piyasadaki en eski tespihlerin Osmanlı kehribarları olduğunu ifade eden sedef ustası Adem Bıyık, Osmanlı kehribarı olarak bilinen tespihlerin yaklaşık 200 yıllık geçmişe sahip olduğunu ifade etti. Kehribar tespihine önceki gibi ilgi olmadığını belirten sedef ustası Bıyık, zamanda 5 bin TL'ye satılan kehribar tespihini bugün ise 550 TL'den satışa çıkardıklarını kaydetti. Osmanlı sıkması olarak da bilinen tespihlerin neslinin tükendiğini de ifade eden Bıyık, pahalı türlerin yerini ise çoğaltılmış ve fiyatı düşmüş tespihlerin bulunduğunu söyledi.
Adem Bıyık, "Orijinal tespihler 10 tespihçiden sadece iki tanesinde bulunur. Herkesin elinde bu tespihin bulunması söz konusu değildir. Bunun çoğaltmaları vardır. Mesela bu tespihi hamur haline getirip, bir kilo ise iki kiloya getirip, çoğaltabiliriz. Tespihimiz, torna olmadığı yıllarda elle yapılmış, elle işlenmiş, tamamen natürel kehribar kokusu vardır. Bu tespihlerin fiyatı ortalama 3 bin, 5 bin TL'ydi. Hatta 10 bin’in üzerine çıkabiliyordu. Şimdi ise fiyatı 550 TL’dir. Kehribarın nesli kaybolmuştur zaten” dedi.
"KOLEKSİYONCULAR SEYREDİYOR"
Sedef ustası Bıyık, orijinal kehribar tespihlerinin günümüzde koleksiyoncuların vitrinlerini süslediğini ifade etti. Günümüzde orijinal tespihlerin çekilmek amacıyla değil seyir amaçlı saklandığını belirten Bıyık, “Bu elimde gördüğünüz tespih Osmanlı sıkması, yaklaşık 150 yıl önce yapılmış. Böyle orijinal tespihler, çok ünlü koleksiyonerlerin vitrinlerini süslüyor. Koleksiyonerler, böyle tespihleri de biriktirirler ama asla kullanmazlar. Bu tür büyük tespihleri alan koleksiyonerler, sadece koyup seyrederler. Hiçbir koleksiyoner, hiçbir orijinal tespihi çekmez, sadece oturur seyreder. Tespih kültürü çok farklı bir şeydir. Bizim bu Osmanlı sıkmasının nesli bitmiştir
"MİRAS TESPİHLER, BÖLÜŞÜLÜYORDU"
Bıyık, çok değerli olması nedeniyle miras kalan tespihlerin ise varisleri arasında bölüştürüldüğünü anlattı. Varislerin bölüştüğü kehribar taşlarının ihtiyaç durumunda satıldığını ifade eden Bıyık, günümüze ulaşan kehribar tespihlerinin çoğunun bu yüzden taşlarının eksik olduğunu kaydetti. Eksik taşlı tespihlerin orijinal ve değerli olduğunu gösterdiğini ifade eden Bıyık, "Mesela bu tespihin yarısı yok. Ne yapmışlar bu tespihi, iki tane kardeş alıp bölüşmüşler. Ya da ailenin çocukları, diğer varisleri, bu tespihi bölüşüyorlar. Aile fertlerinden bazıları ise ihtiyacına göre bu kehribar taşlarını satıyorlardı. Aslında bugün biz, nasıl ekonomik olarak sıkıştığımız zaman, altınlarımızı kuyumcuya bozduruyorsak, o zamanda insanlar geçimini kehribarla sağlıyordu. Biz nasıl altınlarımız satıyorsak, onlarda tespih kehribarlarını satıyorlardı. Bu nedenle tespihler eksik yada yarım çıkabiliyor” diye konuştu.
Bıyık, çok fazla tespih yapan ve satan usta olmasına rağmen orijinal kehribarın ise çok az iş yerinde ve koleksiyoncularda bulunabildiğini ifade etti.