Gençlik ve Spor Bakanlığı ile Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) tarafından “Gençlik ve Kültürel Mirasımız” konulu uluslararası kongre düzenlendi
OMÜ Atatürk Kültür ve Kongre Merkezi’nde düzenlenen kongreye Samsun Valisi Hüseyin Aksoy, OMÜ Rektörü Hüseyin Akan, Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) Eğitim, Kültür ve Araştırma Genel Müdür Yardımcısı Hakan Dulkadiroğlu, Gençlik ve Spor Bakanlığı Kredi ve Yurtlar Kurumu Genel Müdürü Prof. Dr. Recep Kaymakcan, MEB Talim Terbiye Kurum Başkanı Prof.Dr. Emin Karip, rektör yardımcıları, ilçe kaymakamları, ilçe belediye başkanları, öğretim üyeleri ve öğrenciler katıldı.
Kongre öncesi açılış konuşmasını yapan Kongre Düzenleme Kurulu Başkanı Doç. Dr. Bekir Şişman, “Geçen yüzyılın önemli kavramlarından biri olan küreselleşme, Türkiye’de daha çok ekonomik boyutuyla ele alınıp tartışılmış, bu kavramın kültür boyutu üzerine akademik bir yaklaşım ve devletçe genel bir strateji çok fazla ortaya konulamamıştır. Küreselleşme denilen olgu kentleşme, sanayileşme, teknolojik ilerleme gibi süreçleri de kullanarak ya her kültürden birçok kültürü ortadan kaldırmakta ya da yerellik, millilik, mahallilik, çeşitlilik ve özgünlük gibi kültürün temel niteliklerini de bozmak suretiyle dünyayı hızla tek tipleştirerek büyük bir köy haline dönüştürmektedir. Bu süreçte bizim de pek çok maddi ve manevi değerimizin ve kültürel belleğimizin tahrip edildiği muhakkaktır. Türkiye’de son 50 - 60 yıllık sanayileşme, tarımda makineleşme ve bunun gibi tabii sonucu olarak yaşanan kentleşme sürecinde yitirdiğimiz milli ve manevi değerlerimiz ve yaşadığımız yozlaşma dikkate alındığında konunun önemi daha iyi anlaşılacaktır. Gelinen noktada ise genel kültür sorunlarının ve politikalarının ele alınarak tartışılması temel kültür kodlarımızın ve kültürel değerlerimizin genç kuşaklara aktarılması ve bunun için bir yol haritasının tespit edilmesini, ileride uygulanabilecek hükümet politikaları için bir referans kaynak oluşturulması ve bu konuda akademik bir bakışın ortaya konulması milletimizin hayatiyeti açısından önem arz etmektedir. Gençlerimiz bizim geleceğimizdir. Milli değerlerinden uzak bir gençlik ve maneviyatsız bir ilerleme gelecekte telafisi mümkün olmayan sorunlar ortaya çıkaracaktır. Kimlikli, kişilikli, milli ve manevi değerlerine saygılı, milletimizin kültürel mirasına sahip çıkan bir gençlikle ancak ileriye emin adımlarla ilerleyebiliriz” dedi.
“REDDİ MİRAS YAPMIŞ OLAN BİR GENÇLİK…”
Geleceğin toplumunu artık gençlerin tanımlayacağını belirten OMÜ Rektörü Prof. Dr. Hüseyin Akan, “Öğrencilik yıllarımda da kültürün tanımını kısa ve doğru bir tanım bulmaya çalıştım. Sanıyorum en doğru tanımı da insan zihninin somut veya soyut ürettikleridir. Yani doğada kendiliğinden olmayan bir anlamda kültürdür. Dolayısıyla kültür aslında bir yaşama biçimidir. O yüzden ülkemizde söylenen ‘batının teknolojisini alalım ama kültürü kalsın’ çok da doğru ve sahici bir ifade değildir. Çünkü teknoloji de üzerinde taşıdığı kültürü az veya çok girdiği topluma taşır. İnsan topluluklarını birbirinden tefrik ettiren de bu kültürdür. Yani ürettikleriyle insan toplulukları bir anlamda tanımlanır. Üst yaş grubu büyükler tevarüz ettiği kültürün az veya çok bir kısmını bugünümüze taşıdı. Geleceğe bugünkü kültür ne derece taşınacak işte bunun cevabı da gençliktedir. Dolayısıyla geleceğin toplumunu tanımlayacak olan artık belli bir yaşın üzerindekiler değil, gençliktir. Geleceğin toplumunu biçimlendirecek ve tanımını belirleyecek olan gençliktir. O gelecek kültürün ne şekilde olacağını da veya bugünkü kültürden neler taşıyacağını ancak kabul ettiği miras ile orantılıdır. Yani reddi miras yapmış olan bir gençlik gelecekte bambaşka kültür yaşayan veya tanımlanan bir Türk toplumu ortaya koyacaktır” diye konuştu.
“KÜLTÜREL DEĞERLER ZAMAN İÇERSİNDE KAYBOLMAYA YÜZ TUTUYOR”
Gençliğin gelecek ve önümüzdeki süreçte nasıl bir Türkiye ve dünya istiyorlarsa buna göre yetiştirilmesi gerektiğini ifade eden Samsun Valisi Hüseyin Aksoy, “Küreselleşen dünyada artık kültürel değerler zaman içersinde kaybolmaya yüz tutuyor. Geleneksel değerleri kaybeden ve değişik gerekçelerle ortaya çıkan yeni durumlara göre özündeki bu değerleri yitiren gençler çok daha sıkıntılı bir süreci beraberinde yaşamayla karşı karşıya kalabiliyor. Hızlı bir kentleşme, sanayileşme artık insanların farklı bir yaşam kültürüne ve tercih edilen bir noktaya doğru gittiğini gösteriyor. Dünyanın birçok yerinde olduğu gibi Türkiye’de de bunu artık gözlemleyebiliyoruz. İstanbul’da, Ankara’da ve Türkiye’nin birçok şehrinde çok katlı, yüzlerce ve binlerce dairenin içersinde bulunduğu sitede buluşuyor. Çok kalabalık bir ortam oluşturuluyor ama bu kalabalık aynı zamanda yalnız kalabalık olarak karşımıza çıkıyor. Çünkü insanların geleneksel anlamda yaşadıkları ve kültürel anlamda ortaya koydukları süreç yeni yaşam biçimi ile farklılaşıyor ve değişiyor” şeklinde konuştu.
“İNTİHAR VE TEŞEBBÜSÜ EN YÜKSEK 14 - 24 YAŞ GRUBUNDA”
İntihar ve intihar teşebbüs oranlarının 14 - 24 yaş grubunun en yüksek oranda karşı karşıya kaldıklarını belirten Vali Aksoy şunları kaydetti: “Özellikle benim daha önce görev yaptığım şehirlerin üniversiteleri ile birlikte yaptırdığımız sosyal çalışmalar içerisindeki konulardan biri de özellikle ‘intihar ve intihara teşebbüs’ konularıydı. Çıkan sonuç intihar konusunda 14 - 24 yaş grubunun en yüksek oranda karşı karşıya olduğu boyuttu. Yine araştırmacı uzmanların bize belirttiği sonuçlardan birisi de bu tür vakaların basında ayrıntılı bir şekilde yer alması, bu tür temayülü olan gençlerde tetikleyici etki yapıyor. Bu ve buna benzer birçok konu konuşulan, tartışılan ve üzerinde durulması gereken hususlardır. Gençlik ve medya ilişkileri, gençlik ve maneviyat, gençlik ve diğer alanlarda ortaya çıkabilecek olan birçok husus alanlarında çalışma yapmış çok değerli hocalarımız tarafından bugün bizlerle paylaşılacak. Bu çalışmada Türkiye’de ilk ve bu alanda yapılmış olan çalışmalarda da temel oluşturmuş olacak.”
Konuşmaların ardından OMÜ Rektörü Prof. Dr. Hüseyin Akan’ın oturum başkanlığı yaptığı konferanslar yapıldı.